Röportajlar

İlk teklisi “Gidiyorum”u dinleyicilerle buluşturan Asu İrem Sever ile bir röportaj…

Asu İrem Sever… müziğin eğitiminden gelen ve kendi eseri olan ilk teklisi “Gidiyorum”u Çallı Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Sever ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Gidiyorum’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı? 

-Gidiyorum’dan önce yoğun bir koro hayatım oldu. İlkokul birinci sınıfa gittiğim zamanlarda annem bir koroya gidiyordu, ayna karşısında bestesi Hacı Faik Bey’e güftesi Mehmet Sadi Bey’e ait olan “Ateş-i Suzân-ı Firkat” adlı eseri çalışırken ben yanında söylemeye başlamışım. O günden sonra koro hayatım başladı. TRT Trabzon Çocuk Korosu’nda iken Kimseye Etmem Şikayet adlı eseri solo alarak icra etmiştim.  O zaman 10 yaşımdaydım.. Yaşımdan büyük eserlere merakımın olması annem dışında herkesi şaşırtıyordu! (gülüyor) Sonrasında 2004 yılında iki yıllık bir Almanya maceramız oldu, orada da korolara devam ettim. Daha sonra TRT Trabzon Gençlik Korosu, belediye ve dernek koroları derken 2014’te Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’nı kazandım. Çok kıymetli hocalarım oldu. Hem teorik anlamda hem kişisel gelişimimde bana çok katkısı oldu.  Her şey bir tarafa cennet gibi bir konumu var okulumuzun. Uçan kuştan, rüzgarın salladığı yapraklara kadar gördüğünüz her şey ruhunuzu besliyor.

Profesyonel bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Gidiyorum’un oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Ege Eryılmaz ile yollarınız nasıl kesişti?

-Aslında küçük yaştan itibaren şiir yazıyordum, Türk Sanat Müziği eseri bestelemek de küçüklük hayalimdi, fakat yaş olarak da ruh olarak da büyüdükçe bu hayalimden uzaklaştım; ne yazarsam yazayım “Sine-i suzanıma ahım yeter”deki duyguyu veya “Kimseyi böyle perişan etme allahım yeter”deki hissiyatı veremeyecektim. Ben de duygularımı popüler müzik olarak adlandırılan tarzla sunmak istedim. Yine de klasik kemençeden ve tanburdan kopamadım. Ege’yle klibimi yöneten değerli arkadaşım İbrahim Dönmez aracılığı ile tanıştım. Ege de şarkımın ruhunu ben söylemeden anladı ve çok keyifli bir sürece girmiş olduk. 

Çallı Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Çallı Müzik ile Ege sayesinde tanıştım. Bu fikir ve yönlendirme Ege’ye aittir. Şunu da söylemeliyim Çallı müzikle ilk iletişime geçtiğimde yıllardır tanışıyoruz sandım, hiç yabancılık çekmedim. Çok değerli insanlar. Buradan tekrar teşekkür etmek isterim.

Gidiyorum ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Gidiyorum’un geri dönüşleri beni çok mutlu etti açıkçası. Okuduğum yorumlar, gelen mesajlar o kadar güzeldi ki “Hissettirmişim!” dedim kendi kendime. Beni duymuşlar, sözlerimi anlamışlar. Gerçekten duygulandığım zamanlar oldu. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Benim tanımımdan ziyade bana gelen bir tanımı söylemek isterim, çok mutlu olmuştum bu yorumu duyduğumda “Asu gibi su gibi, derin bir nefes gibi” benimki tanım değil temenni olur; umarım söylediğim her şarkıyı, her eseri gözlerini kapatarak, dalarak dinlerler. Şarkılarda hüzün bile olsa kalplerde huzurlu bir iz bırakmak isterim.

Gidiyorum’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet, başka çalışmalar yapmak niyetim var. Hareketli bir şarkı gelecek gibi.  Sizin vasıtanız ile tekrar tekrar bu şarkıda emeği geçen hocalarıma, arkadaşlarıma; güzel yorumlarıyla bizleri duygulandıran tüm dinleyenlerimize teşekkür ederim. İyi ki varsınız… Sağlıklı ve sevgi dolu günlerde görüşmek dileğiyle.

Asu İrem Sever’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Gidiyorum”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.