Müzik kariyerinde 50 yılı geride bırakmış bir isim Nilgün Onatkut. 45’lik plaklarla ve 2013 yılında kaybettiğimiz usta müzisyen-tonmaister-prodüktör ve SKS stüdyosunun sahibi Doruk Onatkut ile hem sahnede hem de müziğin muftağında vokallere imza atan, en çok da Atakan Ünüvar, Mehmet Horoz ve Şebgün Tansel (ki sonradan Esma Erdem gelecektir) ile yer aldığı Beş Yıl Önce On Yıl Sonra grubuyla hatırlanan Onatkut, 1991’de Yonca Plak etiketiyle kaset formatıyla yayınlanan “Yağmurda” sonrasında müziğin mutfağında çalışmalar ve Doruk Onatkut ile sahne çalışmaları haricinde yeni bir çalışma yayınlamamıştı. 2020 ile birlikte Onatkut, günümüzün usta müzisyenlerinden Selim Öztunç’un üç eseri ve Yüksek Sadakat’in klavyecisi olarak hatırlanan oğlu Uğur Onatkut’un düzenlemeleriyle birlikte Bugu Yapım etiketi ve GRGDN Müzik dağıtımıyla dijital platformlarda bir EP çalışması olarak dinleyicilerle buluşturdu : Aşkın Yolu… Onatkut ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, EP çalışmasını, aldığı geri dönüşü ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Son albümünüz “Yağmurda” yayınlanalı 29 yıl geçti. Bu 29 yılı müziksel anlamda neler yaptınız ve bu dönemi müziksel açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Yağmurda adlı kasetim piyasaya çıktığı gün Irak savaşı başladı. Türkiye ve tüm dünya için çok sıcak gelişmelerin olduğu bir dönemdi. Sadece benim için değil bütün müzisyenler ve sanatçılar için şanssız günlerdi. Bu sebeple reklam ve tanıtım çalışmaları yeterince yapılamadı. Oysa Nino Varon’nun prodüktörlüğünü yaptığı, birbirinden güzel şarkıların olduğu bir albümdü. Sonrasındaki dönemi değerlendirmem gerekirse piyasanın çok canlı olduğu zamanlardı. Art arda yeni isimler albüm yayınlıyordu. Haftanın yedi günü sahneye çıkardık. Stüdyolarda müzisyenler kayıt sırası beklerdi. Hala o günlerde üretilen şarkıları dinliyoruz farkındaysanız...
Aşkın Yolu’nun oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda eserlerin sahibi Selim Öztürk ile yollarınız nasıl kesişti?
-Selim Öztunç benim torunumun babasıdır. Türkçe ve İngilizce harika besteler yapan, çok başarılı bir müzisyendir. 2000’li yılların başlarında benim okumam için verdiği bestelerden birkaçı o zamanlar Doruk’un stüdyosunda demo olarak hazırlanmıştı. Özellikle Doruk’un hayata geçirmeyi çok istediği bir projeydi. Hastalanınca yarım kaldı, hatta unutuldu diyebilirim. Ama Uğur’cuğum pandemi sırasında yeniden düzenleyip playbacklerini bana gönderdi. Benim için de çok büyük bir sürpriz oldu. Pandeminin ilk aylarında sokağa çıkma yasağı sırasında benim için harika bir çalışma fırsatı doğmuş oldu. Kendi kendime prova yaptım, hem sesimi çalıştırdım, hem de eski stüdyo günlerine geri döndüm. Adeta bir dejavu yaşadım! (gülüyor) En güzeli de çocuklarımla beraber şarkı söyleyip vokal yapmak oldu. Şarkılardaki çok sesli vokaller Nazlı ve Uğur’a ait. Hepsi çok keyifliydi.
Bununla birlikte düzenlemelerinizi oğlunuz Uğur Onatkut üstlendi. Oğlunuzla çalışmak sizin için nasıl bir duygu? Bu bağlamda oğlunuzla çalışmak size alınacak ortak kararlarda özgür bir alan sağlıyor mu?
-Uğur’la çalışmak çok keyifli. Oğlum diye söylemiyorum; hem çok iyi bir müzisyen, hem de çok iyi bir tonmaister’dir. Sabırlı, yumuşak yaklaşımını babasına benzetiyorum. Çalışmalarımız sırasında beni güzel yönlendirdi. Çok uyumlu ve titiz çalıştık, Onatkut‘lara yakışan bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
Aşkın Yolu’nu yayınlayan Bugu Yapım ile yollarınız nasıl kesişti?
-Bugu Yapım ve sevgili Burçin Gülbahar’la Uğur’un grubu Yüksek Sadakat ile olan çalışmaları sayesinde tanıştım ve çok başarılı buluyorum. “Aşkın Yolu” projesine inandı ve sizlere ulaştırdı. Kendisine bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
Aşkın Yolu ile ilgili nasıl geri dönüş aldınız?
-Aşkın Yolu projesi tahminimin ötesinde beğenildi, ilgi gördü ve görmeye devam ediyor. Bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen hatırlanmak beni çok heyecanlandırdı. Çok yakında şarkılarımızın klipleri de çekilecek.
Müzik kariyerinizde plak ve kaset ile devam eden süreçte “Aşkın Yolu” sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak da yayınlanması düşünülüyor mu? Bu bağlamda zaman içinde müziğin dijital ortamlardan dinlenilir hale gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Artık zaman değişti dinleyicilere, geniş kitlelere dijital platformdan ulaşmak daha kolay. Şu an için CD projem yok ama daha sonra yeni şarkılarla beraber düşünebilirim. Zaman içinde 45’likler, LP (uzunçalar), kaset-CD derken LP’ler tekrar gündeme geldi. Ailecek bu değişikliklerin içinde olduk ve yakından takip ettik. Hatta CD ilk kez Türkiye’ye geldiği zaman dinleme şansımız olmuştu. Şimdi dijital platformlar size sınırsız bir kaynak ve arşiv sunuyor, bu çok avantajlı. Ancak iyi bir amplifikatör ve pikap ile yaşayacağınız plak keyfinin yeri bir başkadır.
Müziğin mutfağının değerli ismi rahmetli eşiniz Doruk Onatkut ile yıllar içinde pek çok projede sahne önünde-sahne arkasında ya da ikili olarak çalıştınız. Şimdi baktığınızda tüm bu deneyimler size müziksel anlamda neler kattı?
-Doruk’la uzun seneler hem sahnede, hem stüdyoda, hem de evde çalışmak hepimiz için bir okul oldu diyebilirim. Müzik söz konusu olduğunda tam bir işkolikti ve mükemmeliyetçiydi. Bu yaptığımız her çalışmaya yansımıştır. Ondan çok şey öğrendim. Dijital platformlarda müziğe başladığım ilk senelerden bugüne kadar yapmış olduğum 45’likler ve şarkılar yayınlanıyor. Bugün bu çalışmaları tekrar dinlediğimde nasıl tecrübe kazandığımı ve yol kat ettiğimi görebiliyorum. Yıllar içinde kendime has yorumcu kimliğim oturdu.
Beş Yıl Önce On Yıl Sonra’daki ekip arkadaşlarınız ile hala iletişiminiz devam ediyor mu?
-Grup arkadaşlarımla uzun zamandan beri maalesef görüşemiyoruz. Hepimiz farklı yerlere dağıldık.
Aşkın Yolu’ndan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Bugün bu projeye baktığımda içime sinen ve titiz çalışmamızı yansıtan kaliteli bir yapıt görüyorum. İlerde yine yeni sürprizlerle karşınıza çıkabilirim, neden olmasın!
Nilgün Onatkut’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Aşkın Yolu”nu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle