Röportajlar

İlk teklisi “Büyük İstanbul”u dinleyicilerle buluşturan Merve Deniz Durur ile bir röportaj…

Merve Deniz Durur ismini çoğu dinleyici, sahne performansları ve Rising Star’da seslendirdiği Dayan Yüreğim ile hatırlayacaktır. Şimdi ise Durur, Mustafa Güleryüz eseri olan ilk teklisini Çallı Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu : Büyük İstanbul… Durur ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Büyük İstanbul’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda Rising Star’a katılmaya nasıl karar verdiniz ve sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Müziğe çok küçük yaşlarda, klişe olacak ama, saç fırçasıyla şarkı söyleyerek başladım. 1990 doğumluyum ve o yıllarda malum her materyale, her oyuncağa erişim şimdiki kadar kolay değildi; ve hiç unutmuyorum, 1990’lı yıllarda, rahmetli babamın yana döne oyuncak mikrofon arayıp bulamadığını hatırlıyorum bana. Hep ilgiliydim müziğe, şarkı söylemeye. İlk konsere çıkıp canlı performansımı sergilediğimde İlkokul 5. sınıftaydım. Rahmetli babam da müzisyendi ve bağlama çalardı. Bazen canı isterse, akşam saatlerinde alırdı bağlamasını eline ve bize mini konserler verirdi. Böyle bir ortamda yetişince, eğilim de buna göre oluyor tabi. İlk konserimde söylediğim parçaları babamla çalışmıştık, unutmuyorum bunu hiç. Gel zaman git zaman, bu konserler biraz daha profesyonel işler haline gelmeye başladı yaş ilerledikçe. Okul, belediye konserleri gibi… Zamanla canlı müzik sektörüne adapte olmaya başladım ve çıta gittikçe yükselmeye başladı. “Neden bir de yarışma tecrübem olmasın?” dedim ve Rising Star atmosferinde bu tecrübeyi edinmiş oldum. İyi ya da kötü, benim için eşsiz bir anıdır.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve Büyük İstanbul’un oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda eserin sahibi Mustafa Güleryüz ve düzenleyen Ogün Sayharman ile yollarınız nasıl kesişti?

-Büyük İstanbul şarkısını kıymetli abim Mustafa Güleryüz’den ilk dinlediğim anı hatırlıyorum. Eskişehir yıllarında tanıştık onunla ve birlikte sahne alıyorduk, kendisi Eskişehirlidir. Dün gibi hatırlıyorum hem de, sahnede “Haydi abi, senden de bir şeyler dinleyelim!” dediğimiz bir andı. “Ben kendime ait bir şarkı okuyayım öyleyse!” dedi ve o büyülü an! Şarkı beni öyle derinden etkiledi ki, “Bu şarkıyı bir gün herkes duymalı!” dedim o an. İlerleyen zamanlarda yollarımız değerli aranjör (Loras Production) Ogün Sayharman ile Konya’da kesişti. Büyük İstanbul için kıymetli vaktini, mesleğinin tüm inceliklerini büyük bir sabır ve sevgiyle önümüze serdi. Sağ olsun…

Çallı Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Klibin yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlenen, benim iki gözüm, Baki Gerçeker, -selam olsun ona buradan- onun sayesinde Çallı Müzik ile tanıştım. Doku da tutunca, Çallı Müzik ile anlaşmamızı imzaladık.

Büyük İstanbul ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Büyük İstanbul öyle bir şarkı ki, bir kez dinleyen, tıpkı benim ilk kez dinlediğimde olduğu gibi, o büyüyü yakalıyor; ve bir kez daha, bir kez daha dinlemek istiyor. Bunda, hikayenin gerçek bir hikaye olmasının etkisi çok büyük. Tekrar yüreğine sağlık Mustafa Güleryüz…

Büyük İstanbul’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Bir sonraki tekli çalışmamızı neredeyse tamamlamak üzereyiz. Söz ve müziği bana ve elbette üstada ait : Mustafa Güleryüz… Aranjörümüz ise yine bir üstad, değerli Tuncay Gökşin. Gitarda Erdem Sökmen gibi çok ama çok saygıdeğer müzisyenler eşlik ediyor şarkımıza. Şarkımızın adını buradan da duyuralım, “Yüreğime Hoş Geldin” İnşallah arayı çok uzatmadan, bu şarkımızı da en güzel biçimiyle dinleyenlere sunarız…

Merve Deniz Durur’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Büyük İstanbul”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.