Uzun yıllardır müziğin içinde olan bir isim Türkay Nişancı. Erkek kardeşi İlkay Nişancı ile kurduğu Ela grubu ile yaptığı çalışmalarla da ilgi gören Nişancı, ilk solo albümünü Esen Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu : Aynı Ayna… Nişancı ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, Ela’yı, albümünü ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Aynı Ayna’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda Ela grubunu kurmaya nasıl karar verdiniz?
-Yol uzun, yolculuk devam ediyor…
Müziğe 1991 senesinde Kdz. Ereğli Ted Koleji’nde ‘Rıdvan Türkekul’ eğitmenliğinde klasik gitar eğitimi ile başladım. 1 yıla yakın bir sürecin ardından eğitimime 90’lı yıllara damgasını vuran heavy metal müzikten aşırı etkilenmem sebebiyle klasik gitardan elektro gitara geçerek devam ettim.
95-96 ve 96-97 senelerinde solo gitarist olarak yer aldığım okul orkestrası ile birlikte Milliyet Müzik Yarışmasına katıldım ve hem beste hem de aranje dalında grubumuzla birlikte 1.lik ödülü aldım. 1999 senesinde İzmir Dokuz Eylül İİBF’yi kazandıktan sonra üniversitenin müzik kulübünde tanıştığım müzisyen arkadaşlarımdan etkilenerek Türk ve Orta Doğu müziği enstrümanlarına merak saldım ve ud eğitimi aldım. 2000’li yılların başında ise ilk bestelerimi yapmaya başladım ve 2004 senesine kadar İzmir’de birçok sahnede yer aldım. 2005 senesinde askere gidip döndükten sonra müziğe ve hayata dair yeni arayışlarım ve farklı heyecanlarım olması sebebiyle İzmir’de kalmak istemedim. Birikimlerim artmaya başlamıştı ve daha öğrenmek istediğim çok şey vardı. Bu sebepten İstanbul’a yerleşme kararı aldım. Bu kararı almamda şehrin potansiyelinin yanı sıra abimin de orada olması önemli bir faktördü tabiki. 1994 senesine kadar abimle beraber (İlkay Nişancı) aynı orkestrada müzik yapmıştım fakat o üniversiteyi kazanınca İstanbul’a gittiği yıldan beri yaz tatilleri dışında beraber çalamıyorduk ve birlikte çalmayı da çok seviyorduk ve her buluştuğumuzda bir gün tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz özlemini dile getiriyorduk. Bu özlem bizi yan yana geldiğimiz ilk andan itibaren vakit kaybetmeden elimizde olan üretimleri ortaya dökmeye ve hepsini bir bir ameliyat masasına yatırıp ince ince işlemeye itti. ‘Doğru zaman ve doğru yer’ hayata dair bakış açımda çok önemli yer tutan kavramlar ve o zaman için bu kesinlikle şüphe getirmiyordu çünkü yıllar içerisinde ayrı şehirlerde olsak da ne gariptir ki benzer duygularla örülü birikimlerle doldurmuşuz sepetimizi ve sadece meyvelerin birbiriyle tanışma vaktine hasret kalmışız diyebilirim bir nevi. Ela, tüm bu gelişmeler doğrultusunda can bulup doğan bir grup oldu…
Solo bir çalışma yapmaya nasıl karar verdiniz ve Aynı Ayna’nın oluşum süreci nasl gelişti?
-Grup çalışması ile solo çalışmasını birbirinden ayıran en önemli özellik; solo çalışmada tamamen özgür olup yaptığın her şeyin günahıyla sevabıyla sana ait olması. Yük senin bir nevi aslında; ne kadar ağır gözükse de paradoksal olarak bir o kadar hafif diyebilirim. Bu sebepten yıllardır biriktirdiğim eserlerden bir solo albüm çalışması yapmak hep aklımdaydı ve en büyük hayalimdi hayata bu armağanı verebilmek… ‘Aynı Ayna’ varoluşun engin deryasında savrulan iki özgür ruhun tek bir bedende vücut bulduğu üryan bir sevda albümüdür. Sevginin aksiseda yaptığı göğün koridorlarında dans eden bir aşığa sunulmuş ay masalıdır. Oluşum süreci rüya gibiydi; ne kadar net hatırlıyorum desem bir o kadar flu. İlk olarak Ansızın’ı besteledim ve hemen ardına ruh benzerliğimizden ötürü Aynı Ayna şarkısını yaptım. Aynı Ayna şarkısını besteledikten sonra ise hayat arkadaşımın da isminde ‘Ay’ kelimesinin geçmesinden ötürü -ki bu açık gizemi kendisi bana ışık tutmuştur- kafamda bir felsefik dizge oluştu ve o vakit solo albüm çıkarma kararı aldım ve tam 1-1.5 ay içerisinde tüm şarkıların sözlerini, müziklerini, aranjelerini hatta kayıtlarını bile bitirdim diyebilirim. Çok yoğun ve derin bir süreçti…
Albümün yine daha önce çalıştığınız Esen Müzik’ten çıkması nasıl gelişti?
-Esen Müzik benim için bir aile gibi; o sebepten albümün mix ve mastering aşaması bittikten sonra gönül rahatlığıyla şirketi arayıp görüşme talebinde bulundum ve şarkılarımı alıp Mart ayı başında Unkapanı’na gittim. O gün ‘Aşkla Dans, Aynı Ayna ve Ansızın’ bestelerini dinlettim. Şarkılar çok sevilip beğenilince ve geri dönüşler bu kadar güzel olunca hemen süreci hızlandırıp albümü 6 Mayıs 2019’da yayınlama kararı aldık.
Aynı Ayna ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Albüm daha çok yeni ama şu ana kadar aldığım geri dönüşler genel olarak çok olumlu. Büyük beklentilerim yok ne yaptığımın nasıl bir albüm ortaya çıkardığımın farkındayım o yüzden o farkındalık doğrultusunda ilerliyorum. Sırları ve şifreleri olan bir albüm bu, kurgusu olmayan gerçek bir masal hikayesi; o sebepten dinlendikçe demlenen, dinlendikçe dillenen bir melodi tuvali Aynı Ayna. Serüvenci ruhlar için keyifli bir süreç, özlemim o ruhlarla aynı gökyüzünün altında farklı oktavlarda buluşmak…
Aynı Ayna sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak da çıkması düşünülüyor mu?
-Platform olarak CD’nin çalınacak yerinin artık çok aza inmesi vesilesiyle CD basmama kararı aldık şirketle. Ama zaman içerisinde albümün plağını basma düşüncesini de konuştuk; bunu müjdeleyebilirim sizlere.
Aynı Ayna albümünde kendi yapmış olduğunuz müziği nasıl tanımlarsınız?
-İçindeki kumsalı dışına dökmüş bir deniz gibi…
Aynı Ayna’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-En başta da söylediğim gibi yol uzun, yolculuk devam ediyor. Sürgit bir aşk bu hiç bitmeyecek; dünya bir ayna ve ben o aynada şarkılarımla yıkanmaya devam edeceğim… Niceleri kozasında ilk kanat sesine hasret bekliyor. Hasretlerimiz kısa sürecek…
Türkay Nişancı’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. Aynı Ayna albümünü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle