Röportajlar

Bağımsız Sahne #45 : Yeni teklisi “Adımlarımı Say”ı dinleyicilerle buluşturan Didem Koçer ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin kırk beşinci konuğu, eğitim anlamında İngilizce öğretmenliği alanında ilerlese de müziğe olan tutkusu ile okul dönemlerinde müzik çalışmalarına başlayan, kendi şarkılarını yazan ve ilk teklisi “Bahsetmiş Miydim?”in ardından en son yeni teklisi “Adımlarımı Say”ı bağımsız label ismi Catast Records olarak dinleyicilerle buluşturan Didem Koçer… Koçer ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Bahsetmiş Miydim?’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Kendimi bildim bileli şarkı sözü yazıyorum ama bu sözleri alıp besteleme ve paylaşma sürecim aslında lise yıllarımda başladı. Okulda tüm vakitlerimi başında geçirdiğim çok eski, akordu kaçık bir piyano vardı. Başında oturup kendime piyano çalmayı öğrettim ve bu sayede yazdığım sözleri bestelemeye başlamış oldum. Gelişmeye çok hevesliydim üretmeye başladıkça açıklarımı görüp vokal ve solfej dersleri almaya başladım. Sonrasında üniversitede koro müziğiyle tanışıp, çok sesli müziğin büyüsüne kapıldım. Müzik kulübü ve koro derken çok fazla müzisyen arkadaşım oldu ve bu arkadaşlarımın bazılarıyla bir gece bilgisayar başına oturup “Bahsetmiş Miydim?”i yaptık.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Bahsetmiş Miydim?’in oluşum süreci nasıl gelişti? Bahsetmiş Miydim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Aslında “Bahsetmiş Miydim?”den önce YouTube üzerinden birçok farklı tekli paylaşmıştım. Hatta “Bahsetmiş Miydim?” o teklilerden biriydi. Sanırım o noktada kendimi henüz yeterli ve hazır hissetmediğim için bir gece şarkıların hepsini kaldırdım. Kendimi daha fazlasını ve kalitelisini yapmaya çok odaklamıştım, yaptığım hiçbir şeyi beğenmiyordum. Tabii bunlar olurken 17-18 yaşındaydım ve hiçbir fikrim yoktu… hoş bence hala yok! (gülüyor) Ama gelişim sürecini insanlarla paylaşmanın çok güzel bir şey olduğunu “Bahsetmiş Miydim?”le öğrendim. Şarkıyı bir gecede, bir kayıt programı kullanmayı nerdeyse bilmeyen 3 arkadaş oturup yaptık. Şarkı beklediğimizden çok çok çok fazla dinlendi. Bunun sebebi bence samimiyetin hissediliyor olmasıydı. 2019 yılında yayınlanmış bir şarkıdan bugün hala çok güzel geri dönüşler alıyorum ve bu benim için tarif edilemez bir his diyebilirim.

En son “Adımlarımı Say”ı yayınladınız. Adımlarımı Say’ın oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyonu yapan Gözde Günar ile yollarınız nasıl kesişti?

-Gözde’yle yollarımız tam olarak müzik odaklı kesişti. Hoşlandığımız şarkılar hakkında konuşurken “Haydi beraber şarkı yapalım!” diyerek başladık. Elimizde şarkılar vardı ve dene/yanıl şeklinde bu şarkıları bir forma sokmaya çalıştık. Gitarınla yazıp bestelediğin şarkıyı bilgisayara aktarıp baştan yaratmak bence zor bir iş, ve biz bu işe neredeyse sıfırdan başladık. YouTube videoları, yayınlar vs. derken neyin nasıl yapıldığını öğrendik, hala öğrenmeye devam ediyoruz. “Adımlarımı Say” benim için biraz tarzımı bulma şarkısı oldu. Sırasını bekleyen şarkılar ne “Bahsetmiş Miydim?”e benziyor ne de ”Adımlarımı Say”a. Hala tarzını, sesini arayan bir müzisyen olduğum için “Adımlarımı Say”ı akustik müzikten elektronik müziğe geçişteki bir köprü olarak görüyorum.

Adımlarımı Say ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Çok tatlı ve modu aşırı yüksek bir şarkı!” Aldığım geri dönüşlerin çoğu bu yöndeydi. Konfor alanımın tamamen dışında bir şarkı olduğu için çok mutlu olmuştum. Bugüne kadar modu yüksek, neşeli diye tanımlanabilecek tek şarkım bu olduğundan olabilir tabii bu! (gülüyor) Ama özellikle pandemi sürecine denk geldiği için insanların yapabildiği nadir yürüyüşlerinde dinleyip keyiflenebileceği bir şarkıyı yayınlamak ve bunun görevini yerine getiriyor olduğunu görmek benim için büyük bir başarı oldu.

Bununla birlikte müziğinizi Catast Records isminizle bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Kesinlikle evet. Dediğim gibi hala soundunu tam olarak bulamamış bir müzisyenim. Denemelerim ve yanılmalarım çok oluyor. Henüz böyle bir noktadayken bağımsız olmak bence çok önemli. 

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Benim için bağımsız müzisyenliğin en iyi noktası tüm kontrolün bende olması. Bazen ne kadar bu durum insanın içini sıksa da genel olarak bu özgürlük, en azından benim için, üretme kısmımda daha etkili oluyor. Kendi beklentilerimi karşılamak tek hedefim oluyor. Tabii kendini tanıtmak, müziğinden hoşlanacak insanlara ulaşmak bağımsızken biraz daha zor. Müzik firmalarının en büyük artılarından biri seni gerçekten dinleyecek insanlara ulaştırabiliyor olması. Bir de, ne kadar şikayetçi olmasam da, yaptığın müziğin her şeyini kendin düşünmek durumunda kalmak yoğun olabiliyor. Bir firmayla çalışıyor olmanın en büyük artılarından biri bir şarkının üretim sürecinin her noktasıyla bilirkişisinin ilgileniyor olması sanırım.

Bununla birlikte çeşitli şarkıları yorumlayıp YouTube hesabınızda paylaşıyorsunuz. Bu tarz çalışmaları yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve sizce YouTube, yorumlarınızı duyurmada etkili mi?

 -YouTube’a orijinal şarkı atarak başladım. Hala yaptığım gibi o zaman da yorumladığım şarkıları daha çok Instagram üzerinden paylaşıyordum. Zamanla hem isteklerle hem de kendimi daha da geliştirmek adına Youtube’a da yorumladığım şarkıları yüklemeye başladım. YouTube sesini duyurmak için çok güzel bir platform ama artık biraz özgünlüğe ihtiyacı var gibi geliyor. Biraz isyankar olacak ama bu özgünlüğü herkes beklediği halde sürekli tekrar eden, birbirinin aynısı şeyleri dinlemeye devam edip, bir tık farklı bir yorum görünce eleştiriye geçen insanlarla çok denk geldim. Biraz uzaklaştım bu sebeple. Ama her an geri dönmeye çok hazırım, çünkü neden olmasın! (gülüyor)

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Bu çok zor bir soru… Kendi müziğimi hissiyatı bol olarak görüyorum. Bir şarkıyı bitirip arkadaşlarıma dinletirken “Arkadaşlar şimdi bu şarkıyı şunu yaparken dinlediğinizi hayal edin!” diyerek dinletirim. Şarkıları yazarken de bestelerken de nerede, kiminle, nasıl, ne yaparak dinleyebileceğimi hayal edip, şarkının her noktasında bu hissi devam ettirmeye çalışıyorum. Bu sebeple müziğimi “Herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir yer” olarak tanımlayabilirim. Yani sanırım…

Adımlarımı Say’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Yolda çok şarkı var! 2021 yılında çok fazla şarkı çıkarmayı planlıyorum. Hatta belki bir albüm. Ama hepsine sıra gelene kadar yolda 24 Nisan’da yayınlanacak olan “Aklımdasın” var şu an onun üzerinde çalışıyoruz. Takipte kalmanızı öneririm!

Didem Koçer’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Adımlarımı Say”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.