Röportajlar

İlk solo teklisi “Her Neyse”yi dinleyicilerle buluşturan Pelin Aslı ile bir röportaj…

Pelin Aslı… Müziğin eğitiminden gelen ve zaman içinde pek çok deneyim edinen Pelin Aslı’yı çoğu dinleyici, Dino Din ile ortak çalışması “Gölgeden Kaçan” ile tanıdı. Şimdi ise Pelin Aslı, bu sefer solo kariyerine yöneldi ve synth-pop tınılı ilk teklisi “Her Neyse”yi M. Music Co. etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Pelin Aslı ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Her Neyse’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Aslında hep müziğin içindeydim. Çok erken yaşlarda karar verdim müzisyen olmaya. Birçok meslektaşımdaki gibi klasiktir, besteler yapar söylerdim. Minik bir klavyem vardı, kendi kendime oturur saatlerce çalardım. İlkokulda gitar çalarak başladım ilk eğitimime. Güzel sanatlar lisesi ve ardından konservatuvarda opera eğitimi alıp mezun oldum. Özetleyecek olursam, Her Neyse’nin öncesi uzunca bir müzik eğitimi serüvenim vardı. Bu süreç de çeşitli tarzlarda konserler vererek, müzik eğitimi vererek geçti. Konservatuvar eğitimi elbette müzisyen kimliğime, müziği anlayış biçimime ve kendi müziğimi yapabilmem için gereken teorik bilgiye ulaşmamı ve disiplini sağladı.  Sevdiğiniz işi, anlayarak, iletişim kurarak yapmanın hazzı bambaşka.

İlk yer aldığınız tekli, Dino Din ile “Gölgeden Kaçan” oldu. Dino Din ile yollarınız nasıl kesişti? Teklinin oluşumu nasıl gelişti ve teklinin ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Dino ile, Kadıköy’de müzisyen arkadaşlarım ve çevresiyle, terasta yaptığımız bi jam session esnasında tanıştık. Çok farklı bir müzik algısı vardı. Bizi işsel bağlamda birleştiren de onun bu yönüydü aslında. İkimiz de alışılagelmişin dışında müzikler yapıp dinletmek istiyorduk. Bir süre birlikte üretimler yaptık, Gölgeden Kaçan ise, evde stüdyoda kafa kafaya vererek ve gerçekten eğlenerek yaptığımız bir tekli oldu. Kayıt aşamasında da oldukça keyif aldığım ve beslendiğim bir dönemdi. Geri dönüşler özellikle yakın çevrem tarafından oldukça eğlenceli olduğu yönünde ve olumluydu. Dino Din ile yeni projeler yapmak? Neden olmasın!

Bir solo tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Her Neyse’nin oluşum süreci nasıl gelişti? Şarkıyı birlikte yaptığınız Alperen Gören ve ve düzenlemeyi üstlenen Kaan Ekenler ile yollarınız nasıl kesişti?

-Solo tekli yayınlama fikri aklımda hep var olan bir arzuydu zaten. Sadece olması gereken zamanı bekledik. Yapımcımız ve aynı zamanda menajerim olan Kaan, benim üniversiteden sınıf arkadaşım. Üniversite yıllarımızda da oldukça yakın arkadaştık. Bizi bir araya getiren muhtemelen ikimizde de var olan azim ve kararlılığımızdı. Alperen ise prodüktörümüz. Alperen ile ilk defa, Kaan’ın stüdyosunda tanıştık. Yaptığı işlerdeki özene ve iş disiplinine inanılmaz saygı duyduğum biridir. Bunun içine destekleyici ve naif karakteri de girdiğinde, daha iyi bir iş ortamı düşünemiyorum.   

M. Music Co. ile yollarınız nasıl kesişti?

-İkimiz de mezun olduktan sonra, Kaan gerçekleştirmek istediği hayali kağıt üstüne taşıdı ve bir yapım şirketi kurdu. Bir gün bir projede benimle çalışmak istediğini, seslendirmemi istediği bir şarkı olduğunu söyledi. Severek kabul ettim. Hala birlikte çalıştığımız için mutluyum!

Her Neyse ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Her Neyse ile ilgili en çok duyduğum yorum, şarkının dile dolanmasıyla ilgili. Fakat bu konuda beni en çok etkileyen, küçük yaş öğrencilerimin, derse şarkıyı ezberleyerek gelmeleri oldu. Çok saf bir his!

Her Neyse’nin Ekenler & Gören yönetmenliğindeki klibinin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Biz klibi Bodrum’da çektik. M. Music Co.’nun iki stüdyosu var; ana stüdyo İstanbul’da, diğeri ise Bodrum’da. Şarkıyı yaz ayında kaydetmeye karar verdik. Kaan’a bunu Bodrum’da yapmayı teklif ettim, benim için hem tatil hem iş niteliğindeydi. Güneş, temiz hava ve doğanın içindeyken, beklediğimden daha da pozitif işler çıkardığımıza inanıyorum.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Kendi müziğimi sentez müzik olarak tanımlayabilirim. Annem caz ve klasik müzik dinlerdi, babam türkü severdi, ben opera okudum. Sentez bir müzik anlayışı içinde büyüdüm. Bunun üstüne günümüz elektronik müziğinin de ivme alışı ve genç nesilin büyük bir çoğunluğunu içine alması takip edince, ortaya etnik – sentez fakat batı müziği eğitimimden dolayı soul ve caz tınılarını da barındıran besteler çıkmaya başladı benden. Asla tek bir tarz ile sınırlandırmıyorum kendimi, çünkü her türlü müziği içimde barındırdığıma inanıyorum.         

Her Neyse’nin sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet, kesinlikle. Her Neyse sadece ilk adımdı. Biz de her gün kendimize yeni şeyler katarak ilerliyoruz, sürekli iletişim halindeyiz, durmadan çalışıyoruz, dinliyoruz. Her yeni eser bir öncekinden daha iyi olsun ve doyursun diye çabamız. Ben müzisyenim fakat bu bir işten ziyade benim tutkum. Bu da işim için gerekli olan sürekliliği ateşliyor. En kısa zamanda yeni projelerde görüşmek üzere!

Pelin Aslı’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Her Neyse”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.