Türkiye’de çoğu sanatçının eksiksiz külliyatlarını yasal olarak dijital platformlarda veya CD olarak bulmak, telif problemleri ve dönem firmalarının kapanması gibi sorunlardan dolayı zor bir durum olmuştur. Ancak bu noktada aktif olan firmaların konuyla ilgili destekleri, bu konudaki eksiklerin küçük bir kısmı da olsa kapanmasını sağlamakta. Nazan Öncel’in ilk plağı ve döneminde ‘Bizden Sesler’ albümünde yayınlanan kayıtları, Erdener Koyutürk’ün desteğiyle yeniden CD ve dijital olarak gün yüzüne çıkmıştı ancak Öncel’in ilk albümü uzun yıllar yasal olarak bulunamamaya devam etti…
Ancak tam da bu noktada Öncel’in ikinci ve üçüncü albümlerinin firması Yaşar Plak, Öncel’in 1981 yılında Tempo Plak etiketiyle, Kemal Uzunca yapımı ve Saffet Başlıoğlu prodüksiyonu olarak dinleyicilerle buluşan ilk albümü ‘Yağmur Duası’nı geçtiğimiz aylarda önce dijltal platformlarda, geçen ay içinde CD formatında yeniden dinleyicilerle buluşturdu. Aynı zamanda plak olarak da piyasaya çıkacak olan albümün yönetmenliğini Osman İşmen üstlenmişti.
İşmen’in o dönem özellikle Türk Sanat Müziği ve Arabesk eserlerin armonik zenginliğini ortaya çıkaran Batılı düzenlemeleri, Öncel’in bu ilk albümünde de bu tür eserlerde de yerini almış durumda.
İlk eser, Suat Sayın klasiği ‘Zalimin Zulmü’ klavye, üflemeliler ve gitarın ön planda olduğu düzenlemede İşmen’in bu tarz çalışmalarda kattığı intro eklemeleri de esere güzel bir renk katıyor. Yaylıların da desteklediği, bas gitar eşliğinin yer yer öne çıktığı, dönemin disco anlayışı etkisindeki eserde Öncel de pop bir söyleyiş tarzını benimsiyor. Ardından Öncel eseri ikinci eser ‘Hüdaverdi’ Öncel’in günümüzde de özellikle tekli çalışmalarında sergilediği (Aşkitom, Sakin Ol Şampiyon gibi.) kendine özgü muzip sözleri ve bu sözleri taşıyan bestecilik yönünün ilk örneklerinden birini sunuyor. Klavye, gitar ve perküsyonun ön planda olduğu, Öncel’in çift ses vokalinin de desteklediği ve bu bağlamda tam da dönemin hafif müzik anlayışını yansıtmaya devam eden eser, şu an bile yeniden yorumlansa güzel bir ilgi yakalayabilecek bir çalışma.
Üçüncü eser, yine bir başka klasik, Sinan Subaşı eseri ‘Damarımda Kanımsın’ bir İspanyol eseri havasında başlıyor, gitar ve ritm bu bağlamda yaylılarla birleşiyor; yine dönem için güncel bir anlayışa sahip bir düzenleme. Ardından bir Öncel eseri ‘Şahane Gözler’ üflemeliler, ritm ve klavye eşliğiyle tam bir kalipso eseri havasında, gitar da bu havayı destekliyor. Öncel’in dönemin hafif müziği anlayışında yaptığı güzel bir eser.
Sırada art arda iki Öncel eseri var, ‘Kim Demiş’ klavye-gitar ve ritmin bütünleştiği eser albümün temposunu biraz daha yükseltiyor, Öncel’in sonraki dönem eserlerinde kullandığı ve kendisiyle özdeşleşen; ve çoğunlukla dillere pelesenk olan tekrarlayan cümlelerin olduğu, erken dönem bir Öncel bestesi örneği. Eser makamsal zenginliği açısından aslında Alaturka bir altyapıyla da söylense hiç eğreti durmayacaktır. ’Demedim Mi?’ klavye ve perküsyonların naif bir hava kattığı eserde Öncel’in müziksel bakımdan dönemin hafif müzik anlayışını devam ettirdiği, sözlerde de Öncel sözlerinde sonraki yıllarda çok göreceğimiz, içinde deyimlerin de olduğu; ve bu unsurların yakıştığı bir eser.
Sıradaki eser, albüme ismini veren ve pek çok sanatçının (Son olarak İbrahim Tatlıses yorumu ilgi görmüştü) yorumladığı; bir başka usta bestekar Selahattin Cesur eseri ‘Yağmur Duası’ yaylıların, gitar, davul ve klavye ile batılı bir anlayış kattığı, Öncel’in de duygulu ve koyu bir söyleyiş benimsediği eserde yine dönemin Pop-Arabesk albümleri furyasında fazla Arabesk bir üsluba kaçılmadan yapılan bir yorum olmuş. Bunda İşmen’in de düzenlemesinin boyutu büyük.
Sıradaki eser bir Türk Sanat Müziği klasiği, sözleri Fethi Dinçer’e, müziği Avni Anıl’a ait olan ‘Kaderimde Hep Güzeli Aradım’ piyano ve yaylıların ön planda olduğu, bu bağlamda İşmen’in yeniden Özbeğen’e yaptığı aranjede de piyanoya ağırlık verdiği bir düzenlemeye sahip. Ara ara gitarlar da eserin duygulu yapısını destekliyor. Öncel de yorumu ile eseri devleştiriyor. Son eser ise Öncel’in babası Muzaffer Kazan’ın sözlerini yazdığı, bestesini halen sahne yaşamına devam eden Nevzat Alkan’a ait olan ‘Geçti Güzelim’ klavye ve gitarın perküsyonla bütünleştiği eserde Alkan’ın o dönemki bestelerinde görülen hafif müzik anlayışı hakim. Öncel de eserin altından başarılı bir şekilde kalkıyor.
Albümde, Öncel’in besteleri haricinde, Öncel’in kendi şarkı yazarlığı kimliğiyle örtüşen şarkıların seçilmesi de albümdeki diğer eserler arasında eğreti durmuyor ve albüm, günümüz dinleyicisine Öncel besteciliğinin ilk adımlarını dinleyiciyle paylaşıyor.
Albüm, temiz kaydıyla, bu bağlamda eski yapımların müzik endüstrisinde CD’lerin beklenen satışa ulaşamadığı için CD olarak çıkmadığı bir dönemde Mustafa Kekeva ve Kemal Kekeva’nın dinleyicilerin temiz bir kaydına ulaşamadığı albüme ulaşılabilmesi için verdikleri değer, ilgi ve destekleriyle, kartonete verilen önem ile (Albümün orijinal bilgileri de, eser sözleri ile yer alıyor. Bülent Engez’in o dönemki kapak tasarımı bazı düzenlemeler ile korunmuş.) Nazan Öncel’den yıllar sonra hem çoğunlukla Bir Hadise Var’dan itibaren olan çalışmalarını bilen dinleyicilerine, hem de en çok babası Muzaffer Kazan’a bir ithaf…
Yorum Ekle