Röportajlar

İlk EP çalışması “Ayrılmayalım”ı dinleyicilerle buluşturan Enis Yüzer ile bir röportaj…

Müzik endüstrimizde, solo kariyerinden ziyade besteciliğiyle bildiğimiz pek çok isim vardır ve bu isimler zamanla kendi solo kariyerlerine yönelmiştir. Bu isimlerin son örneklerinden birisi de, sahne hayatında 20 yıla yaklaşan ve şarkıları (Burcu Güneş’in Yakın Mesafe’si, İrem Derici’nin Lay Lay Lom’u gibi) pek çok sanatçı tarafından seslendirilen Enis Yüzer oldu ve Yüzer, yıllar içindeki birikimini Kınay Production etiketli ilk EP’si “Ayrılmayalım” ile dinleyicilerle paylaştı. Yüzer ie Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, EP’sini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Ayrılmayalım’a kadar olan müzik yolcuğunuzda neler yaptınız?

-Hani uzun bir yolculuktan gelirsiniz ve geldiğiniz yerde sorarlar; “Yolculuğun nasıldı, nasıl geçti?” diye… Siz de düşünürsünüz o yorgunlukla, nereden başlasam, hangisini anlatsam diye… İşte bu soru bir anda böyle hissettirdi şimdi bana…(gülüyor) Şöyle başlayayım ben… Hatta bu ilk soru, benim kendimi en samimi dille anlattığım hikayem olsun şu ana kadar… Uzun yıllar boyunca (çocukluk yıllarımdan itibaren diyebilirim) içimde keşfettiğim o müzik tutkusuyla ilgili büyük hayaller inşa edip, bu hayaller uğruna büyük çabalar gösterdim… Bunun içine, genç yaşlardan itibaren müzikal olarak kendimi sürekli geliştirme gayretinden tutun, işin hem üretim hem müzisyenlik tarafı, hem mutfak hem sahne tarafı, projeler, maddi manevi yüklere kadar, bu yolun birçok noktasında, hep daha kompakt, daha olgun, daha başarılı olabilmek için ciddi çaba, zaman ve emek sarf ettim gerçekten…Yeri geldi hayatımla ilgili önemli tercihler yapmak zorunda kaldım… Bazen vazgeçişler… Özetle benim için müzikte hiçbir şey şans ya da tesadüf eseri olmadı yani… Çok isteyerek ve çok çalışarak sadece… İlk önce kendi şarkılarımı yazarak ve besteleyerek başladı her şey bende. Yeni bir dünya keşfetmiş, resmen içimde, çocukluğumdan beri yer alan, ama adını bilmediğim o hissin, bir şekilde somutlaşmış halini görmeye ve onu anlamlandırmaya başlamıştım. Daha sonra üniversite dönemlerimin başında şarkı söylemeye başlayarak, hem ses rengimi keşfetmeye hem de bu yönde kendimi geliştirmeye odaklandım… Bunun peşini özel şan dersleri ve beraberinde müzisyenliğe attığım ilk adım olan klasik gitar eğitimleri takip etti… Gitar ile birlikte müzisyenliğe adım attıktan sonra, yaptığım ve söylediğim şarkıların nasıl büyük bir ivme kazanarak olgunlaştığını net bir şekilde görmeye başlamıştım… Kendimi hem müzisyenlik hem de yorumculuk anlamında geliştirmeye devam edip, sürekli üzerine yeni bir şeyler eklemeye çalıştığım bu dönemler ile birlikte, artık hayalim olan sahnelere merhaba dedim… 2003 yılıydı yanlış hatırlamıyor isem… Hayatımdaki ilk afişimin, fotoğrafımın asılı olduğu sokaktan defalarca geçip, insanlar afişime bakıyor mu, dikkatlerini çekiyor mu diye, oradan yürüyenleri uzaktan gizli gizli incelediğimi söylesem şaşırır mıydınız mesela? (gülüyor) Sahne ve canlı performans faaliyetlerim böylelikle gün geçtikçe yoğunlaşarak devam etti. Yıllar boyu, İstanbul içi ve dışı birçok özel mekan, üniversite, belediye ve özel konserlerinde sahne aldım. Bir dönem Ahmet Selçuk İlkan’ın orkestrasında gitarist ve vokalist olarak görev aldım, ve Türkiye’nin birçok ilinde bu orkestra ile birlikte turneler, konserler düzenledik. Şüphesiz çok keyifli ve gurur verici bir dönemdi benim için… Sonraki dönemlerde yine merak ve heves duyduğum bir alan olan radyo ile tanıştım. İsim vermeyeyim, sevilen ve beğenerek dinlenen ulusal bir radyoda ‘Enis ile Akustik Yorum” adlı programı hazırlayıp sundum. Gerek kendi seçtiğim, gerekse canlı yayında dinleyenlerin istekte bulunduğu şarkıları canlı canlı gitarımla çalıp seslendirdiğim çok keyif duyduğum bir programdı. İyi ki yapmışım… Bir dönem itibariyle artık ürettiğim şarkıları başka sesler ile de paylaşmaya karar verdim. Çünkü yaptığım her şarkıyı kendim seslendirebilmem gibi bir zaman ve lüksüm olmayacağını biliyordum. Bu anlamda hem yeni çıkan, hem de herkesin severek dinlediği bazı isimlerle şarkılarımı paylaşıp, çalışma fırsatlarında bulundum. Artık kendi yolculuğum için de hazır olduğumu hissediyordum…Seçilen şarkılar..Uzun süreli emekler, çalışmalar…Günlerin geceleri takip ettiği stüdyo kayıtları…. ve nihayetinde ilk albümün doğuşu: Ayrılmayalım… İşte sorunuzdaki o yolculuk benim için çok uzun ve zorlu merhalelerden geçti…Hayallerin, umutların, fedakarlıkların, emeklerin, bazen küskünlüklerin, hayal kırıklıklarının, bitmeyecek tutkuların içine tıkış tıkış doluştuğu yıllar… ve sonra bir filmin son karesindeki kavuşma sahnesi… Bir daha “Ayrılmayalım” sözleriyle giderilen bir özlem… Benim yolculuğum en özet haliyle bu şekilde oldu….

