Seda Eylül Tansık… Müziğin eğitiminden gelen, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyola bölümünden mezun olan ve bu bağlamda viyolasıyla Kalben gibi pek çok sanatçıya hem sahnede hem de kayıtlarda eşlik eden ve orkestra deneyimi de edinen Tansık, bu sefer solo müzik kariyeri açısından ilk önemli adımı attı ve Ünlü Mamüller Yapım etiketiyle kendi bestesi olan ilk teklisi “Kör Gözler”i geçtiğimiz günlerde dinleyicilerle buluşturdu. Tansık ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Kör Gözler’e kadar olan müzik yolculuğunda neler yaptın? Bu bağlamda konservatuvar eğitimin sana müziksel anlamda neler kattı?
-İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyola bölümünden mezun oldum. Viyolanın hep çok farklı bir yeri vardı hayatımda başladığım andan itibaren. Bu anlamda kendimi geliştirebilmek için çok çabaladım. Solo konserler verdim, Türkiye’de ve yurtdışında çeşitli büyük orkestralarla konserler çaldım. Özellikle orkestrada bulunmak, kalabalık bir kadro ile birlikte güzel işler çıkarabilmek bana müthiş bir haz yaşatıyor. Konservatuvar hayatımda da buraya yönelik çok şey öğrendim. Müzik nasıl dinlenmeli?, analiz, birlikte çalarken ne gibi unsurlar var vs. Elbette okul hayatı dışında tecrübe ve insanlarla bir arada olmak çok şey katıyor bu konuda. Büyük bir saatin sadece bir tane çarkı olmak gibi. Disiplin ve özveri ile birkaç insanın bir amaç uğruna birlikte çalışabilmesi çok özel bence.

Profesyonel bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdin? Bu bağlamda Kör Gözler’in oluşum süreci nasıl gelişti ve düzenlemeni üstlenen Deniz Kunay ile yolun nasıl kesişti?
-Aslında ben çocukluğumdan beri şarkı söylemeyi çok severdim.Hatta konservatuvar okumak istediğimi söylediğimde herkes ses üzerine olacağını düşünmüştü. Çocukken aynı hayalleri kurmama rağmen, mesleki olarak buna atılmaya karar verdiğimde enstrüman icra etmeyi çok istedim, çok inat ettim! (gülüyor) Sonra viyolanın sesini duydum ve aşık oldum! O zaman piyano dersi aldığım öğretmenim ellerimin uygun olduğunu söyledi ve bir bakmışım Viyola bölümüne hazırlanıyorum! Yaklaşık 13 yaşlarımdan beri hep yazıyordum. Kompozisyon, şiir, şarkı sözü vs. yazmak hep ilgimi çekmişti. Bugüne geldiğim süreçte enstrümana yöneldiysem de bir şeyler yazmayı hiçbir zaman bırakmadım. “Kör Gözler” yaklaşık 6 yıl önce yazdığım bir besteydi. Pandemi sürecinin başlangıcında sürekli evdeydik. Bu bana bestelerim üzerinde çalışma hevesi ve motivasyonu verdi. Sonra bir baktık enstrüman ve vokal kayıtlarını alıyoruz! Yaklaşık beş ay sürdü bu çalışmalar tabi… Deniz ile yaklaşık iki yıl önce benim de çaldığım ve back vokal yaptığım bir ekipte yollarımız kesişti. Özellikle bu çalışma hakkında kendisinin desteği çok önemliydi. İsteklerimi görmem ve adım atmam konusunda beni sürekli yüreklendirdi.
Ünlü Mamüller Yapım ile yolların nasıl kesişti?
-Deniz’in çalıştığı başka bir ekipte, o ekibin de menajeri olan Sacit Papakçı (Papakçı Konsepti) ile tanışmasından ve çalışmalarımızdan bahsetmesinden sonra ben de kendisiyle tanıştım ve birlikte yol almaya karar verdik.
Kör Gözler ile ilgili nasıl geri dönüşler aldın?
-Bunu söylemek için çok erken. Önümde çok uzun bir yol var ve bu daha ilk çalışmam. İlk tepkileri aldığımız çevreden ziyade şarkının ulaşabildiği çember genişledikçe alacağımız geri dönüşlerden sonra bunu sağlıklı biçimde görüyor olacağız. Sürecin devamını sabırsızlıkla izliyoruz.
Kendi müziğini nasıl tanımlarsın?
-Bunu bir stile sığdırmaya çalışmak manalı gelmiyor bana. Ben her tarzdan müzik dinleyen ve söylemeyi seven bir insanım. İlerleyen dönemde gelecek yeni çalışmalarımda da bunu gösterebilirim diye ümit ediyorum. Bu konuda en büyük hedefim sürekli kendimi, müziğimi geliştirebilmek ve insanlara dokunabilmek. Öğrendiklerimi hem insanlara hem müziğime aktarabilmek, herkesin duyabileceği şekilde.

Bununla birlikte orkestralarda viyolanla yer aldın ve pek çok sanatçıya sahnede ya da kayıtlarda eşlik ettin. Bir müzisyen olarak seni sahnedeki sanatçı ya da orkestraya eşlik etmek mi yoksa sahnede önde kendi eserlerini seslendirmek mi daha mutlu ediyor?
-İkisi arasında seçim yapamam diye düşünüyorum. Her ikisi de beni farklı açılardan farklı şekillerde mutlu ediyor. Her ikisini de yapıyor olmamın yaptığım işlere gözle görülür farklar ve katkılar eklediğine inanıyorum. Hem şarkı söylediğim hem de enstrüman icra edebildiğim için çok şanslıyım.

Kör Gözler’den sonra yapmayı düşündüğün çalışmalar var mı?
-Çalışmalarımız hiç durmuyor! (gülüyor) Yıllardır yazdığım ve üzerinde çalıştığımız onlarca beste var. Ben de bu süreçte okuyarak yazı dilime yenilikler katmaya, yeni şeyler yazmaya gayret ediyorum. Bir yandan sadece müzik yazıyorum ve enstrüman çalışmalarıma kesintisiz devam ediyorum.
Seda Eylül Tansık’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kör Gözler”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle