Fatma Meşe Öz… Babası Halil İbrahim Meşe ile başlayan müzik eğitimi, Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı Ses Eğitimi bölümüne girmesiyle taçlanmış olan Aydın / Söke’li Öz’ü 2017’de ilk teklisi “Şerfem” ile dinlemiştik ve Öz, 2018’de “Ahmet Güneş’in Anısına Nurhak Ezgileri” albümünde de yer almıştı. Şimdi ise Öz’ü, Kalan Müzik etiketiyle yayınlanan ilk albümüyle dinliyoruz : Karanfil…
Gürhan Yüksel’in düzenleyip yönettiği albüm, Stüdyo 440 (Harun Genç) Stüdyo ASC (Ahmet Özgül) ve Stüdyo Mixhane (Ertan Keser) tarafından kaydedilirken mix çalışması 4-6-9-10. eserlerde Genç’e, diğer eserlerde ve tüm eserlerin mastering çalışması ile birlikte Alp Varol’a ait. Ayrıca albümde Öz’ün eşi başarılı müzisyen Emrah Öz’ün de emeği var.
Albüm, Uşak / Banaz / Küçükler Köyü yöresinden, Hamide Öz kaynaklığında Emrah Öz tarafından derlenen “Karanfil Olacaksın” ile açılıyor. Murat Süngü’nün çellosuyla açılan eserde Yüksel’in bağlamaları ve Ömer Arslan’ın perküsyonu öne çıkarken, Burak Demir’in bası da klavye fonla dengeleniyor. Şeyhmus Fidan’ın klasik gitarı eserin duygusunu destekliyor ve Öz’ün çift ses vokali eseri tamamlıyor. Ardından, Muğla / Ula yöresinden, Ahmet Pehlivan kaynaklığında Şerafettin Civelek tarafından derlenen “Al Yazmanın Oyası” Uğur Önür’ün kabak kemanesi ve Gülten Yeğin’in klasik kemençesinin gitar-perküsyon-bas ile uyumuyla başlayan eserde çello da eserin duygulu yapısını destekliyor. Orta kısımda kemençe solo, son kısımda kemane solo başarılı. Yüksel’in bağlaması da eseri tamamlıyor.
Sırada bir potpori var; ilk Burdur / Dirmil yöresinden Kadir Turan ve Ramazan Güngör kaynaklığında derlenmiş “Üç Gider De Beş Ardıma Bakarım (Gurbet Havası) geliyor. Ferhat Erdem’in üç telli curası ve klavye fon ile akustik bir tınıda başlayan eserde orta kısımda bas-perküsyon-gitar uyumu da eserin duygusunu güçlendiriyor. Gitar esere yer yer modern bir anlayış katıyor. Ardından, Burdur yöresinden bir Şahin Akay eseri (Makbule Kaya ile düet) “Al Ardıç Tekesi”ne bağlanıyor. Ferhat Erdem’in sipsisinin öne çıktığı ve bağlama (şelpe)-gitar-perküsyon ile dengelendiği eserde Emrah Öz’ün kabak kemanesi de eseri güçlendiriyor. Makbule Kaya da yılların verdiği başarıyla eserin canlı yapısını desteklerken Öz ile de uyumlu bir düet performansına imza atıyor.
Sıradaki eser, Musa Eroğlu’nun “Şu Dağların Yükseğine Erseler”i oluyor. Yüksel’in divan sazı ve kopuzunun uyumuyla başlayan ve Çağrı Gözeten’in gitarıyla dengelenen eserde bas da yer yer öne çıkıyor. Orta kısımda Ömer Altuntaş’ın balaban solosu başarılı ve eserin duygusunu destekliyor. Ardından, Afyon / Emirdağ yöresinden, Halis Erenoğlu kaynaklığında İsmail Çakır tarafından derlenen “Kurtlu Derelerde Bir Kuzu Meler” perküsyon ve Yüksel’in şelpe-bağlama ve kopuzunun öne çıktığı eserde Osman Aktaş’ın kavalı da esere duygulu bir giriş oluyor. Gitar-bas uyumunun da kavalla dengelendiği eserde Öz’ün kemanesi de bağlama ile uyumlu olarak ilerliyor.
Albüm, Uşak / Ulucak Köyü yöresinden, Sıdıka Yapıcı ve Hatice Aksu kaynaklığında Nebi Yılmaz ve Fadime Yılmaz tarafından derlenen “Bahçanın Harımıyım” ile devam ediyor. Klavye fonun Yüksel’in bağlamalarıyla (divan sazı-cura-bağlama) ile dengelendiği eserde Gözeten’in gitarı ve Murat Kas’ın perküsyonu öne çıkıyor. Demir’in bası da eseri tamamlıyor.Ardından, Afyon / Emirdağı yöresinden Ömer Faruk Yaldız kaynaklığında Nuri Esentürk tarafından derlenen “Dolandım Da Geldim Emirdağı’ndan” geliyor. Yüksel’in elektro bağlamasının ve bağlamasının öne çıkarak canlı tuttuğu eserde perküsyon ve Önür’ün kabak kemanesi de gitar-bas uyumuyla birlikte eserin hareketli yapısını destekliyor. Çift ses vokal de eseri güçlendiriyor. Orta kısımda kabak kemane solo başarılı.
Sırada, Aydın / Söke / Bağarası Köyü yöresinden, Murtaza Erdihan kaynaklığında Ahmet Günday tarafından derlenen “Aydın İçinde Kapalı Çarşı (Sökeli Cafer Efe)” var. Tibet Var’ın kaba zurna solosuyla başlayan eserde klavye fon ve Kas’ın asma davulu da kaba zurnayı destekliyor. Gitar-bas uyumu da Kas’ın perküsyonlarıyla dengeleniyor ve Yüksel de divan sazı-bağlama uyumuyla öne çıkıyor. Süngü’nün çellosu klavye fon ve Yüksel’in curasıyla birlikte altyapıyı tamamlıyor. Ardından, Çameli / Fethiye yöresinden Mustafa Yüksel ve Alptuğ Tokuç tarafından derlenen “Çameli – Fethiye (Potpori)” geliyor. Yüksel’in bağlama-şelpesi ve Kas’ın perküsyonlarının Hale Yamaner Okdan, Selcan Kökçen Şahin ve Senem Ersin Genç’in geri vokalleriyle tıpkı bir köy ortamını yaşatan vokalleriyle başlayan eserde Altuntaş’ın sipsisi ve Öz’ün kabak kemanesi de Gözeten’in gitarıyla birlikte eseri canlı kılıyor ve sipsi de eserleri bağlayıcı unsur oluyor.
Son eser ise, Tokat yöresinden anonim “Susuz Derelerde Kavak Biter Mi (Uzun Hava)” oluyor. Klavye fon ve Fedai Tekşahin’in kaval solosuyla başlayan eserde Öz ve klavye fon uyumlu ilerlerken orta kısımda Tekşahin bağlamasıyla da ekleniyor ve Öz’ün vokaliyle bütünleşerek albümü bitiriyor.
Öz, ilk albümü ile memleketi Aydın’ın yanı sıra, pek çok yöreye değiniyor ve bu bağlamda hem güçlü yorumu hem de Yüksel’in düzenlemeleriyle birlikte bir karanfil misali, yüreklerden kolay kolay atılamayacak duyguda bir albüme imza atıyor.
Yorum Ekle