Müzik

Türkülerin özlediğimiz sesi yine bizlerle : Cansu Koç – Çay Var İçersen…

Bir dönem özellikle Türk Halk Müziği alanında başarılı yorumlarıyla isminden söz ettiren sanatçı Cansu Koç’u en son 2006 yılında ‘Yalnızlık Mevsimi – 9 Renk‘ albümü ile dinlemiştik. 2018 yılında 12 yıl aradan sonra ilk defa Hasan Hüseyin Demirel Şarkıları albümünde ‘Aşk Ayrıntılarda Gizlidir’ yorumu ile dinlediğimiz Koç’u şimdi de Ağdaş Müzik & Boos Production etiketiyle çıkan yeni albümü ile dinliyoruz : ‘Çay Var İçersen…’

Albümde 5 eser yer alıyor. Albümün aranjörlüğü ve müzik direktörlüğü, Koç’un yıllarca birlikte çalıştığı ağabeyi duayen müzisyen Ahmet Koç’a ait ve düzenlemelerde Koç’un yanı sıra Hakan Caneroğlu’nun da katkısı var. Ada Stüdyo’da kaydedilen albümün tonmaisterliğini İhsan Apça ve Özgür Özkan Mete üstleniyor. Mete, aynı zamanda albümün mastering çalışmasını üstleniyor. Albümün yapımcılığı Sait Ağdaş ve Fethi Tokat’a ait. Bununla birlikte yılların tonmaisteri Tolga Babür Derin’in de albüme katkısı var.

İlk eser, anonim olan; pek çok ozana mal edilen ve sevilen bir cümle ‘Sana verebileceğim pek bir şey yok aslında, çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen…’in ön planda olduğu sözlerin üzerine Cansu Koç’un eklediği sözlerden ve besteden oluşan, albüme adını veren ve ilk klip şarkısı olan ’Çay Var İçersenHakan Caneroğlu’nun klavyesinin ve elektronik ritmlerinin ön planda olduğu, yaylıların da desteklediği, Ahmet Koç’un curasının ve bağlamasının da orta kısımda Koç albümlerinden alıştığımız tınıda olması bir Cansu Koç albümü dinlediğimizin ayırdına vardırıyor. Caneroğlu aynı zamanda vokaliyle de eserde yer alarak Koç ile uyumlu bir vokal birlikteliğine imza atıyor. Cansu Koç’un biraz daha günümüz müzik tarzına geçtiği ve bu bakımdan bu tarzın da ona yakıştığı söylenebilir. 

Albüm, Koç’un daha önce de ‘Gözümdeki Yaşlarına’ eserini de seslendirdiği müzisyen Cudi Koyuncu’nun Grup Destan yorumu ile bilinen eseri ‘Ben Ölürsem’ ile devam ediyor, Eser, Cansu Koç’un vokaliyle başlıyor, Uğur Varol’un yaylı tamburu ön planda, Ali Koç’un klavyesi ve Doğu Gürdal’ın perküsyonu altyapıyı İsmail Soyberk’in basıyla birlikte tamamlıyor. Ahmet Koç da vokaliyle yer alıyor. Orta kısımda çellosuyla Özer Arkun dahil oluyor. Son kısımda Varol’un tambur solosu eserin duygulu yapısını destekliyor. Albümden ön plana çıkan başarılı bir yorum. Bununla birlikte Koç’un önceki çalışmalarından alışık olunan çift ses vokalinin de olması dinleyiciye Koç’un eski albümlerindeki tadı veriyor.

Sırada, bir Neşet Ertaş klasiği ‘Sen Benimsin’ var. Eser, Ahmet Koç’un akustik bağlamasıyla başlıyor, davulun yanında Ali Koç’un klavyesi, Soyberk’in bası ve Ahmet Koç’un elektrosu da eseri güçlendiriyor, Koç’un türküleri güncel bir anlayışla yorumladığı çalışmaların yeni ve başarılı bir başka örneği olarak bu yorum da diğer çalışmalar gibi sevilecektir. Son kısımda Göksun Çavdar’ın klarnet solosu başarılı ve Ali Koç’un klavyesiyle bir atışma halinde başarılı bir performans sergiliyorlar. Ardından bir başka klasik, Aşık Ferrahi’nin ‘Ah Neyleyim GönülAhmet Koç’un bağlamasının ardından elektrosuyla da dahil olduğu, Soyberk’in bası ve Ali Koç’un klavyesi ve elektronik ritmlerinin eseri tamamladığı, elektronik ritmlerin de güzel bir renk kattığı, bir başka başarılı yorum. 

Son eser, ilk olarak 2010 yılında dinlediğimiz bir Ali Kınık eseri ‘Hadi UnutsunAli Koç’un klavyesi ve elektronik ritmleriyle başlayan, Ahmet Koç’un bağlamaları ve elektrosuyla devam eden hareketli bir eser. Soyberk’in bası da güzel bir renk katıyor. Orta kısımda Ahmet Koç’un elektro solosu başarılı. 

Ali Koç albümde aynı zamanda flütüyle de eserlerde yer alıyor.

Cansu Koç için başarılı bir geri dönüş albümü olan bu albüm, Koç’u eskiden beri tanıyanlara yeniden bir karşılaşma, ilk defa tanışacaklara ise diğer albümlerini de merak ettirecek güzel bir hediye.