Röportajlar

İlk teklisi “Kabul Ettim”i dinleyicilerle buluşturan Serenad Bayraktar ile bir röportaj…

Serenad Bayraktar… Müzikle ilgili bir aileden ve müziğin eğitiminden gelen Bayraktar, bu bağlamda çocukluğundan beri trompete olan ilgisi bağlamında konservatuvarda aldığı dersler bağlamında başarılı bir trompet sanatçısı oldu. Üniversite ile birlikte Rotterdam Codarts Üniversitesi’nde trompet ve şan eğitimine devam eden Bayraktar, kendi eseri ilk teklisi “Kabul Ettim”i GTR Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturarak, vokal konusunda da başarısını dinleyicilerle paylaştı. Bayraktar ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Kabul Ettim’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda trompet ile nasıl tanıştınız ve Codarts Üniversitesi’de devam eden konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı? 

-Öncelikle müzisyen bir aile ile büyüdüm. Annem ses ve koro eğitimcisi, babam armoni ve solfej öğretmeni… Hatırlıyorum, çok küçük yaşlardayken evimizde durmaksızın klasik müzik çalardı. Hatta annem hep bahseder; daha anne karnındayken babam mutlaka kulaklıkla ağabeyime de bana da klasik müzik dinletirmiş. Doğmadan önce tanıştığım müzikle ilk 3 yaşımdayken piyano, keman ve Tan Sağtürk’ün eğitim merkezinde bale derslerine başlamışım. O yaşlarıma dair net hatırladığım şeylerden biri; ailemin sürekli verdiği konserlerde benim de yer almamdı. Sahneye bir tane sandalye koyup beni üzerine çıkartıp orkestra ile birlikte şarkı söyletirlerdi. İşte o zaman ilk sahne deneyimimi yaşamıştım. Ortaokula kadar Diyarbakır’da annem Figen Bayraktar’ın yönetimindeki TRT Çocuk Korosu’nda uzun bir dönem yer aldım. Çocukluğumdan beri trompete karşı özel bir ilgim vardı ve bunun üzerine ailem yeteneğimi profesyonel bir boyuta taşımam için beni Eskişehir Devlet Konservatuvarı’na yönlendirdi. Trompet bölümünü kazanarak Ortaokul, Lise ve Üniversite 1. Sınıfa kadar devlet solisti Erden Bilgen ile çalışmaya başladım. Müzik eğitimime başladığımdan beri çok azimliydim ve başarılı bir geçmişim oldu! (gülüyor) Her zaman yurtdışı hayallerim vardı. Öğretmenimin yönlendirmesi, ailemin maddi ve manevi desteği ile Üniversite 1. Sınıfta Rotterdam Codarts Üniversitesi’nde okumaya başladım. Bu tercih, hayatımın gerçek anlamda dönüm noktasıydı. Codarts’a başladığımda klasik müziğin yanı sıra dünya müziği ile tanıştım. Birçok jazz, pop, contemporary projelerde yer aldım ve aynı zamanda ses eğitimime başladım.  Aynı dönemde sevgili partnerim Ahmet Gür ile tanıştım. Onun bana karşı olan inancı ve desteği ile Kabul Ettim’in hikayesi başlamış oldu.

Profesyonel bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Kabul Ettim’in oluşum süreci nasıl gelişti?

-Aslında konservatuvara girdiğimden beri şarkı söylemeye daha da yakın oldum. Piyano da klasik müziğin yanı sıra başka şeyler öğrenmeye başladım. Söyleyip aynı zamanda çalmak gibi. Daha sonra bu işe iyice merak sarmaya başladığımda bütün ekipmanlarımı tamamladım ve kendim bazı coverlar yaparak hem sesimi hemde kendimi bu yönde geliştirmeye başladım. Daha sonra 2018 yılımda Dünya Otizm Farkındalık günü için bestelediğim ilk bestemi yaptım. Bu benim profesyonel anlamda yaptığım ilk besteydi. Bu projeden aldığım geri dönüşler beklentimin çok üstünde oldu ve beni çok motive etti. Kendime daha da güvenim arttı. Bu nedenle daha çok beste yapmaya başladım. 

Düzenlemeyi üstlenen Genco Arı ile yollarınız nasıl kesişti?

