İlk önce 4 Yüz grubu ile tanıdık Gülnur Gökçe’yi. Sonrasında ise solo olarak bir albüm ve tekli çalışmalar ile kariyerine devam eden Gökçe, bu sefer sevilen Türk Halk Müziği klasiklerini günümüz anlayışıyla yapılan düzenlemelerle kendine özgü yorumuyla seslendirdiği ikinci albümünü, Garaj Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu : ‘İçimdeki Ses’…
Albümün düzenlemeleri üç başarılı müzisyen; Firuz İsmailzade, Emre Bayar ve (birlikte pek çok çalışmaya imza attığı) Yakup Temel Zümrüt tarafından üstlenilmiş. Bununla birlikte Zümrüt, vokal düzenlemeleriyle de albüme katkıda bulunuyor. Bununla birlikte mix-mastering çalışmaları Özgür Yurtoğlu’na ait.
İlk eser, klasikleşmiş bir Çanakkale / Biga türküsü ‘Çemberimde Gül Oya’ Zümrüt düzenlemesi ile yer alıyor. Gökçe’nin vokaliyle ile başlayan esere Zümrüt’ün akordeonu ve vokaliyle birlikte Selahattin Güzelel’in gitarı da dahil oluyor, üflemelilerin ve klavyenin de Gökçe‘nin çift ses vokalinin desteğiyle birlikte albüme coşkulu bir başlangıç oluyor. Ardından Sadık Doğanay eseri ‘El Vurup Yaremi (Vay Dünya)’ Bayar düzenlemesi ile geliyor; bu eseri yıl içinde Aytekin Ataş yorumu ve düzenlemesi ile de dinlemiştik (‘Çok Zaman Oldu’ albümü.) Klavye girişiyle Funk tınılarla başlayan eserde Güzelel de elektrosuyla eseri destekliyor, bununla birlikte perküsyon da eserin altyapısını tamamlıyor. Vokallerin Funk yapıyı devam ettirdiği eserde, son kısım bas gitar ve Güzelel’in elektrosu perküsyonla dengeleniyor, eserin bildiğimiz formundan daha hızlı bir şekilde düzenlenen eserin bu versiyonu da eserin armonik zenginliğinin ortaya çıkarılması açısından da dinleyicinin beğenisini kazanacaktır. Başlangıç ezgisi özellikle ilgi çekici. Albümün öne çıkan çalışmalarından biri.
Sırada; Neşet Ertaş sözlerine Muharrem Ertaş bestesi ‘Bahçe Duvarından Aştım’ İsmailzade düzenlemesi ile yer alıyor, üflemelilerin ön planda olduğu eserde Erkan Kenç’in gitarları vokallerle birlikte eseri güçlendiriyor, Uluğ Akdeniz’in bası ve İsmailzade’nin piyano ve klavyesi de Behsat Boran’ın davulu ile birlikte altyapıyı tamamlıyor. Son kısımdaki üflemeli solo başarılı. Gökçe’nin vokali de eseri devleştiriyor. Albümün eğlenceli yapısını devam ettiren eserin ardından bir Adana / Karahisarlı türküsü ‘Gide Gide Bir Söğüde Dayandım’ geliyor. Bayar düzenlemesi ile yer alan türkü, piyano solo ve Gökçe’nin vokali ile akustik bir şekilde başlayan eserde, Güzelel’in gitarı ve perküsyonun eklenmesi ile birlikte eserin bildiğimiz hareketli yapısından farklı olarak slow bir anlayış hakim; tıpkı El Vurup Yaremi’de olduğu gibi farklı bir hızda düzenlenip dinleyiciyi ters köşe edecek başarılı bir çalışma oluyor. Bu bakımdan bu hali de büyük ilgi görecektir. Gökçe’nin çift ses vokali de eserin duygulu havasını destekliyor. Albümden öne çıkan bir başka çalışma.
