Röportajlar

Bağımsız Sahne #27 : Ceren Bayar ile düet yaptığı yeni teklisi “Kromatik Çiçekler”i dinleyicilerle buluşturan Hakan Grey ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin yirmi yedinci konuğu, çocuk yaşlardan beri müzikle ilgilenen ve Selçuk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği eğitimi doğrultusunda pek çok değerli müzisyenden dersler alan, Karawanna Blues Band ile de bilinen; 2020 itibariyle ilk solo teklisi “Yağmur Sonrası” ile beğeni kazanan, en son Ceren Bayar ile yaptığı düet “Kromatik Çiçekler”i yayınlayan Hakan Grey. Grey ile (Hakan Aygün) Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Yağmur Sonrası’na kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Konservatuvar eğitiminiz size müziksel olarak neler kattı?

-Bu yolculuğun temelini Malatya’daki hocam Savaş Burak Özkan atmıştır. Bana ilk Blues rifflerini o öğretmiştir ve böylelikle Eric Clapton, BB King, SRV, Jimi Hendrix, Robert Cray, Robben Ford, Gary Moore, Yavuz Çetin gibi isimleri ilk o dönemde dinleyerek temelimi oluşturdum. Klasik Rock Deep Purple, Guns’n Roses, Aerosmith, Whitesnake, Metal Metallica, Iron Maiden ve tabi Pink Floyd o dönemler çok verimliydi benim için… Daha sonra Konya Selçuk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümünü bitirdim ve bu dönemde müziği, armoniyi, notaları, sesleri, piyanoyu ve tarihi daha yakından tanıma fırsatım oldu. Bir de Konya’da bir Blues & Rock’n Roll grubu kurduk! Tabi ki Konyada çok dinlenmedik ama mutluyduk. Sonra İstanbul’a yerleşme kararı aldım. Hemen ardından yıllardır hayranı olduğum üstad Erkan Oğur ve Neşet Ruacan’dan Perdesiz Gitar ve Caz Gitar dersler almaya başladım ve bu sırada bir çok kişiyi tanıma fırsatı buldum. Çeşitli gruplarda Elektro gitar solo eşlik çaldım. Funk grupları oldu, Pop gruplarım oldu ama açıkçası yapmak istediğim iş ve içimde olan temelimde olan şey Blues idi ve yaptım bir blues grubu kurup gitar ve vokallerini üstlendim. Karawanna Blues Band ile çeşitli mekanlarda çaldık ve kayıtlar aldık hatta bir Pole Dans ekibiyle konser yaptık. O da çok fantastik oldu bizim için! (gülüyor) sonrasında pandemi dönemi derken ara verdik. Yine bu dönemde ürettiğim ama bir türlü kayıt alamadığım ceplerimde birikmiş bir takım şarkılarım vardı. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Yağmur Sonrası’nın oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda her iki teklinizde de düzenleme ve prodüksiyonunuzu üstlenen İrfan Saruhan ile yollarınız nasıl kesişti?

-Ürettiğim ama bir türlü kayıt alamadığım ceplerimde birikmiş bir takım şarkılarım vardı. Üretmeye çok önem veriyordum çünkü kendi şarkılarımla var olmalıydım ve hiçbir zaman cover müzisyeni olmak istemedim! Instagram sayfamda Akustik Kafası diye bir program keşfettim, Bu arada İrfan Saruhan moderatörlüğünde gerçekleşen Akustik Kafası programı çok çok ünlü isimleri alıp yine çok çok PR yapıp o çok ünlü isimleri yine ünlendiren sıradan akustik programlardan değildi, ağırlıklı olarak no name isimleri konuk alarak bunlardan biri de benim onlarla birlikte paylaşım içerisine giren sıcak bir programdı ve gelen herkes de kendini evinde gibi hissediyordu. Bu sıcaklık, doğallık, samimiyet asla yapmacık değildi…. Bu vizyonda projenin çok daha ilerleyeceğini düşünüyorum, dolu doluydu, röportaj vardı, sohbet vardı, Akustik besteler vardı ve öyle şaşalı isimlerin değil no name isimlerin katıldığı mütevazi ama bir o kadar da sanatsal içeriği olan bir programdı. Sevgili abim İrfan Saruhan ile bu dönem tanıştık ve programa konuk olup 3 akustik şarkımı seslendirdim. İrfan abi Yağmur Sonrası şarkımı sürekli söylediğini ve aklında kaldığını söyledi, çok sevdi ve “Bu şarkıyı tekli olarak kaydetmemiz lazım Hakan!” dedi ve tabi aynı zamanda aranjörlüğünü üstlendiği şarkıyı kaydetmeye başladık… 