-Genco Arı’yı ilk 2008 yılında çıkardığı “Wizart” albümü ile tanıdım ve o günden itibaren yakından takip edip yaptığı bütün işleri dinlemeye başladım. Özgeçmişi, trompet sanatçı kimliğimin yanında benim için çok büyük bir idoldü. Sosyal medya üzerinden tanıştık ve bestelediğim birkaç müziğimi ona dinletme şansı yakaladık. Sonra gerçekten her şey yavaş yavaş rayına oturdu. Müthiş bir müzisyen fakat aynı zamanda müthiş de bir insan. Yaptığı bir müziğin yıllar sonra bile hiç eskimediğini düşünüyorum. Sound’ları her zaman her dönem çok kaliteli. Onunla çalıştığım için kendimi çok şanslı ve ayrıcaklı hissediyorum. Aslında kaliteli müzik dinleyen ve anlayan herkes Genco Arı’yı mutlaka tanıyordur.

GTR Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-GTR Müzik’i Genco & Burcu Arı dolayısıyla tanıdık. İlk teklimiz bittiğinde Genco ağabey bizim için GTR Müzik ile bir görüşme ayarladı ve “Aklınızdaki her şeyi onlarla paylaşın. Enerjilerinizin tutacağına çok inanıyorum!” demişti. Şu an gerçekten de bütün herkesle enerjilerimiz bir! İyi ki onlarlayız! 

Kabul Ettim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Çok çok güzel geri dönüşler aldık. İlk paylaştığımız gün oldukça heyecanlıydım. Çok kısa sürede binlerce kişiye ulaştı şarkımız, yüzlerce kişi inanılmaz güzel yorumlar yazdılar. Dinleyenler tekrar tekrar dinlemeye devam ediyorlar. Bu benim için gerçekten çok onur verici. Çoğu aldığım ve Beni en çok etkileyen geri dönüşlerden birisi söyleydi “Eğer bir şarkı bir iki dinlemede dile dolanıyorsa gerçekten başarılıdır!”

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Şarkılarımın tamamen beni yansıttığını düşünüyorum. Aslında müziğimi tanımlarken bir kalıba sokmak istemem. Daha doğrusu bunu ben değil, zamanla dinleyicilerimin oluşturacağı kalıba göre söylemek benim için daha doğru olacaktır.

Teklinizde başarılı bir müzisyen kadrosu bir araya geldi. Bu kadronun bir araya gelmesi nasıl gelişti?

-Aslında bu parçamıza başlarken evrene “Güzel bir kadro ile çalışmam için neler mümkün?” diye sordum ve cevabı Genco ve Burcu Arı’dan gecikmesiz geldi. Bu muhteşem kadro, Genco ağabey ve Burcu ablanın sayesinde bir araya gelmiş oldu. İlk demoyu dinlemeden önce Genco ağabey ile telefonla konuştuğumuzda bu güzel solomuzu kimin çaldığını söylediğinde hayretler içerisindeydim. Trombonda Aycan Teztel, gitarda Metehan Köseoğlu.. Gelen demoyu dinlediğimizde neler hissettiğimi anlatamam. Bu süreçte her şey istediğimden de beklediğimden de daha güzel ilerledi.

Bir müzisyen olarak sizi sahnedeki sanatçıya ya da orkestraya trompetiniz ile eşlik etmek mi yoksa sahnede önde kendi eserlerinizi seslendirmek mi daha mutlu ediyor?

-İkisinde de sanat, ikisinde de müzik yapıyorum fakat benim için ikisinin de çok farklı lezzetleri var. Bir anneye “Hangi çocuğunu daha çok seviyorsun?” diye sorsak cevap alamayız ya, bu da benim için öyle bir şey. Orkestrada veya solist olarak trompet çalmak, benim çok uzun zamandır zevk alarak yaptığım bir şey. Kuralları var ve disiplin isteyen ciddi bir yer. Orada müzik aracılığıyla 80/90 kişi ile sadece tek bir karakter yaratıyorsunuz. Bu gerçekten heyecan verici bir şey. Diğer yandan şarkı söylerken bütün kuralları kendin koyuyorsun. Hatta çoğu zaman sahnede o anda yeni kurallar yazıyorsun. Tarif edilemez bir duygu. Şu an hissettiklerimi sözlere dökebilmek gerçekten zor.

Kabul Ettim’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Kabul Ettim ile güzel bir başlangıç yakaladık. Sonrasında yapacağımız ve çok güzel yol kat edeceğimizi düşündüğüm bir sürü çalışmalarımız olacak. Uzun vadeli çok planlarım var, umuyorum herşey bizim için güzel ilerleyecek Hatta size güzel bir ipucu verirsem; Mart başında yeni teklimiz çıkmış olacak. O kadar heyecanlıyım ki, sabırsızlıkla bekliyorum!

Serenad Bayraktar’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kabul Ettim”i tüm dijital platofrmlarda bulabilirsiniz.