Müzik

Hem Ay’ı yeni keşfedecekler hem de ilk albümünü unutamayanlar için güzel bir kavuşma niteliği taşıyor : Hüseyin Ay – Gün Olur Kavuşuruz…

Hüseyin Ay ismini çoğu dinleyici, 1996 yapımı “Kırıktır Yüreğim / Varoşların Çocuğu” albümüyle ve özellikle albümdeki Yusuf Hayaloğlu eserleriyle tanımıştı. Zaman içinde Ay, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’daki yorumları, Kaya Gibi Şarkılar ve Şarkılar Yaşar 2’deki proje albümlerdeki katkılarıyla da yeniden hatırlanmıştı. 2016’da yayınlanan “Dost Ve Hüzün – Dostlarım” ile 2020’de yayınlanan “Bir Yıl Daha” teklileriyle de dikkat çeken Ay’ı şimdi yıllar sonra Kalan Müzik etiketli ikinci albümüyle dinliyoruz : Gün Olur Kavuşuruz…

Albümün düzenlemeleri Levent Güneş, Engin Arslan & Murat Başaran (Mayki) & Osman İşmen ve Yaşar Aydın imzası taşırken, eserlerin stüdyo kayıtları ise çeşitli stüdyolarda tamamlanmış.

Albüm, Yunus Emre dizelerine Levent Güneş müzik-düzenlemesi “Ecel Vardır Bir Gün” ile açılıyor. Volkan Arslan’ın tulumu ve Abbas Karacan’ın asma davulunun öne çıktığı eserde İstanbul Strings de yaylılarıyla esere senfonik bir anlayış katıyor. Engin Arslan’ın bağlamasının da yer yer öne çıktığı eserde Ay da çift ses vokaliyle eseri canlı tutuyor. Orta kısımda Selçuk Balcı’nın kemençe solosu başarılı. Sunay Özgür de basıyla eseri tamamlıyor. Ardından, anonim “Pencereden Kuş Uçtu” Engin Arslan ve Mayki (Murat Başaran) düzenlemesiyle geliyor. İlyas Tetik’in cümbüş ve kemanının Bülent Elmas’ın perküsyonlarıyla dengelendiği eserde Müslüm Karaduman’ın kanunu ve Mayki’nin klavyesi de eseri destekliyor. Timur Alp Atak’ın gitarı ve Ediz Hafızoğlu’nun davulu da eseri canlı tutuyor. Akın Altıntaşı’nın bası da eseri tamamlıyor.

Sırada, bir başka Arslan & Mayki düzenlemesi; Adana yöresinden Kara Selim Çavuş kaynaklığında derlenen “Anam Ağlar İçin İçin”  İstanbul Strings’in yaylıları ve perküsyonların uyumuyla senfonik bir anlayışla başlayan eserde Arslan’ın bağlama ve curasının uyumu öne çıkıyor; Mayki’nin klavye fonu da esere güncel bir anlayış katıyor. Orta kısımda cura-keman uyumu başarılı. Ardından bir Yusuf Hayaloğlu eseri “Çok Geç” Osman İşmen düzenlemesiyle geliyor. Erdinç Şenyaylar’ıın gitarlarının İ.D.O Yaylı Grubu’nun yaylılarıyla ve Mehmet Akatay’ın perküsyonlarıyla dengelendiği eserde İşmen de klavyesiyle ve piyanosuyla yer yer öne çıkarak Eyüp Hamiş’in neyiyle eserin duygulu yapısını destekliyor. Orta kısımda Çağdaş Oruç’un saksafon solosu da esere güzel bir tını katıyor.

