Güney Marlen… Eski Bando olarak yapılan iki başarılı albüm ve iki albümün arasında bir solo albüm ile pek çok sevilen esere imza atmıştı. 2017 yılında Eski Bando’ya ara verildiğinde ise herkes Eda Baba’nın ve Marlen’in solo projelerini beklemeye başlamıştı. Bu arada ikili, pek çok başarılı sahne performansıyla dinleyicilerle buluşmaya devam etmişti. Ocak 2019’a geldiğimizde ise, ilk önce Güney Marlen, yeni albümün müjdesi olan ilk tekli Nasıl Düştüm Bu Derde’yi yayınlamış ve 1 hafta sonra, Şubat ayında ise Eda Baba da ilk albümünün teklisi Her Dakika Bir Saat’i ve iki hafta sonra da ilk albümü ‘Bir Küçük Tebessüm’ü dinleyicilerle buluşturmuştu. Marlen ise Mart ayında bir hafta arayla iki tekli yayınlamıştı ilk olarak ‘Siktir Et’ ve ardından ‘Vicdanla Akıl Arasında’ Marlen severlerden büyük ilgi görmüştü. Beklenen albümün zamanı da bu arada belli olmuştu, bu arada Marlen askerliğini de tamamladı ve ikinci albüm, Mayıs’ın ilk günlerinde Garaj Müzik etiketiyle yerini aldı : Boş Lunapark…
Albümün prodüktörlüğünü Güney Marlen üstlenirken, prodüksiyon danışmanları ise Teoman, Levent Büyük ve Onur Gülanber. 6 Temmuz 2018 – 2 Ekim 2018 arasında süren prodüksiyon sürecindeki kayıtlar, Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından Çağdaş Şenel asistanlığında yapılmış ve mix-mastering çalışmaları da Büyük’e ait. Vokal kayıt ve edit ise Ada Stüdyo’da Özgür Özkan Mete tarafından Yazgülü Gürer asistanlığında yapılmış. Bununla birlikte Davul ve bas gitar kayıtları, Pür Recording Studio’da Ozan Öner tarafından Burak Gürpınar danışmanlığında yapılmış. Gülanber aynı zamanda Büyük ile birlikte elektro gitar kaydı, sampling, programlamaları da üstlenmiş ve Büyük de davul triggerlığını ve elektro gitar reampingini üstlenmiş. Bununla birlikte vokal koçluğu ise Teoman imzası taşıyor.
Albümde yer alan eserlerdeki tüm söz-müzik-düzenlemeler Marlen’e ait.
Albüm, Mart ayında albüm öncesi dinleyicilerle buluşan üçüncü ve son tekli olan ‘Vicdanla Akıl Arasında’ ile açılıyor. Mayıs 2017’de Kadıköy’de yazılan, Marlen’in akustik gitarı ve Volkan Coşar’ın trompetiyle başlayan eserde Onur Gülanber’in elektrosu da yer yer öne çıkarak Cihan Kahvecioğlu’nun davuluyla birlikte eseri destekliyor. Orta kısımda Marlen’in klavye solosu esere 1970’ler tınıları katıyor. Atakan Kotiloğlu da bas gitarıyla eserin hareketli yapısını destekliyor. Marlen aynı zamanda geri vokaliyle de eseri güçlendiriyor. Bununla birlikte Eren Can Gülay ve Onur Gülamber de klavyeleriyle eseri tamamlıyor. Son kısımda Üner Demir’in keman solosu başarılı. Ardından, Ocak ayında yayınlanan albümün ilk teklisi ‘Nasıl Düştüm Bu Derde’ geliyor. Mayıs 2017’de Kadıköy ve Kartal’da yazılan; Marlen, Gülay ve Gülanber’in klavyelerinin önde olduğu eserde Gülanber’in elektro gitarı da klavyelerle dengeleniyor. Kahvecioğlu’nun davulu da elektronik ritmlerle uyumlu bir şekilde ilerliyor. Kotiloğlu’nun bası da eseri güçlendiriyor ve Kotiloğlu, Marlen ile birlikte geri vokalleriyle eseri tamamlıyor. Sözleriyle de Marlen’in kendine özgü söz yapısını yansıtan bir eser olarak ilerleyen zamanlarda daha çok bilinecektir.
Sırada ‘Kokun Var Bu Evde’ var. 2018’de Kadıköy’de yazılan ve Gülay’ın klavyesiyle başlayan eserde Gülanber’in gitarı yer yer öne çıkıyor. Bas ve davul uyumu eserin hareketli yapısını destekliyor. Geri vokalde Kotiloğlu eseri güçlendiriyor. Ayrıca albüme ismini veren Boş Lunapark tabiri de bu eserde geçiyor. Son kısımda Kotiloğlu’nun geri vokali başarılı. Albümle birlikte duyulan eserler arasında öne çıkan bir çalışma. Ardından, Mart ayında yayınlanan ikinci tekli olan; ve Marlen için de cesaretli bir adım olan ‘Siktir Et’ geliyor. 2017’de Kadıköy’de yazılan, Ongun Ülker’in udunun ön planda olduğu eserde Marlen ve Gülay’ın klavyeleri altyapıyı güçlendiriyor. Gülanber de gitarıyla yer yer öne çıkarak Kahvecioğlu’nun davulu ve elektronik ritmlerle dengeleniyor. Kotiloğlu da geri vokaliyle ve basıyla eseri güçlendiriyor. Son kısımdaki elektronikler başarılı. Akılda kalıcı nakaratıyla ve tabi ki sözünü esirgemeyen söz yapısıyla her dönem dikkat çekecek ve sevilecek eserlerden olacaktır.
Sıradaki eser, ‘Her Şeyin Sahte’ (Marlen’in Eski Bando dönemindeki ‘Sahte’si ile karıştırılmasın!) 2017’de Kadıköy’de yazılan, Marlen ve Gülanber’in klavye fonuyla akustik bir şekilde başlayan eserde Marlen gitarlarıyla da öne çıkıyor ve Kahvecioğlu’nun davulu ve elektronik ritmlerle dengeleniyor. Demir’in keman solosu başarılı. Kotiloğlu hem bası hem de geri vokaliyle eseri güçlendiriyor.
Albüm, Eski Bando’nun ilk albümü Renkli Şeyler’in sevilen eserlerinden biri olan ‘Sarhoş Dünya’nın albüm versiyonuyla devam ediyor. 2012’de Avcılar’da yazılan eserin bilinen kemanlı başlangıcı yerine Yağız Yelkencioğlu’nın alto ve tenor saksafonlarının Coşar’ın trompeti ve flugelhornuyla uyumu, esere farklı bir tını katmış. Demir’in kemanı da Gülay’ın klavyesi ile birlikte altyapıyı güçlendiriyor ve Marlen de elektrosuyla birlikte bas-davul uyumunu sürdürüyor. Kotiloğlu, Eda Baba ve Üner Demir’in eseri destekleyen geri vokali, Eski Bando dönemini hatırlayan dinleyicileri gülümsetecektir. Son kısma doğru Demir’in keman solosu başarılı. Son kısımda Gülay’ın klavyesi yer yer öne çıkarak esere 1970’ler tınıları katıyor. Eserin albümde yer alması albümün yapısını bozmuyor ve albüme başarılı bir şekilde uyum sağlıyor. Ardından ‘Dokunmasınlar Bana’ 2017’de Kadıköy’de yazılan eser, Gülanber’in akılda kalıcı elektro riffiyle başlıyor ve Marlen de akustik gitarıyla ve geri vokaliyle eserin duygulu yapısını destekliyor. Orta kısımda Coşar’ın trompet solosu başarılı ve son kısma doğru yer yer öne çıkıyor. Davul-bas uyumu da eseri tamamlıyor. Eserin son kısmında ise Kahvecioğlu’nun davulu öne çıkıyor.
Sırada ‘Kahpe Dünya’ var. Haziran 2016’de Kadıköy’de yazılan ve Marlen’in piyanosuyla akustik bir şekilde başlayan eserde Kotiloğlu’nun bası da öne çıkarak Gülanber’in gitarıyla dengeleniyor. Orta kısımda Gülay’ın klavye solosu başarılı. Marlen’in geri vokali de özellikle tizlerde eserin sert yapısını güçlendiriyor. Eserin değişken ritmik yapısı eseri canlı tutuyor; bu bağlamda Kahvecioğlu’nun davulu ve elektronik ritmlerin uyumu başarılı. Ardından ‘Önce Seni Sonra Kendimi’ geliyor. 2012’de Avcılar’da yazılan ve Gülanber’in gitarıyla başlayan eserde Kahvecioğlu’nun davulu öne çıkıyor ve Kotiloğlu’nun basıyla dengeleniyor. Marlen’in geri vokali eseri güçlendiriyor. Orta kısımda Coşar’ın flugelhorn solosu başarılı. Son kısımda Gülanber’in gitar solosu da esere başarılı bir final katıyor.
Son eser ise Eda Baba ile yeni bir düet ‘Seni Unutmak’ 2007’de Avcılar’da yazılan ve Marlen’in akustik gitarıyla başlayan eserde Marlen aynı zamanda geri vokaliyle eseri güçlendiriyor. Eda Baba da esere dahil olarak yine sevilecek bir yorum katıyor. son kısımda ise Ülker’in perdesiz klasik gitar solosu başarılı. Finalde ise ikilinin vokal uyumu başarılı. Eser, bununla birlikte daha önce yaptıkları pek çok düeti hatırlayan dinleyicilerin severek dinleyeceği düetler arasına girecektir.
Marlen’in ikinci albümü, ilk albüme kıyasla daha çok klavye icralarının ağırlıklı olmasıyla da dikkat çekiyor ve bu bağlamda Marlen’in eserlerine yer yer farklı tınılar katıyor. Bununla birlikte özellikle kendine özgü yarattığı söz yazarlığı üslubunun da daha başarılı bir şekilde sürmesi de dinleyicilerin aklında pek çok özgün cümle ve kelimenin kalmasını sağlayacaktır. Marlen, ikinci albümüyle kendi müziği adına daha cesaretli ve kendine özgü adımlar atmaya devam ederek, kendi alanında yılın en başarılı albümlerinden birine imza atıyor.
Yorum Ekle