Röportajlar

Bağımsız Sahne #118: Yeni teklisi “küçük bir ELVEDA”yı dinleyicilerle buluşturan Ethel Kebudi ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin yüz on sekizinci konuğu hem psikoloji hem de müzik alanında aldığı eğitimler doğrultusunda kendi benliğini bulan, sanatın pek çok alanında yer alan ve “Baş Tacım” teklisiyle dinleyicilerin beğenisini kazanan, en son yeni teklisi küçük bir “ELVEDA”yı dinleyicilerle buluşturan Ethel Kebudi oldu. Kebudi ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Baş Tacım”a olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-3 çocuklu bir ailenin ilk çocuğuyum. Çocukluğum kasetlere şarkılarımı söyleyip kaydetmekle geçti. Bunu yapabilmeniz için kasetçaların 2 tuşuna aynı anda basmanız gerekirdi. 5 yaşımdayken TRT 1’e çocuk solist olarak seçilmiştim. Çocukluğuma dair anılar silik olsa da o gün çok net. Korolar, okul sınavları, konservatuvar okuma fikrinin zorluğundan korkup sınava bile girmeyip bu isteğimi 37 yaşıma kadar yok saymam derken; büyüdüm. Çat Koç Psikoloji, çat yüksek lisans ve gereken bilumum psikologluk eğitimleri. Uzman Psikolog, aile çift terapisti oldum. Şarkılar içimde arada sevdiklerime yazıyorum, organizasyonlarında sürprizler yapıyorum derken, sene 2012. Otizmli çocuklarla çalışmayı bırakmışım yüksek lisans bitmek üzere, şarkı yazmaya hız vermeye başladım. Evlendim doğurdum dünyanın en büyük mutluluğuna beni eriştiren oğluma kavuştum. Çalıştım müzik içimde büyüdü sessizce. 2. oğluma hamile kaldığımda göbeğimle birlikte müzik de büyüdü içimde sığamadı çıktı ağzımdan ve ‘Baş Tacım’ oldu. Konservatuvar hepsinden sonra geldi. Küçük oğlum 2 oldu ve ben bir müzikalde oynamak istedim. Aslında Şule Yalçıntan hocamın yaptırdığı yoga sonrası shavasana (ceset pozu) da geldi bu görsel/iç görü/iç ses ne derseniz. Uyandım, işaretleri takip ettim. Çok mutlu olduğum 2 yılımı geçirdim, konservatuvarın kapısından içeri girdiğimde masal dünyasındaydım. 11 yaşımdaki Ethel’in hayalini gerçekleştirdim. Tiyatroya ve dansa ne kadar yetenekli olduğumu hatırlattı bana konservatuvar, piyano dersine başlamama vesile oldu, Müzikal Tiyatro okudum. Sahnede oldum. Türlü oyunlar, müzikaller sahneledik. Nota ve solfej bilgim arttı, çok değerli hocalarımla arkadaşlarımla tanıştım. Taner Tuncay’ın yönettiği ‘Küçük Kadınlar Müzikali’ni 2 rolde oynadım. İnşallah bir gün oyunculuğumu da görebileceğiniz bir platformda bulunurum.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Baş Tacım”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Hakan Elbir ile yollarınız nasıl kesişti? “Baş Tacım” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çocukluğumdan erişkinlik dönemime kadar çeşitli platformlarda gösterilere katıldım, korolarda görev aldım. Sesimi ilk kez duyanların şokuna, gözlerindeki parıltı ve gözyaşlarına şahit oldum. Zamanla insan kabuğuna çekildikçe, sadece kendine şarkı söylemeye başlayınca içerdeki alev kıpırdanmaya başlıyor ve “Baş Tacım” bunu dışarı çıkaran oldu. Şarkımı yapınca bunu herkesin duyup kalplere gitmesini diledim. Piyanoda şarkımın notalarını çıkardım ancak sadece kulaktan sağ eli oluşturabiliyordum. Usta eller lazım diye düşünürken annem piyano öğretmeni Rozi Ancel’e ulaştı o da bana Hakan Elbir hocamın numarasını verdi. Evime geldiğinde 8 aylık hamileydim. O boyuna uzun, ben enine kocaman. Müthiş ikili. Notalarımı verdiğim gibi çalmaya başladı şarkımı, ben hüngür şakır ağla. Hoca korktu şok oldu. 4 yıl sonra çıkartabildim şarkımı; konservatuvarı bitirdiğim gün stüdyo kaydına girdim. Konservatuvarın bu anlamda bana güç ve cesaret verdiğini, özgüven kazandırdığını söyleyebilirim. Şarkımla olağanüstü tepkiler aldım, insanlar telefonda arayıp ağlayarak “Sen ne yaptın, nasıl bu duyguları bana yaşatabildin!” şeklinde yorumlar yaptılar. O sırada Datça’daydım, denize girdim ve kollarımı açarak dalgalar eşliğinde tebrikleri kabul ettim, herkese zihnimde, bedenimde, kalbimde sarıldım.

Yeni tekliniz “Küçük Bir “ELVEDA”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Alper Atakan ile yollarınız nasıl kesişti?

-Türlü sebeplerle ötelenen bir şarkı oldu “Küçük bir “ELVEDA” Alper Atakan, yüksek lisanstan çok sevdiğim arkadaşım Sema’nın arkadaşı. 2012 yılında ilk şarkılarımı yazdığım zaman bana ondan bahsetmişti “Verelim çıkaralım şarkıları.” diye. Kocaman “Hayır”larla reddediyordum onu; “Şu an sırası değil! “Haydi oradan korkuyorsun cesaretin yok” değil de “Her şeyin bir zamanı var!” hesabına sığınıyordum. Şaka bir yana hepsi bir arada tabii ki. Sonunda yıl 2023 şarkılara başlangıç yapmışken “Hadi Sema” diyorum “Görüşelim Alper ile!” Alper de sağ olsun şarkımı beğendiğini ve üzerinde çalışmak istediğini söyledi. 

“Küçük Bir ELVEDA” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Küçük bir “ELVEDA”nın kulağa daha profesyonel duyulduğuyla ilgili olumlu geri dönüşler aldım bir de şarkımın içinde “yeniden kavuşuncaya” dediğim bir yer var: “Orayı sen mi söylüyorsun gerçekten?” şeklinde çok keyifli geri dönüşler aldım. Intro’su çok beğenildi, Alper’in ekibinin ellerine sağlık. Ancak verilere baktığımda “küçük bir ELVEDA” ‘Baş Tacım’ın bir ayda ulaştığı dinlenme sayısının yarısında diyebilirim.

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bağımsız bir müzisyen olmak size müziğinizi yapma adına neler katıyor?

-Bir müzik şirketiyle anlaşsaydım çok daha kişiye ulaşabilirdi şarkılarım muhtemelen ancak bağımsız müzisyen olarak deneyimim: kendi hızımda, baskı olmadan, şarkı sözüme müziğime karışılmadan gönül rahatlığıyla ilerleyebiliyorum. Sevgiyle nefes alarak tadını çıkararak bol destekle büyütmek istiyorum şarkılarımı. Müzisyen sıfatı çok güzel umarım bir gün layık olurum.

Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

-Caddebostan’daki evimiz 6. kattaydı, babaannem ve dedem 4. katta. Ne zaman onlara insem dedemi radyosunda Türk Sanat Müziği dinlerken bulurdum. Kulağım çok iyiydi hemen şarkıları ezberler söylerdim. Sonra hayatıma Celine Dion, Cher, Madonna girdi; Sezen Aksu, Sertab Erener, Şebnem Ferah, Ebru Gündeş, Tarkan, Andrea Bocelli, Lara Fabien, Norah Jones, Zaz ve Bülent Ortaçgil ve daha niceleri… Ruhuma göre müziğim şekillenir diyebilirim. Şarkımı çıkartmak için olarak World, pop tarzını işaretliyorum ama bilemiyorum. İçimden geldiği gibi söylüyorum diyelim.

Küçük Bir ELVEDA’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Ocak ayında Hülya Cenk’in yazıp bestelediği, Sisters Music Chain (SMC Production) çatısı altında “Küçücük bir Hayat” şarkısı çıkacak. Simge Kartal’ın mix-mastering’ini yaptığı parçaya 5 kadın olarak vokal destek verdik. Ayrıca Mart ayı gibi de üçüncü teklim yayına girecek. Yine de kısmet diyelim. Kimim ki bileyim… Emre, sana da bu yayını oluşturduğun, bana ulaşıp hikayemi anlatmama alan açtığın için teşekkür ederim. Bi’Kuble okuyucularına sevgilerimi yolluyorum, her ânınızı hakkıyla yaşamanız ve şarkılarımı kalbinize almanız dileğimle.

Ethel Kebudi’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “küçük bir ELVEDA”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.