Albüm, art arda iki İsmailzade düzenlemesi ile devam ediyor; geçen yıl kaybettiğimiz halk ozanı Ali Kızıltuğ klasiği ‘Dam Üstüne Çul Serer’ (Eseri yıl içinde Gökhan Kılıç’ın ‘Kızıltuğ Türküleri (Ustanın İzinden)’ albümünde Cem Adrian düeti ile de dinlemiştik.) İsmailzade’nin piyanosu ve Kenç’in gitarlarıyla başlayan eser, bir önceki eserin duygulu yapısını devam ettiriyor, perküsyon da özellikle orta kısımdan itibaren ön plana çıkıyor. Utku Akyol’un trompet solosu başarılı. Akdeniz’in bası da altyapıyı tamamlıyor. Vokaller de esere 70’ler tınıları katıyor. Ardından bir Kıbrıs türküsü ‘Magusa Limanı’ İsmailzade’nin klavye fonuyla ve piyanosuyla başlayan eserde Erdem Sökmen’in gitarı öne çıkıyor ve Boran’ın davulu, Akdeniz’in basıyla dengeleniyor; üflemeli eşliği de eserin duygulu yapısını güçlendiriyor. İsmailzade düzenlemelerindeki güncel anlayış bu eserde de kendini gösteriyor. Orta kısımda Gökçe’nin vokalleri başarılı.
Sıradaki eser, yine bir usta; Davut Sulari (Davut Ağbaba) eseri ’Yaktın Yandırdın Beni’, albümün ilk kısmındaki eğlenceli yapıyı sürdürüyor. Gökçe‘nin vokaliyle başlayan eserde Kenç’in gitarları bas ile dengeleniyor, üflemeliler ve İsmailzade’nin piyano eşliği de eserin coşkulu havasını destekliyor. Elektronik ritm de davul ile birlikte esere güncel bir anlayış katıyor. Ardından Sivas / Divriği türküsü ve günümüzde pek çok sanatçıdan duyduğumuz ‘Akşam Olur Karanlığa Kalırsın’ geliyor. Her iki eserin de düzenlemesi İsmailzade’ye ait. Gürkan Çakmak’ın balabanının ön planda olduğu eserde İsmailzade’nin piyanosu ve Kenç’in gitarları uyumlu bir şekilde ilerliyor, Boran’ın davulu ve Akdeniz’in bası da eseri tamamlıyor. Eserin başlangıç ezgisi de dinleyicilerde yer edecektir.
Sırada, son dönemde pek yorumlanmamış -bu nedenle yer alması güzel düşünülmüş- bir eser var, sözleri Aysen Bardakçı’ya, müziği Kazım Birlik’e ait ‘Bugün’ var, İsmailzade düzenlemesi olan eser, Kenç’in gitarı ve İsmailzade’nin piyanosunun dengelenmesiyle başlıyor ve Boran’ın davuluyla Akdeniz’in bası da eserde yerini alıyor. Bir önceki eserin duygulu yapısını devam ettiren eserde orta kısımda Kenç’in gitarı başarılı. Gökçe’nin vokalleriyle devleşen eser, albümün öne çıkan bir başka başka eseri oluyor. Son eser, Maçkalı Hasan Tunç’un anonim besteye yazdığı eser ‘Ben Seni Sevdiğimi’ piyano ve davul ile başlayan eserde gitar da eserin duygulu yapısını destekliyor. İsmail Soyberk’in basının güçlendirdiği eserde üflemeliler de ara ara renk katıyor. Bununla birlikte eserde herhangi bir kemençe eşliğinin olmaması da esere farklı bir bakış açısı katılmasını sağlamış.
Albümde bilinen eserlerdeki düzenlemelerde yapılan farklı denemeler, Gökçe’nin özgün vokali ile birleşince ortaya dinleyicinin pek çok yorumunu dinlediği eserler olsa da albüme özgü farklı müziksel deneyimler yaşamak için yıllar içinde dinlenilip değer kazanacak başarılı bir albüm ortaya çıkmış.
Yorum Ekle