Türkiye’de günümüzdeki başarılı caz müzisyenlerinden biri olan Emre Tankal, zaman içinde hem eğitimi hem de çıktığı caz kulüplerdeki başarısıyla zaman içinde hem başarılı bir caz gitaristi hem de icracısı-bestecisi olarak, öte yandan sahnede Birsen Tezer ve Güler Özince gibi başarılı seslere de gitarıyla-düzenlemeleriyle eşlik ederek dinleyicilerin beğenisini kazanırken, saksafonda Tamer Temel, davulda Berke Özgümüş ve basta Volkan Topaloğlu ile kurduğu Emre Tankal Quartet ile de sahne performanslarına devam etti, özellikle 2018 sonunda yolu Ada Müzik ile kesişen sanatçı veya grupların sahne aldığı “Burada Müzik Var” festivalinde henüz albümü olmayan tek grup olarak yer aldıklarında da pek çok dinleyicinin tanımış olduğu Emre Tankal Quartet, ilk albümü “Kadıköy”ü Ada Müzik etiketiyle geçtiğimiz günlerde dinleyicilerle buluşturdu. Tankal ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, albümünü, aldığı geri dönüşleri ve yeni çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Kadıköy’e kadar olan müzik yolcuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda yüksek lisanstaki müzik eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-12 yaşından beri müzikle iç içeyim. Müzik her zaman benim için tutku oldu. Müziği okulda öğrenmedim. Çok geç müzik okudum, yüksek lisans seviyesinde… Ancak gerçekten çok değerli hocalarım oldu. Sarp Maden, Dave Allen, Donovan Mixon, Aydın Esen… Benim eğitimimde çok büyük rolleri var.
Caz müziği ile nasıl tanıştınız ve kendi bakış açınızla Caz müziğinin Türkiye’de gördüğü ilgiyi nasıl tanımlarsınız?
-16 yaşında caza ilgi duymaya başladım. Tanıştığım anda ilk görüşte aşk gibi bir şey oldu. Diğer müziklerden farklı bir tarafı vardı. Doğaçlama olması, her zaman olması gerekenleri çalmamak gibi bazı öğeler çok ilgimi çekti. Türkiye’de caza bakış açısı genel olarak dünyayla paralel. Ana akım değil. Hiçbir zaman da olmayacak. Ancak son yıllarda artan bir ilgi var. Sayıdan çok dinleyicinin kalitesi bizler için daha önemli.
Emre Tankal Quartet’in oluşum süreci nasıl gelişti?
-Uzun yıllar profesyonel olarak müzik yaptıktan sonra üretim sürecimi bir albüme dönüştürmeye karar verdim. Şarkılarımı ilk Tamer Temel’e dinlettim. Beraber prova yapmaya başladık. Daha sonra aramıza Berke Özgümüş ve Volkan Topakoğlu katıldı. Bova, Mitanni, Nardis gibi caz kulüplerinde şarkılarımı çalmaya başladık.
Sizi quartetinizle Burada Müzik Var festivalinde de izledik. Festivalde sahne almanız nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Ada Müzik ile henüz bir albüm yapmamış olmama rağmen festivalde yer aldım. Benim için çok keyifli bir konserdi. İlk defa bir caz kulübü dışında çaldık. O ailenin bir parçası olmak bana çok iyi hissettirdi. Geri dönüşler çok güzeldi. Çok güzel bir organizasyondu ve güzel bir tecrübeydi.
Bir albüm yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Kadıköy’ün oluşum süreci nasıl gelişti? Ada Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Daha önce de birçok şarkı yazmış olmama rağmen bir türlü içime sinmiyordu. Ancak bu albüm için ilk şarkıyı yazdığımda bir şeyler değişti ve bu şarkının beni bir albüme götüreceğini anladım. Şarkıları yazmaya başladım, arkadaşlarıma götürdüm ve konserlerde yavaş yavaş çalmaya başladık. Hemen hemen hiç prova yapmadık. Her şey konserlerde oturdu. Ada Müzik, Birsen Tezer’le yıllarca olan çalışmalarımdan dolayı içinde olduğum bir oluşum. Burada bana her zaman destek olan Bülent Forta ve Levent Saçılanateş’e çok teşekkür ederim. Ada Müzik benim için bir aile.
Kadıköy ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Açıkçası benim içn en önemli geri dönüş ilk önce beraber çaldığım arkadaşlarım; daha sonra müzisyen dostlarım, öğrencilerim ve dinleyiciler. Açıkçası beni çok mutlu eden geri dönüşler aldım, gerçekten iyi hissettirdi. İdealist bir tavırla müzik yapıyoruz, bizleri mutlu eden tek şey zaten bu geri dönüşler.
Patient Zero eserinde vokalde Çağıl Kaya’nın dahil olması nasıl gelişti?
-Çağıl Kaya eski bir arkadaşım, defalarca beraber aynı sahnede çaldık. Gerçekten harika bir şarkıcı ve müzisyen. Patient Zero’da insan sesi istediğime karar verdim ve aklımdaki tek isim Çağıl’dı. Şarkıyı Çağıl’a götürdüm, çok beğendi ve keyifle söyleyeceğini belirtti. Harika bir iş çıkarttı. Buradan ona tekrar tekrar teşekkür ederim.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Çok zor bir soru… Müziğim tabii ki genel anlamda caz. Ancak yapmak istediğim caz müziğinin karmaşık yapısında melodinin öne çıktığı insanlara bir şeyler anlatan bir müzik yapmak… Umarım başarılı olmuşumdur.
Kadıköy’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Tabii ki… İkinci albümü yazmaya başladım. Umarım ikinci ve üçüncü diye devam edecek. Kendi müziğim dışında Birsen Tezer ve Güler Özince’yle çalışmaya devam ediyorum. Üretmeye devam!
Emre Tankal’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kadıköy” albümünü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle