Röportajlar

İlk teklisi “Psikolojin Bozuk”u dinleyicilerle buluşturan Sezin Aday ile bir röportaj…

Sezin Aday… Meslek anlamında Psikoloji üzerine ilerlese de müzik eğitimleri, vokal deneyimleri, hatta Tiyatro üzerine olan lisans eğitimiyle hep sanat ile iç içe olan Aday, şimdi ise alternatif tınılı kendi eseri ilk teklisi “Psikolojin Bozuk” ile müzik kariyerinde yeni bir yola doğru ilerliyor. Aday ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Psikolojin Bozuk’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzik eğitimlerinizi, vokal tecrübelerinizi ve tiyatro eğitiminizi nasıl özetlersiniz?

-Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün yanı sıra Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü 2015 mezunuyum. Yeditepe Üniversitesi’nin yürüttüğü Lüküs Hayat Müzikali’nde rol aldım ve Grease Müzikali’nde başrol oynadığım sıralarda müzikle ilgilenmeye başladım. Tiyatro vesilesiyle müzikle tanıştım diyebiliriz. Jazz Müziği’nin merkezi olan Amerika’nın New Orleans şehrinde University of New Orleans’ta Dr. Caroline Carson ile “Basic Respiration and Voice Training” çalıştım. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Anasanat Dalı Şan Eğitmeni Renin Yükseler ile ses terapisi ve eğitimi konusunda çalışmalar yaptım. 2015 yılından itibaren çeşitli orkestralarla çalışmalarıma ettim; Altay, Kutsi, Rafet El Roman ve Reyhan Karaca’nın back vokalliğini yaptım. Şu anda da Uzman Klinik Psikolog olarak mesleğimi sürdürürken müziğin iyileştirici gücüne kendi hayatımda da yer veriyorum ve sahne performanslarıma devam ediyorum. Şarkı söylemek, sahnede olmak, dinleyicilerle buluşmak da benim kendi terapim diyebiliriz. Bu yolculuk hep devam edecek! 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Psikolojin Bozuk’un oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Arda Uyar ve Umut Özgür Başkapan ile yollarınız nasıl kesişti?

-Uzun zamandır beste yapıyorum. Bazen yaşadığım bir olaydan esinlenirken bazen yaşamasam da bir fikirden yola çıkıyorum. Bestelerimi yaparken zamanla içeriklerin ve anlatımımın değiştiğini fark ettim. Sadece kendimi değil ortak duyguları anlatmaya başladığımı fark ettiğimde de “Demek ki ürettiklerimi paylaşmanın zamanı geldi.” diye düşünmeye başladım. Böylece “Psikolojin Bozuk” ortak duyguları yansıtan ilk şarkım oldu. Sevgili Arda ve Umut hem çok sevdiğim arkadaşlarım hem de birlikte sayısız sahnemiz oldu. Anlattığımda anlaşılacağımı biliyordum yani. Benim için şarkımın aktarımını tam da istediğim gibi şekillendiren iki değerli müzisyen arkadaşımla ilk tekli çalışmamı ortaya çıkarmış olduk. 

Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-“Psikolojin Bozuk” oluşum aşamasındayken yapım konusunda bir arayışım vardı. Tam da ben böyle bir arayıştayken Onur Kara benimle iletişime geçti ve birlikte çalışabileceğimiz konusunda bir teklifte bulundu. Muhteşem eşleşme! (gülüyor) Avrupa Müzik’in kalitesine ve çalışma prensiplerine güven duyduğum için de daha fazla bir arayışa girmedim. Hemen neler yapabiliriz ve nasıl ilerleyebiliriz değerlendirmeye başladık. 

Psikolojin Bozuk ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Bir psikolog olarak belki de duygulara eşlik etmeye o kadar alıştım ki “Psikolojin Bozuk” da hepimizin içinden geçtiği duygu durumlarını yansıtan bir şarkı oldu. Nitekim geri dönüşlerde de “Şarkıda beni anlatmışsınız.” yorumuyla çok karşılaştım. Evet aslında seni, beni, bizi, evrensel olanı anlattım. Çünkü hepimizin hayatla başa çıkmakta zorlandığı zamanlar mutlaka oldu. Şarkının anlamının dinleyici tarafından karşılanması benim için çok önemliydi. Çünkü benim şarkı yazmaktaki derdim; anlatmak, eşlik etmek ve farkında olmaya müzik vesilesiyle katkıda bulunmak. Geri dönüşlerin bu şekilde olması ve şarkının dinleyicilerin hayatına temas etmesi beni çok sevindirdi. 

Klibi yöneten Yekta Gök ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Yekta’nın önceki çalışmaları benim tam da aklımda olan ve bu şarkıya yakışacak çizgideydi. Bu sebeple kendisiyle iletişime geçtim ve çalışmalara başladık. Klibin oluşumunda şarkının soluduğu havayı yansıtmak istedik. Tüm gün depresif bir modda olsa da, çok zorlansa da, zihninin içi susmasa da akşam hazırlanıp hayatının akışına devam etmek zorunda olan birini canlandırdım. Her zaman bir çıkış yolunun olduğunu desteklemek istedik klipte. Klip, şarkının hikayesini yansıtmış olduğu için de oldukça beğenildi.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız? Bu bağlamda psikolog olmanız size edindiğiniz tecrübeler bağlamında şarkılarınızı oluşturmada ayrı bir bakış açısı sağlıyor mu?

-Benim için yaptığım müziğin teknik bağlamından çok dinleyicide birtakım hisleri uyandırması çok önemli. Bir takma isim verecek olsam “Duyguları harekete geçiren müzik” derdim! Psikolog olmamın ve mesleğimi aktif bir şekilde sürdürüyor olmamın hayatımın diğer alanlarına olduğu kadar şarkılarım için de ayrı bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum. Danışanlarımda rastladığım ortak duygular veya farklılıklar bakış açıma derinlik ve genişlik kazandırıyor. Bu da bambaşka boyutlar demek oluyor. İşte o boyutlarda gezinirken ve bir yandan ruhun inceliklerini ameliyat ederken her ayrıntı sizin için önemli oluyor. Hassasiyete bir düşkünlüğünüz oluyor. Şarkılarım belli aktarımları içerdiği için de bakış açımdaki hassasiyetimden ve tecrübelerimden bağımsız değiller.

Psikolojin Bozuk’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Çok fazla var, daha yeni başlıyoruz. Arayı açmadan şarkılarımı dinleyicilerimizle buluşturacağım. Birlikte hissetmeye ve söylemeye devam edeceğiz!

Sezin Aday’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Psikolojin Bozuk”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.