Müzik

Geleneksel müziğe yeni fikir ve dokunuşlar : Fulya Özlem & Akustik Kabare – Manidar Boşluk…

Başarılı müzisyen Fulya Özlem’i en son özellikle caz ve tango altyapılı ‘Alba’ albümü ve geçen sene yer aldığı ‘Bi’ Şarkım Var’ derleme albümündeki ‘Umut’ ile dinlemiştik. Şimdi ise Özlem, 2014 yılında kurduğu, sahnelerde izlediğimiz ve kanunda Asineth Fitini Kokkala, udda ise Marina Liontou-Mohament’in olduğu ‘Akustik Kabare’ ile bu sefer bir ‘albüm’ü Kalan / Z Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturuyor : ‘Manidar Boşluk’…

Çocukluğunda aldığı Türk Sanat Müziği eğitimini albüme yansıtan Özlem, bu albümü ‘en buralı albümüm’ diye tanımlıyor. Albümdeki tüm eserler Özlem’e ait ve düzenlemeler de Özlem & Akustik Kabare imzası taşıyor. Albümde Özlem, bestelerini oluştururken günümüzde üzerine biraz daha az çalışılan makamları kullanmış. Bununla birlikte albümün konuk müzisyen kadrosu bir hayli kalabalık.

İlk eser albüme ismini veren Sultan-ı Yegah eser ‘Manidar Boşluk’ Kokkala’nın kanununun ön planda olduğu, Mohament’in udu da altyapıyı başarılı bir şekilde tamamladığı, günümüz üslubu ile yazılmış esprili sözleri ile, Özlem’in tiyatral yorumu ile güzel bir başlangıç. Ardından, Kürdi makamında ‘Umut’, ‘Bi’ Şarkım Var’ albümünde de dinlediğimiz bir eserdi, Kokkala ve Mohamentin Özlem ile başarılı uyumuyla duygulu bir eser, orta kısımda Mohament’in kanun solosu başarılı bir şekilde ön plana çıkıyor. Albümün öne çıkan eserlerinden biri. ‘Manidar Boşluk’ gibi akustik bir anlayışa sahip.

Üçüncü eser, Nihavent makamında ‘Yetişir Artık’, Kokkala’nın kanunu ve Mohament’in uduna bu sefer Güneş Demir’in gitarı ve orta kısımdan itibaren Ozan Çoban’ın kemanı ekleniyor. Sanki taş plak döneminde yazılmış bir tango gibi, o denli naif ve başarılı bir eser. Özlem de naif yorumu ile bu havayı destekliyor. ardından Hicazkar makamında bir eser ‘Hissi Vampir’ aranağmesiyle dinleyici etkisi altına alan, kanun ve udun uyumunu devam ettiren, esprili sözleri ve bu sözlerin Özlem tarafından tiyatral bir üslupla yorumlanması ile dinleyicinin ilgisini çekecek bir başka eser.

Sırada Apostolos Sideris’ten bir Acem Kürdi kontrbas taksimi var, Sideris’in başarılı solosu, albümü yeniden duygulu bir havaya getiriyor ve ardından albümün ilk klip eseri Acem Kürdi makamındaki ‘Ateşle Bulut’ duygulu havayı kanun ve udun başlangıcı ve Evi Kanellou’nun dohola darbuka ve tefiyle biraz daha dağıtıyor, Sideris eserde kontrbası ile altyapıyı tamamlıyor, özellikle sözlerin lirik yapısıyla öne çıkan bir başka başarılı eser.

Albüm, Sultan-ı Yegah bir eser ‘Kelebek’ ile devam ediyor, İspanyolca sözleri ile Özlem’in önceki çalışmalarındaki İspanyolca eserleri anımsatıyor, ikinci kısım ise Türkçe olarak devam ediyor, kanun ve udun dengeli bir şekilde oluşturduğu bir eserin ardından Segah ve Rast dönüşümlü ‘Yarın Olsa’ akılda kalıcı müziğinin yanında Özlem’in lirik söz yapısının güzel bir örneği, Özlem’in vokali ve kanun-ud uyumuyla birlikte sözler de anlamını kazanıyor. Orta kısımda Kokkala‘nın kanun solosu başarılı.

Ardından, Saba makamında ‘Ben Yine Kaçar Giderim’, kanun ve udun yanında Burcu Yankın’ın başarılı erbane solosu ile konuk olduğu, hem sözleri hem de müziği ile duygulu bir eser, ‘sevilenin ardından kaçıp gitme’ duygusu Özlem’in duygulu ve kırılgan vokali ile başarılı bir şekilde yansıtılıyor, ve Suzidil makamında bir eser ‘Görmezsem Bu Gece Seni’ dinleyicinin kulağına yerleşecek başarılı aranağmesiyle yine aynı duyguyu devam ettiriyor, ileride repertuvarlara bile girebilecek düzeyde başarılı bir eser, sanki eski dönemde yazılmışçasına bir naiflik hakim, orta kısımda Mohament’in ud solosu esere başka bir boyut katıyor.

Sıradaki eser, Mahur makamındaki ‘Kulakları Olan Bir Duvar’, Sideris’in kontrbasıyla başlıyor, Ozan Çoban‘ın kemanıyla devam ediyor ve kanun-ud altyapıyı başarılı bir şekilde tamamlıyor. Esprili sözleri ve Özlem’in tiyatral yorumu ile dinleyicinin ilgisini çekecek bir eser. Erkekler korosu (Güneş DemirOzan Çoban ve Tamer Ersoy) eserin eğlenceli yapısını destekliyor. Çoban aynı zamanda geri vokaliyle de yer alıyor. Ardından Yunus Emre dizelerine Özlem bestesi, Nikriz ve Neveser dönüşümlü ‘Geldi Geçti Ömrüm Benim’ kanun ve udun yanında Sideris’in kontrbasıyla, Kanellou’nun dohola darbuka ve tefiyle altyapıyı tamamladığı, orta kısımda Mohament’in ud solosunun, son kısımda Kokkala‘nın kanun solosunun başarılı bir şekilde ön plana çıktığı bir başka hareketli eser.

Albüm, Dügah makamındaki ‘Yalnızlıktan Kim Ölmüş’ ile sona eriyor. Eser, Burhan Hasdemir’in asma davul ve bendiriyle başlıyor. Değişken ritmiyle dinleyicinin dikkatini canlı tutan ve eserdeki hareketliliğin yanında Özlem’in sözlerin duygusunu yansıtan tiz vokaliyle öne çıktığı, kanun ve udun sanki bir atışma halinde olduğu eser, albüme güzel bir final oluyor.

Taner Ersoy’un Çatı Stüdyo’sunda Mart 2017’de kaydedilen albümün mix-mastering çalışması, bu alanın duayenlerinden İhsan Apça’ya ait. Mihriban Demircan’ın fotoğrafları ve Negrican Birlik’in grafik tasarımı albümü ilgi çekici kılıyor.

Başlıkta da belirttiğim gibi Özlem, bu albümünde geleneksel müziğe kendine özgü başarılı lirik söz yapısı, bu sözlerin anlamını yansıtan bestecilik anlayışı ve hem Akustik Kabare’nin hem de diğer müzisyenlerin uyumlu birlikteliği ile kendi alanında yılın en başarılı albümlerinden biri.