Yağmur Sonrası ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Güzel dönüşler aldık; arkadaşlarım çok sevdi şarkıyı, herkes kendince destek vermeye çalıştı tüm dijital platformlarda ahtapot gibi yayılıp şarkıyı herkese ulaştırmaya çalıştık! Birçok mecrada paylaşıldı şarkı, tamamen organik ilerledik ve bağımsız olarak yayınlama kararı aldık. Her hangi bir plak şirketi ile anlaşmak istemedim ama açıkcası reklam bütçesi konusunda da çok güçlü değildim o dönem zaten pandemi dönemine denk geldi şarkının yayınlanması ama yine ekip olarak, Akustik Kafası ailesi olarak elimizden geleni yaptık ve bence başardık da… Zaten ilk teklimde milyonlara ulaşmayı hedeflemiyordum, hele ki bağımsız olarak! (gülüyor)

Bununla birlikte Akustik Kafası kapsamında Oğuz Aksaç ile “Neredesin Sen”i seslendirme fikri nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?

-Oğuz abi, Emre Yücelen’in bir cover yarışmasında jüriydi. Benim Neredesin Sen coverımı dinleyip birlikte okumayı teklif etti, ben de çok sevindim bu teklife ve en yakın zamanda bir araya gelerek seslendirme fırsatı yakaladık. Kendisini yakından tanıma fırsatı buldum, çok yakında pandemi dönemi bitince birkaç şarkı daha var aklımda. Çünkü bu doğu batı sentezini ikimiz de dinleyenler de çok sevdik.. Geri dönüşler gayet olumlu böyle bir Neşet türküsünü özünden çıkmayarak 2 farklı yorum-cover ki Oğuz Aksaç gibi bir usta ile bunu yapmak benim için çok değerli anlardı. Tabi ki eleştiriler de var her işte olduğu gibi! (gülüyor) Ama benim düşüncem artık bir şarkıyı alıp gitar çalıp baştan sona aynı okumaya cover olarak bakmıyorum. Açıkçası coverda fark olmalı; ritmlerde, gitarda, vokalde ya da başka bir şeyde…

En son Ceren Bayar ile düet olan “Kromatik Çiçekler”i yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda Ceren Bayar ile yollarınız nasıl kesişti?

-Kromatik Çiçekler’in temelini 2014’de bir yaz gecesi atmıştım, ama henüz şekillenmemişti kafamda şarkı. Ceren, okul arkadaşımdı. Konya Selçuk Üniversitesi müzik bölümünden tanışmıştık. O dönem sahne alıyordu ve sesini çok beğeniyordum paylaşımlarımız oluyordu. Mezun olduktan sonra aradan yıllar geçti, Ceren Ankara’da yaşıyordu ve belirli aralıklarla 2 tekli yayınlamıştı, konuşuyorduk. Kendisine Kromatik Çiçekler’i kaydedip gönderdim ve düet teklifi sundum çünkü bu şarkıya en çok yakıştırdığım isimdi, şarkıyı çok severek teklifimi kabul etti. Evet aslında bu şarkı bir İstanbul – Ankara çalışması gibi oldu çünkü pandemi dönemindeydik! O sebeple pandemi sound diyorum! (gülüyor) ve tabi ki Ceren şarkıyı okudu, kaydetti ve gönderdi. Şarkı artık ruh kazanmıştı benim gözümde ve yayınladık… Tabi yine İrfan Saruhan düzenlemesiyle yayınladık şarkıyı, mix-master çalışmasını Alican Pelit üstlendi.

Kromatik Çiçekler ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Geri dönüşleri bizi çok mutlu etti ve bir çok mecrada paylaşıldı, müzik editörleri, dergiler, gazeteler, yazarlar, sayfalar çok önem verdi şarkımıza… Bizim de Ceren ile ilk işimizdi o yüzden ayrı bir yeri var. YouTube için klip çekimlerini Kasım ayına bıraktık pandemi sürecinden dolayı ama Spotify’dan listelere girmesi ve yükselmesi bizi çok mutlu etti… 

Kromatik Çiçekler ile eş zamanlı olarak Efza’nın “Son Model Arabesk” teklisinin gitar düzenlemesini üstlendiniz. Efza ile yollarınız nasıl kesişti? Son Model Arabesk hakkında nasıl geri dönüşler aldınız?

