Röportajlar

İlk teklisi “Kafa”yı dinleyicilerle buluşturan Nur Güleç ile bir röportaj…

Eylül ayıyla birlikte dikkat çeken ilk teklilerden birisi de, uzun zamandır aldığı müzik eğitimleriyle hem akordeon konusunda hakimiyet sağlayan, hem de kendi eserlerini yapmaya başlayan Nur Güleç’in Nana Müzik etiketli alternatif tınılı kendi eseri ilk teklisi “Kafa” oldu. Güleç ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Kafa”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzik üzerine aldığınız eğitimler size müziksel anlamda neler kattı?

-Kafa’ya kadar olan müzik yolculuğumda, hayatın izin verdiği ölçüde müzik içinde kalmaya, üretmeye, öğrenmeye ve öğretmeye zaman ayırdım. Müzik üzerine aldığım her eğitim, müziğimin orijinalleşmesini, içimdekini daha berrak ve basit bir şekilde dışarı çıkarmamı sağladı. Müziği öğrenmenin bitebilecek bir şey olduğunu hiç düşünmedim. Öğrendikçe ve ürettikçe başka kapıları aralanıyor. 

Öte yandan pek çok kısa filmin müziğini yapmanız nasıl gelişti ve bu eserler hakkında nasıl geri dönüşler aldınız?

-O dönem Atilla Ünsal’ın ilk kısa filmi olan Dereboyu’nu müziklendirmemle biraz kulaktan kulağa yayıldı. Tamamen farklı bir beste disiplini gerektiriyor. O yüzden hepsini hem çok heyecanlanarak hem de beni dönüştürmelerinden çok keyif alarak yaptım. Atilla Ünsal’ın “Sonra Uyandım” filmi için yaptığım bestenin yeri bende diğerlerinden daha ayrı bir yere sahiptir.

Uzun yıllardır Umut Gülday ile müzik yapmaktasınız. Kendisi ile yollarınız nasıl kesişti ve yaptığınız projeleri nasıl özetlersiniz?

-Kendisi ile Modern Müzik Akademisi’nden okul arkadaşıyız. Yayınladıklarımız, yayınlamadıklarımızla 10 yıldır beraber müzik üretiyoruz. Birbirimizin müziğini çok iyi tanıyor olmak işleri çok kolaylaştırıyor ve laf kalabalığını ortadan kaldırıyor. Beraber müzik üretiyorken ikimiz de karakterlerimizi bir kenara bıraktığımızı ve sadece müzik iyi olsun diye fikir ürettiğimizi biliyoruz. Yaptığımız projeleri organik ve orijinal tutmaya çalışıyoruz. Sanırım böyle özetleyebilirim.

Ayrıca “Teselli” isimli eserinizi YouTube’da dinleyicilerle buluşturdunuz. Eserin oluşum süreci nasıl gelişti ve eseriniz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Teselli, geç kalan bir öğrencimi sanat merkezinde beklediğim sürede öylesine piyano çalarken birden bire ana melodisini yazmamla ve çok derinden gelen bir duygumu tetiklemesiyle ortaya çıktı. Sonra öğrencim geldi geç kaldığı için özür diledi. Ben de ona geç kalarak bana ne kadar güzel bir hediye verdiğini anlattım! Ders boyunca melodi aklımdaydı. Ders bittikten sonra eve yürürken yolda sürekli telefona kaydettim kalan diğer kısımlarını. Eve gelince de akordeonla temizledim, bir haftada da son haline getirdim. Teselli enstrümantal bir eser ve dinleyenlerin bu kadar gönül bağı oluşturması benim öngörmediğim bir durumdu. Söylenmeyen sözlerin bazen söylenilenlerden daha çok anlaşıldığını düşündüğüm bir süreçti Teselli.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz, bu bağlamda “Kafa”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Nana Yapım ve düzenlemenizi üstlenen Kerem Çakıroğlu ile yollarınız nasıl kesişti?

-Şarkılarımı sadece arkadaşlarım değil, beni tanımayan başkaları da dinlesin istedim. Böylece ilk adımı Kafa ile atmış oldum. Kerem Çakıroğlu hep çalışmak istediğim bir prodüktördü. Süreçten çok mutluyum. Nana Yapım ise içinde kendimi iyi hissettiğim bir plak şirketi. Her iki karşılaşmadan da çok mutluyum.

”Kafa” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Genelde şarkı bittikten sonra tekrar açma isteği oluyormuş dinleyicilerin. En çok bununla ilgili yorum alıyorum bu aralar. Ağıza çok takılan bir nakaratı olduğunu ve bütün gün nakaratın kafalarının içinde döndüğünü söylüyorlar!

Kafa’nın klibinin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kafa’nın klip oluşum süreci çok öğretici bir deneyim oldu benim için. Daha önce de Teselli’yi, Keep You’yu kliplendirmiştik fakat Kafa’nın çekim, edit ve color aşamalarında birbirinden farklı çok insanla çalışıp hepsinden ayrı ayrı güzel deneyimler edindim. Bundan sonraki kliplerimi buradan edindiğim tecrübelerle daha iyi yerlere getirmeye çalışacağım. Klip çok eğlenceli geliyor izleyenlere genelde. Boya sahnelerini sevenlerin sayısı daha fazla. Karavanda olduklarımı sevenler var. Gece sahnelerini sevenler var. Görsel algıya göre değişiyor beğeniler ama genelde klibi izleyen şarkıyı daha çok seviyor. Böyle yorumlar alıyorum genelde.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Bu zamana kadar müziğimin ve vokalimin kimseninkine benzememesi, bana benzemesi için çok çalıştım. Organik, orijinal ve cesaretli tutmaya çalışıyorum müziğimi. Böyle olup olmadığını zamanla diğer çalışmalarım çıktıkça hep beraber göreceğiz!

Kafa’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Evet, çıkmayı bekleyen şarkılarım ve şu an yeni yaptıklarım var. Bu uzun bir yol. Kafa tanışmamıza vesile oldu. Bundan sonra her şarkıda dinleyenlerle beraber dilerim ki beraberce yürür müziğin tadını beraber çıkarırız.

Nur Güleç’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kafa”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.