Bir EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Ayrılmayalım”ın oluşum süreci nasıl gelişti? 

-Aslında bu karar, yolculuğumun en başında zaten içimde var olan en büyük hayaldi… Ona çıkan yolları yürüyüp, engelleri aşabildiğinizde, dün hayaliniz olan, bugün kararınız oluyor işte… Ama bitti mi? Tabii ki hayır! Esas yolculuk bence şimdi başlıyor… En büyük gayem, sesimden dinlenen şarkılarımın insanların hayatlarında izler bırakabilmesi ve tabiki kalıcı olabilmek… “Ayrılmayalım” söz ve müzikleri bana ait 3 şarkıdan oluşan bir EP… Sound olarak akustik formda diyebileceğimiz, her biri ayrı tatta ama aynı konsept ve bütünlüğe uyumlu yapıda şarkılar… EP’nin prodüktör ve müzik koordinatörlüğünü de kendim üstlenmiş olmam, bu uyumu istediğim oranda daha çok destekledi tabii ki… Dilerseniz şarkıların her birinden kısaca bahsetmiş olalım; EP ile aynı adı taşıyan “Ayrılmayalım” şarkısı rast makamında, soft, duygu yüklü ve çok naif bir şarkı. Hani derler ya, dinlediğinizde sizi alıp bir yerlere götürüyor diye… Tam bu tabire uyuyor bence… Aldığımız geri dönüş ve yorumlar da hep bu yönde… “Mutlaka bir dizi, bir film sahnesinde yer almalı bu şarkı, bu melodi!” diye dile getiren insanlar da oldukça fazlalıkta… Yolumu Çizdim, EP’nin diğer lokomotif şarkısı… Ritmik yapısı ve akışı ile EP’nin enerjik çocuğu diyebiliriz. Tabii ki biz bu enerjiyi bilinçli bir şekilde yine akustik bir ölçüde tutmak istedik.. Bu arada anlattığı hikaye ile aynı zamanda içinde hüzün hikayesi barındıran bir şarkı Yolumu Çizdim.. Her duyguyu yaşatıyor dinlerken diyebiliriz… Aynı zamanda şu anda radyolarda EP’nin en çok çalınan ve istek alan şarkısı oldu… Bir diğer şarkımız Dile Kolay… Bu şarkı da armonik olarak batı müziği formunda, içinde sentezler barındıran slow bir şarkı… Henüz çok yeni olmasına rağmen kendi çizgisinde belli bir kalite ve başarıyı şimdiden yakaladığını düşünüyor ve çok güzel geri dönüşler alıyorum…

Kınay Production ile yollarınız nasıl kesişti?