-Efza ile yine pandemi döneminde tanıştık. Yaptığı çalışmalar kendine hastı. Kendine has bir sound’u vardı; dikkatimi epeyce çekti, dostluğumuz gelişti ve paylaşımlar yapmaya başladık. Şarkılarını birlikte seslendirme fırsatı yakaladık. O da Yağmur Sonrası şarkımı çok sevdi ve yakın zamanda bir Efza mix-soundu ile “Yağmur Sonrası” geliyor, bu sürprizi de burdan vermiş olalım! Efza kendi soundunda şarkımı yorumladı ve kısa zamanda onu da paylaşacağız… Son Model Arabesk’i benimle paylaştı ve kulağımda Efza’nın soundu ile Akustik Slide Blues hisler dönmeye başladı. Girdiğim bütün işlerde Blues esintileri vardır bu tıpkı bizi biz yapan dokunuşlar gibi kendine has gibi benim için özgün olması ve benzersiz olması gerekiyordu… Efza’nın şarkısına Slide Akustik Gitar çaldım ve benim Efza’da en çok dikkatimi çeken sentezleri idi, bu şarkının da bir sentez olması gerektiğini düşünerek Amerikan yerli müziği yani benim içimde olan Blues alanı seçmiştim! (gülüyor) Açıkçası içimize sindi. Şarkı listelere girdi ve çok hızlı ilerledi hala ilerliyor burda Efza’ nın da mix anlayışı çok önemli ve daha bir çok işe birlikte imza atacağımız canım arkadaşımla eminim…. 

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Bağımsız olarak buluşturmak beraberinde bir çok takip, sosyal medya analizi, rakamlar, paylaşımlar, reklamlar, geri dönüşler, yani ikinci-üçüncü kişiler olmadan bunu sizin yapıyor olmanız tabi ki özgür bir alan sağlıyor çünkü tamamen kontrol sizde ama tabi ki ülke şartlarında buna ayıracak da epeyce bir zamanınız olmalı… Elimden geldiğince buna vakit ayırmaya çalışıyorum ve sanırım bu konuda da ilerledim… Ben konuyu biraz üretici kafasıyla düşünüyorum yani bu işin bir esnafı olsaydım daha farklı düşünüp daha farklı kişileri bulup onlarla daha farklı ilerleyebilirdim ama şu an uçsuz bucaksız kitlem bana yetiyor! Giderek büyüyoruz ve daha da büyüyeceğiz biliyorum bunun için acelem de yok… 

-Bağımsız olarak buluşturmak beraberinde bir çok takip, sosyal medya analizi, rakamlar, paylaşımlar, reklamlar, geri dönüşler, yani ikinci-üçüncü kişiler olmadan bunu sizin yapıyor olmanız tabi ki özgür bir alan sağlıyor çünkü tamamen kontrol sizde ama tabi ki ülke şartlarında buna ayıracak da epeyce bir zamanınız olmalı… Elimden geldiğince buna vakit ayırmaya çalışıyorum ve sanırım bu konuda da ilerledim… Ben konuyu biraz üretici kafasıyla düşünüyorum yani bu işin bir esnafı olsaydım daha farklı düşünüp daha farklı kişileri bulup onlarla daha farklı ilerleyebilirdim ama şu an uçsuz bucaksız kitlem bana yetiyor! Giderek büyüyoruz ve daha da büyüyeceğiz biliyorum bunun için acelem de yok… 

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Domatesi tarlasından kendiniz mi koparmayı tercih edersiniz yoksa o tarladan koparılıp, kamyonlara aktarılıp, yollarda perişan olup, pazara gelene kadar 3 belki 4 katı fiyatına gidip almayı mı tercih edersiniz? Yani domates domatestir pazarlarda biraz boyanır domates orda kraliçedir ama benim için önemli olan Akustik tarladaki organik domatesi koparıp yemektir… Sanırım anlatabilmişimdir! (gülüyor)

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Benim yaptığım müziği belli bir türe veya tarza koyup sıkıştırmak istemem benim müziğim hislerimin elverdiği ve his aktarımını en güzel icra edebildiğim müziktir. Alternatif Akustik genel bir tabir olabilir ama tabi ki yine içinde Blues olan bir Alternatif o zaman Alternatif Blues diyebiliriz sanırım…

Kromatik Çiçekler’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tabi ki! “Yalanlar” geliyor ve benim sounduma sanırım en yakın Rock Blues bir şarkı oldu bu ve şu ana kadarki en içime sinenlerin başında olacak sanırım uzun zamandır çalışıyoruz… Davulda Ceyhun Tütüncü, piyanoda Semih Nevşehirli, basta Engin Ali Erköse, akustik-elektik gitarda benim olacağım tekliyi umarım seversiniz!

Hakan Grey’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kromatik Çiçekler”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.