Mübin Dünen’i çoğu dinleyici özellikle İstiklal Caddesi’ndeki sokak müziği icralarından hatırlayacaktır. Geçtiğimiz aylarda Nilüfer Perihan Kurtoğlu’nun masalına müziklediği ‘Asl-ı Aşk’ ile dinlediğimiz Dünen’in, 2016 yılında kaydettiği, belli bir dönem sadece YouTube’da yer alan; bu süre içinde güzel bir ilgi yakalayan albümü ‘Gerok / Gezgin’ geçtiğimiz haftalarda Ses Media etiketiyle CD olarak da dinleyicilerle buluştu.
Albümdeki tüm düzenlemeler Dünen’e ait. Albümde yıllarca birlikte çalıştığı Özgür Yalçın da oniki telli akustik gitarı, klasik gitarı ve geri vokaliyle de yer alıyor. Bununla birlikte albüm kalabalık bir müzisyen ve vokal kadrosuna sahip.
İlk eser, Geleneksel Ermeni Kürt Halk Ezgisi ‘Henno – Nino’ Dünen’in santuruyla başlayan, Ömer Arslan’ın perküsyonu, Ceyhun Soso Kaya’nın saksafonu ve Cebrail Kalın’ın meyinin uyumuyla devam eden, orta kısımda Kalın’ın meyinin öne çıktığı; Abdullah Şakar’ın bası ve Umut Sel’in kontrbasının altyapıyı tamamladığı, ilerleyen kısımlarda Ayşe Şişman’ın kemanının da girdiği, son kısımda Özgür Yalçın’ın da klasik ve oniki telli akustik gitarıyla eklendiği ve Dünen’in santuru ve Kalın’ın neyiyle bir atışma halinde olduğu eser, albüme güzel bir başlangıç oluyor. Ardından sözleri Dikran Melikyan’a, müziği Aram Tigran’a ait olan ‘Aydil’ Dünen’in santurunun Üner Demir ve Şervan Ayaz’ın kemanı ile birlikteliği ile başlayan, Yalçın’ın gitarlarının Aslan ve Emre Kocabaş’ın perküsyonuyla devam eden eserde Yalçın, geri vokaliyle eseri güçlendiriyor. Şakar’ın bası da altyapıyı tamamlıyor.
Sırada, Elazığ yöresinden anonim türkü ‘Çayın Öte Yüzünde’, Dünen’in tambur, ney ve santurunun uyumu ile ile başlıyor, Kızıl’ın perküsyonu da Sel’in kontrbasıyla bu uyumlu havayı destekliyor. Ferzan Aktaş’ın vokali başarılı, Dünen ile uyumlu bir vokal birlikteliğine imza atarak eserin çoksesli yapısını güçlendiriyor. Orta kısımda Baran Volkan Kaya da klarnetiyle dahil oluyor ve Kaya, klarnet solosuyla esere güzel bir renk katıyor. Ardından Tunceli-Pertek yöresinden, Sefil Sıtkı’nın sözlerinin, Süleyman Kaya kaynak kişiliğinde Muzaffer Sarısözen tarafından derlendiği ‘Siyah Perçemlerin’ Dünen’in santuruyla başlayan eserde Demir’in kemanı ön plana çıkıyor ve Arslan perküsyonuyla yapıyı sağlarken, Dünen de santur ve neyiyle de eseri güçlendiriyor. Sara Aslan Fernandez’in vokali de Dünen’in vokaliyle dengeli bir şekilde tınlıyor. Orta kısımda Demir’in keman solosu, Yalçın’ın gitarları ve Sel’in kontrbasıyla tamamlanırken Dünen, eserde son kısımda meyiyle de yer alıyor. Eserde ayrıca Murat Koç ve Üner Demir geri vokal olarak yer alıyor.
Albüm, enstrümantal bir Dünen bestesi ‘Reya Dur’ ile devam ediyor, Dünen’in santur ve ney eşliğine Şevval Sam’ın başarılı vokalinin eklenmesiyle başlayan eser, Demir’in kemanı ve Michelangelo Severgnini’nin kontrbasının eklenmesiyle devam ediyor ve Arslan’ın -özellikle orta kısımda ön plana çıkan- perküsyonu da Dünen’in gitarı ile birlikte altyapıyı tamamlıyor. Albümün ön plana çıkan ve derleme albümlerde kendine yer bulacağını düşündüğüm başarılı enstrümantal çalışmalarından biri. Ardından Seyyid Seyfullah (Seyit Nizamoğlu) eseri ‘Yarim Derdini Ver Bana’ Arslan’ın perküsyon solosu ile başlıyor, Duygu Demir’in çellosunun ön planda olduğu ve Kalın’ın meyinin yanı sıra Dünen’in santuruyla dengeli olduğu eserde Yalçın, gitarlarının yanında Dünen’e vokalde eşlik ediyor ve başarılı bir vokal birlikteliği gerçekleştiriyorlar. Abdullah Şakar da basıyla altyapıyı tamamlıyor.
