Röportajlar

Bağımsız Sahne #52 : İlk teklisi “Dark”ı dinleyicilerle buluşturan Zey Dandin ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin elli ikinci konuğu, mesleki anlamda Radyo-Televizyon eğitiminden gelen, müziğe olan tutkusuyla kendi şarkılarını yazan ve ilk teklisi “Dark”ı dinleyicilerle buluşturan Zey Dandin… (Zeynep Dandin) Dandin ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Dark’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-MTV izleyerek büyüdüğüm için çocukluktan beri müziğe hep ilgim oldu. Hep aklımda müzik adına bir şeyler yapmak vardı fakat bir türlü ne yapacağımı, nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ayrıca buna cesaretim de yoktu. Şarkı yazıyordum ama kimseyle paylaşmıyordum. Piyano dersi alıyordum. Bir yandan da müzikle alakalı bir kariyer fikrini aklımdan çıkarmaya çalışıyordum az önce söylediğim nedenlerden dolayı. Sonra bir gün bu düşünceden kurtulamayacağımı anladım ve 2 şarkımı telefonda kaydedip bir prodüktör ile paylaştım, demo kaydetmek istediğimi söyledim. Demoları kaydettik ama o kadar ürkektim ki… Şimdi o şarkıları dinlediğimde sanki küçük çekingen bir kız çocuğu söylemiş gibi geliyor (ki o zaman 24 yaşındaydım). Daha sonra tekrar üniversite okumaya karar verdim. Üniversitenin korosuna girdim. Orada bu çekingenliğimi, utancımı yenmeye çalıştım. Haftada 3 gün prova yapıyor ve konserler veriyorduk. Bana her anlamda birçok şey katan güzel zamanlardı… Bu arada sürekli demo şarkılar kaydetmeye devam ediyordum ve artık arkadaşlarıma dinletecek cesareti toplamıştım. Ama onun dışında da başka bir girişimde bulunmuyordum. Aslında bir kere Amerika’daki ünlü plak şirketi Interscope Records’ın adresini bulup göndermiştim ama dönmediler tabii! (gülüyor)

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Dark’ın oluşum süreci nasıl gelişti?

-Benim yazdığım şarkıların oluşum süreci genelde çok saçma yerlerde ve anlarda aklıma gelen melodilerle başlıyor. “Muse” dedikleri şey beni hep hazırlıksız yakalıyor yani! (gülüyor) Daha sonra parça parça aklıma melodiler geldikçe bunları birleştiriyorum ve ortaya bir şarkı çıkıyor. Bu bazen 1 gün sürüyor bazen de 2-3 yıl. Dark da 2-3 yıl sürenlerden. Aklıma sözler, melodiler geldikçe şarkıyı toparlıyordum. Daha sonra korodan gerçekten çok iyi piyano çalan bir arkadaşıma gittim. Çıplak sesle kaydettiğim telefondaki kaydı dinlettim. Piyanonun başına geçtik, o çaldı ben söyledim. Artık elimde Dark’ın bir demosu vardı diyebiliriz! (gülüyor) Bu kaydı sürekli dinliyordum ve bu halini bile sürekli dinliyorsam demek ki gerçek bir şarkı haline geldiğinde tam istediğimi yakalayacağımı düşündüm ve profesyonel bir şekilde kaydetmeye karar verdim.

Prodüksiyonu üstlenen Barış Baykan ve düzenlemenizi üstlenen Damla Pehlevan ile yollarınız nasıl kesişti?

-Öncelikle bir arkadaşım sayesinde herkesin bildiği bir müzik firmasında çalışan bir arkadaşının stüdyosunda kaydetmek için anlaştık fakat maalesef bir türlü istediğim sonucu alamadık. Bu arada ben de tam olarak ne istediğimi bilmiyordum ama ne istemediğimden de emindim. Bu nedenle şarkının prodüktörlüğünü yapacak kişileri de doğru şekilde yönlendiremiyordum, sonuçta onlar da benim aklımı okuyacak değildi. Yine bir süre Dark’ı nadasa bıraktım. Pandemi dönemi herkes gibi ruhsal olarak beni de bir boşluğa sürükledi ve internetten araştırma yapmaya başladım. Barış’la da o şekilde iletişime geçtik.Aradım, durumu anlattım. O da anlayışlı bir şekilde bıkmadan beni dinledi, ikimiz de tam olarak benim ne istediğimi anlamaya çalıştık. Daha sonra yavaş yavaş şarkı ortaya çıkmaya başladı. Vokallerimde hala gerçek performansımı sergileyemediğimi, potansiyelimi ortaya çıkaramadığımı düşünüyordum ve Barış’tan beni bu konuda birine yönlendirmesini rica ettim. Barış da beni Damla ile tanıştırdı. Damla’yla birkaç ders ile sonunda tatmin olacağım bir seviyeye geldim, kayda girmeye hazırdım artık. Ayrıca şarkıyı kaydederken de yanımdaydı ve vokal konusunda bana yol gösterici oldu. Mastering için de Eray Polat ile çalıştık. Kısacası ekip çok sağlam! (gülüyor)

Dark ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Genelde benim söylediğimi bilmeseler yabancı bir şarkıcının şarkısı olduğunu düşüneceklerini söylüyorlar. Henüz kötü bir yorumla karşılaşmadım ama dünyada bir şeyi herkesin beğenmesi mümkün değil. İlla ki beğenmeyen insanlar da olmuştur benim haberim olmasa da.

Ayrıca Dark’a bir klip hazırladınız. Klibin oluşumu süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüş aldınız?

-Aklımdaki fikir pole dance yapan bir erkek dansçı ve iyi bir kareografi ile cut olmadan bir performans klibi çekmekti. Fakat maalesef pandemi ve çalışmak istediğim dansçının programının uymaması gibi nedenlerle hiçbir zaman gerçekleşmedi. Klipte kendim de olmak istemiyordum. 1 hafta kadar stok görüntüleri araştırdım, bir hikaye oluşturdum, kurguladım ve klip son halini aldı. Radyo-TV mezunu olduğum için genelde herkes benim çektiğimi sanıyor ve tebrik ediyor. Ben de uzun uzun “aslında böyle oldu” diye açıklıyorum şu andaki gibi! (gülüyor)

Bununla birlikte müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Bu bağlamda bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?

-Tabii ki sağlıyor. Şarkılarımı ben yazıyorum, istediğim tarzda kaydediyorum. Başarısız olursam kendimden başka kimseye hesap verme derdim yok. 

Müziğinizi bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmanın sizce bir müzik firması aracılığıyla buluşturmak arasındaki fark nedir? Artıları, eksileri nelerdir?

-Henüz bir müzik fimasıyla anlaşma yapmadığım ve bunu deneyimlemediğim için kıyaslama yapmam çok zor. Bir gün anlaşma yaparsam o zaman tekrar konuşalım! (gülüyor)

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Tek bir tarza veya konuya bağlı kalmayan, tamamen içten gelen…

Dark’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet, şu an çalışmalarının sürdüğü 3 şarkım daha var. Onları da yıl sonuna kadar yayınlamayı planlıyorum. 

Zey Dandin’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Dark”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.