Albüm, Hüseyin Ay sözlerine Uğur Karataş bestesi ve Yaşar Aydın düzenlemesi “Canımdın” ile devam ediyor. Cemal Kaplan’ın perküsyonları ve Motor Ali’nin -Ali Yılmaz- ud ile cümbüşünün öne çıkarak başladığı eserde Şeyhmus Fidan da gitarıyla öne çıkarken Aydın da klavyesiyle eseri güçlendiriyor. Ay da çift ses vokaliyle öne çıkıyor. Orta kısımda Turay Dinleyen’in keman solosu başarılı. Bülent Ay’ın davulu ve İsmail Soyberk’in bası da eseri tamamlıyor. Ardından, bir başka Hayaloğlu eseri & İşmen düzenlemesi “Aman Be Kardeş” (ki ilk albümdeki Değmez Be Gardaş’tan farklı bir eser) Mehmet Akatay’ın perküsyonları ve İşmen’in klavyesinin İ.D.O Yaylı Grubu’nun yaylılarıyla dengelendiği eserde Motor Ali de bağlamasıyla öne çıkıyor. Gitar da eseri destekliyor.

Sıradaki eser, bir başka Hayaloğlu & Ay çalışması ve İşmen düzenlemesi “Sevdalarımız Çiçekti” Yılmaz’ın bağlaması ve Akatay’ın perküsyonlarının uyumuyla başlayan eserde Ertan Tekin’in duduğu öne çıkıyor. Şenyaylar’ın gitarı da eserin duygusunu destekliyor ve İşmen’in klavye fonuyla uyumlu ilerliyor.

Albüm, ilk albümde yer iki eserin yeni versiyonlarıyla (Arslan & Mayki düzenlemeleriyle) devam ediyor, ilk önce Şekip Ayhan Özışık’ın “Unutamam Seni” eseri geliyor. Mayki’nin klavyesi ve Tetik’in keman ile udunun desteklediği eserde Şenyaylar da gitarıyla eserin duygusunu destekliyor. Berk Falay’ın perküsyonu ve Soyberk’in bası da eseri güçlendiriyor. Orta kısımda İstanbul Strings’in yaylıları ve Ediz Hafızoğlu’un davulu başarılı.  Ardından Hayaloğlu eseri “Yıldızlar Tutuşabilir” geliyor. İstanbul Strings’in yaylıları ve Arslan’ın bağlamasının öne çıkarak başladığı eserde Hafızoğlu’nun davulu da Şenyaylar’ın gitarıyla dengeleniyor. Soyberk’in bası ve Mayki’nin klavyesi de eserin duygusunu destekliyor. Orta kısımda Tetik’in cümbüş ve keman solosu başarılı. İki eser de ilk albümü beğeniyle dinleyen dinleyiciyi mutlu edecektir.

Sırada, bir başka Hayaloğlu eseri, İşmen düzenlemesiyle “Beni Üzme” geliyor. İ.D.O Yaylı Grubu’nun yaylıları ve Akatay’ın perküsyonlarıyla senfonik bir başlangıçla başlayan eserde Hamiş’in neyi öne çıkıyor ve Şenyaylar’ın gitarı da İşmen’in klavyesiyle birlikte eserin duygusunu destekliyor. Orta kısımda Motor Ali’nin bağlama solosu başarılı.

Son eser ise, Ay eseri ve Arslan & Mayki düzenlemesi “Usta’ya Hasret” oluyor. Ahmet Kaya’ya bir selam niteliği taşıyan (bu bağlamda tüm albüm isimlerini de şarkı içinde başarıyla sıralayan) ve İstanbul Strings’in yaylıları ve Falay’ın perküsyonuyla başlayan eserde Tetik’in cümbüş solosu öne çıkıyor. Hafızoğlu’nun davulu ve Mayki’nin klavyesi de eserin duygusunu desteklerken Şenyaylar da gitarıyla eseri güçlendiriyor. Son kısımda Arslan’ın bağlaması ve Tetik’in keman solosu başarılı. Soyberk’in bası da Ay’ın çift ses vokaliyle birlikte eseri tamamlıyor. (Son cümle ise albüme ismini veren “Gün olur kavuşuruz memleket toprağında” oluyor.)

Hem Ay’ı yeni keşfedecekler hem de ilk albümünü unutamayanlar için güzel bir kavuşma niteliği taşıyan albüm, protest ve özgün müziğin önemli ismi Ahmet Kaya’nın yanı sıra, bu albümdeki bestelerinin yayınladığını göremeyen değerli Yusuf Hayaloğlu’nu da yeniden dinleyicilere hatırlatıyor.