-Sevgili Murat Kınay ile sosyal medyadan takipleşiyorduk uzun bir süredir. Ama herhangi bir oluşum veya proje anlamında bir diyaloğumuz olmamıştı. “Ayrılmayalım” projesine karar verdiğim dönemde, yine Kınay Production‘un değerli sanatçılarından ve aynı zamanda çok yakın arkadaşım olan Emre Altınok’un, Murat Kınay’a şarkılarımı dinletmesiyle başladı bu oluşum. Sonrasında karşılıklı görüştük ve Murat Bey şarkılarımı ve sesimi çok beğendiğini ifade etti sağ olsun. Böylelikle proje anlamında karar kılmış olduk ve yolculuğumuz “Ayrılmayalım” EP’si ile başladı..

Ayrılmayalım EP’si ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-EP henüz çok yeni olmasına rağmen, her 3 şarkı ile de ilgili, hem sosyal medya platformlarından, hem radyolardan, gayet pozitif, güzel yorum ve geri dönüşler alıyoruz. Özellikle “Yolumu Çizdim” radyolar tarafından çok beğenildi ve şu anda birçok radyoda kısa süre içinde çalma listelerinde yerini aldı… Bununla birlikte şu sıra konuk olarak katıldığım radyo ve canlı yayın programlarımız devam ediyor. Bu noktada HypePrMusic ailesine de değerli katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca pek çok şarkınız çeşitli sanatçılar tarafından seslendirildi. Şarkılarınızı diğer sanatçılara vermeye nasıl başladınız ve bu bağlamda şarkılarınızı diğer sanatçılardan dinlemek sizin için nasıl bir duygu oldu?

-Sanatın her alanında ürettiğiniz bir yapıtın, başkaları tarafından duyulması, görülmesi bilinmesi ve bir de beğenilerek takip edilmesi şüphesiz en büyük motivasyon kaynağı. Yapmış olduğum her şarkıyı kendim için düşünmem, kendime ayırmam gibi bir durum yok örneğin bende… Yani doğrudan kafamda başka bir sanatçıyı düşünerek de, onun tarzına, sesine uyacak şekilde de yeni şarkılar yazabiliyorum. Durum böyle olunca da paylaşmak kaçınılmaz oluyor. Bir de ülkece sevilen, beğenilen başarılı isimlerden bu şarkılarınızı dinliyor ve onları duyuruyor olmak nasıl gurur ve mutluluk verici bir histir tahmin edersiniz. Burcu Güneş, İrem Derici gibi değerli isimler şüphesiz bunların başında geldi benim için.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Bir dinleyici olarak günlük hayatımda her tarz müziği dinliyorum diyebilirim. Güzel olan her müzikten keyif alıyorum, oradaki manayı, bulunduğu çizgideki güzelliği hissetmek, anlatılanı anlamaya çalışmak, keşfetmek hoşuma gidiyor. Şarkı söyleme stilim ve şarkılarım her ne kadar pop müzik tanımlamasına daha uygun olsa da, işte içinde ufak ufak bu farklı sentezlerden görebiliyorsunuz dinlediğinizde… Aslına bakarsanız ben kendimi belli bir kalıba sokmayı da sevmiyorum zaten. Evet, bir duruşunuz, bir tarzınız ve renginiz olmalı… Kesinlikle olmalı… Ama bunu sürekli sentezlemeli ve güncellemelisiniz… Şayet; öne çıkmak, daha çok kitleye ulaşabilmek ve kalıcı olmak istiyorsanız… Trendi, güncel müziği ve soundları da takip etmeli ve kendi müziğinizle bir şekilde kaynaştırmalısınız. Bunu ülkemizde en iyi başaranlardan biri, hatta en iyisi diyebilirim, şüphesiz Sezen Aksu’dur… Çok büyük bir değer…

Ayrılmayalım’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Müziğin çok hızlı dinlenip, tüketildiği bir dönemdeyiz… Teknolojinin ve yayın organlarının dijitalleşmesi, ulaşılabilirliğin daha pratik ve kolay hale gelmesi ile birlikte çıkan şarkılar bir anda dinlenip, çok çabuk eskiyor artık biliyorsunuz… Biz de EP’mizde bulunan 3 şarkıyı öncelikle bu süreçte elimizden geldiği kadar daha çok insana duyurmayı ve bu süreci mümkün olduğu kadar verimli geçirmeyi amaçlıyoruz. Sonrası için ekibimle birlikte düşündüğümüz, planladığımız yeni şarkılarım ve güzel projeler var tabii ki… Netleşmeden şu anda bahsetmeyeyim ama, yeni şarkılar gelecek yakında. Net olarak şunu söyleyebilirim size; arayı çok uzatmayacağım… Malum zor kavuştuk, bir daha “Ayrılmayalım”!

Enis Yüzer’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Ayrılmayalım”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.