Yedinci eser, Dünen bestesi enstrümantal eser ‘Nikriz’, Vedat Yıldırım ve Dünen’in vokaliyle başlıyor, ortam sesleri gayet başarılı bir şekilde alınmış ve Dünen’in santuru da duyuluyor, Demir’in kemanına Dünen’in neyi dahil oluyor, İzzet Kızıl’ın perküsyonu ve Gürkan Özkan’ın tablası, perküsyon zenginliği açısından eserde başarılı tınılar sağlıyor, orta kısımda Ceyhun Soso Kaya saksafonuyla ön plana çıkıyor ve Volkan İncüvez de klasik gitarıyla dengeli bir birliktelik yaratırken bu uyuma Demir de keman solosuyla -özellikle tiz sesler ile- katılıyor, albümden bir başka başarılı enstrümantal çalışma; ardından anonim bir Diyarbakır türküsü ‘Hoy Memo’ Uğur Hogır Göregen ve Emre Kocabaş’ın perküsyonuyla başlayan, Dünen’in neyi ve yaylı tamburu ile uyumuyla devam eden eserde Şevval Sam da vokaliyle yer alıyor ve Dünen ile uyumlu bir vokal birlikteliğine imza atıyor. Orta kısımda Dünen’in santuruyla ön plana çıktığı eserde Yalçın da gitarıyla ve geri vokaliyle katkı sağlarken Kalın’ın meyi de Umut Sel’in bası ile eseri güçlendiriyor. Albümün öne çıkan yorumlarından biri.
Sıradaki eser, Mehemed Sexo eseri ‘Eman Dilo’ Dünen’in santuruna Yalçın’ın gitarının eklenmesiyle başlayan ve Üner Demir’in kemanı ve Mehmet Mert Beycan ile Özden Terzi’nin perküsyonunun da eklendiği, Michelangelo Severgnini’nin kontrbasının altyapıyı tamamladığı, geri vokallerde Demir, Yalçın ve Kaya’nın da eserin hareketli yapısına renk katıyor. Sondaki alkışlar ise esere bir konser havası veriyor. Ardından enstrümantal bir Geleneksel Kürt Halk Ezgisi olan ‘Narine’ Dünen’in ney ve santuruna Arslan ve Emre Kocabaş’ın perküsyonunun eklenmesiyle başlayan eserde Severgnini’nin kontrbası ve ve Yalçın’ın gitarları da destek oluyor ve orta kısımda Demir’in keman solosu ön plana çıkıyor ve Dünen’in ney ve santur solosu ile tamamlanıyor.
Ardından, Erivan Kürtlerinden alınma anonim bir eser ‘Yara Mina Bedewe’ Dünen’in santuru ve Baycan’ın perküsyonuna bass balinasıyla Yıldırım Yalçınkaya’nın ve Yalçın’ın gitarının eklendiği, Yaacob Gonzalez Garcia’nın kemanının da güzel bir renk kattığı eserde orta kısımda Dünen’in ney solosu başarılı. Son eser, albüme ismini veren Dünen & Yalçın enstrümantal çalışması ‘Gerok’ İzzet Kızıl ve Ömer Aslan’ın perküsyonuyla başlayan, Dünen’in santurunun Ayşe Şişman’ın kemanıyla uyumlu birlikteliğine Kalın’ın meyi de ekleniyor ve Yalçın’ın oniki telli akustik gitarı da Sel’in kontrbasıyla tamamlayıcı oluyor. Orta kısımda Dünen’in neyi de ekleniyor ve ney-keman-mey birlikteliği de esere güzel bir renk katıyor. Albüme güzel bir final oluyor.
Sokağın sesini müziğinde taşıyan bir gezgin Mübin Dünen, hem sokağı; sokakta edindiği müziksel tecrübeleri hem de doğduğu toprakları yanında götürerek müziğine aktarıyor ve bu müziksel yolculukta ona eşlik eden müzisyenlerin de katkıları ile, onu sokaktan tanıyanlara; o performansları hatırlatacak bir buluşmayı, ilk defa dinleyeceklere ise güzel müziksel deneyimi dinleyicilere sunuyor.
Yorum Ekle