Müzik

Yaşarken kıymeti bilinen bir ozan ve ölmez eserleri : Emekçi – Emekçi’nin Türküleri…

1980’lerden beri Türk Halk Müziği alanında Hasret Gültekin, Aşık Mahmut Erdal, Aşık Şah Turna gibi pek çok önemli sanatçının çalışmasını dinleyiciyle buluşturan -bir dönem dijital olarak arşivini dinleyici ile buluşturmaya başlayan- ve yeniden yenilenen genç ekibi ile fiziki müzik piyasasına geri dönen Diyar Müzik, Maraş’lı ozan Emekçi’nin (Ali Haydar Bender) sevilen eserlerini çeşitli sanatçıların yorumları ile bir albümde topladı : Emekçi’nin Türküleri… Albümün yönetmenliği Burhan Çelik’e, proje tasarımı ise Tanju Duman ile Burhan Çelik’e ait.

İlk eser, Emekçi’den ilk defa 1990 yılında çıkan ‘Yıkılası İstanbul / Kırmızı Gül’ albümünde dinlediğimiz, bu albümde Emekçi’nin oğlu Fırat Bender’in yorumuyla yer alan ‘Maden OcağıEmekçi’nin albümdeki (üzerine ritm eklenmiş) kaydıyla başlıyor, bağlamanın yanı sıra klavye ve kemanların ön planda olduğu, davulun da kontrbas ile tamamladığı, vokallerin de esere katkı sağladığı eserde özellikle orta kısımda bağlama-keman-klavye uyumu başarılı. Ardından, ilk defa 1991 yapımı ‘Özgürlük Mahkumları / Durma Öyle’ albümünde dinlediğimiz ‘Tırpan (Zulüm Bir Taraftan)Abidin Biter yorumu ile yer alıyor. Biter’in bağlamasına yaylı tamburun eklenmesiyle başlayan ve mey ile perküsyonun da gitar ile birlikte dengelendiği eser, güncel bir altyapıya sahip ve eserin duygulu yapısını koruyor. Piyano eşliği de eserin altyapısını tamamlıyor. Üçüncü eser, aynı albümde dinlediğimiz başka bir eser ‘YoldaşHüseyin Karakuş yorumu ile yer alıyor. Piyano ile meyin uyumuyla başlayan esere gitar da ekleniyor ve gitar eşliği kemanlar ile birlikte başarılı bir şekilde öne çıkıyor. 

Sırada, 1996 yapımı ‘Kurtlarla Dans’ albümünden bildiğimiz ‘İntizar İmişHüseyin Turan yorumu ile yer alıyor. Gitar-keman ve bağlamanın uyumu ile başlayan eserde cura ön planda. Bağlama da perküsyon ile birlikte eseri güçlendiriyor. Turan da eserin altından başarılı bir şekilde kalkıyor. Ardından, Erdal Erzincan yorumu ile pek çok sanatçıdan dinlediğimiz ‘Nasıl YaşarızErzincan’ın divan sazı ile başlıyor, perküsyonlar da eserde uyumlu ilerliyor. Albümün ön plana çıkan başarılı yorumlarından. 

Altıncı eser, 2000 yılında aynı isimli albümüyle bildiğimiz ‘Düzgün BabaArzu (Arzu Biter) yorumu ile yer alıyor. Bağlama ve davulun ön planda olduğu, basın gitar ile birlikte altyapıyı tamamladığı güncel bir altyapıyla yorumlanan eser de özellikle davul atakları ile başarılı. Ardından Tolga Sağ yorumuyla bir başka sevilen Emekçi eseri ‘Gönül Dostlarıma’ meyin ön planda başladığı, Tolga Sağ’ın bağlamasıyla ve perküsyonun dengeli birlikteliği ile devam eden, vokalin de katkıda bulunduğu eserin altından Sağ başarıyla kalkıyor. Orta kısımda esere gitar da güncel bir anlayış katıyor. Albümün öne çıkan bir başka çalışması.

Ardından, 2000 yılında ‘Düzgün Baba’ albümüyle dinlediğimiz bir başka eser ‘Keyfim Yok’, Feryal Öney yorumu ile yer alıyor. Nefesli sololarla başlayan eser, bağlamanın ve perküsyonu da girişiyle tamamlanıyor. Nefesliler eser boyunca ön plana çıkıyor. Gitar da son kısma güncel bir renk katıyor. Orkestrasyon bakımından albümün en başarılı çalışmalarından biri. Öney de yorumuyla eseri devleştiriyor. Sıradaki eseri de 1989 yılında ‘Yıkılası İstanbul / Kırmızı Gül’ albümünde dinlemiştik; bu albümde de Yılmaz Çelik yorumu ile yer alıyor ‘Niye Mi’, Çelik’in bağlamasının perküsyonla olan girişiyle başlıyor, Çelik’in yorumuyla anlamlanan eserde ara ara gitar da altyapıya katkıda bulunuyor. Vokaller de; eserdeki nefes vokali ile birlikte esere güzel bir renk katıyor. 

Sırada Vedat Gündoğdu yorumu ile ‘Ağlamakla Gülmek’ elektro ve bas gitar ile güncel bir altyapıyla başlıyor ve bu anlamda esere başka bir boyut kattığı söylenebilir, perküsyon ile birlikte Gündoğdu da bağlamasıyla dahil oluyor; kontrbas da altyapıyı tamamlıyor ve albümün bir başka özgün orkestrasyonlu eseri oluyor. Bu anlamda albümden özellikle sevileceğini düşündüğüm başarılı bir yeni yorumlama. Ardından 1989 yapımı albümün ikinci ismi olan ‘Kırmızı Gül’, Nilüfer Akbal yorumu ile yer alıyor. Duduk solo ile başlayan esere gitar da dahil oluyor ve bağlama da kaval ile eseri tamamlıyor. Orta kısımda kaval solo başarılı. Vokal kısmında gitar ön plana çıkıyor. Piyano da eserin altyapısına güzel bir renk katıyor. Akbal da kendine özgü yorumuyla eseri başarılı bir şekilde yorumluyor.

Ardından 1991 yapımı albüme ismini veren ‘Güle Barut Serdin Mi? Seyfi Yerlikaya yorumu ile yer alıyor. Kemanenin ön planda olduğu eserde bağlama ve gitar da perküsyon ile birlikte uyumlu ilerliyorlar. Aynı zamanda Tunceli’li olan Yerlikaya ile güzel bir eşleşme oluyor ve Yerlikaya da eserin hakkını veriyor. Sırada yine aynı albümde dinlediğimiz bir başka eser ‘Diyarbakır Zindanları’, Pınar Aydınlar yorumu ile yer alıyor. Klavye fon ve keman girişi ile özgün bir girişle başlayan eser, gitar ve davulun da bağlama ile eklenmesi ile zurna ön plana çıkıyor, bir başka özgün ve güncel orkestrasyonlu eser. Piyano eşliği de esere güzel bir renk katıyor. Orta kısımda Balaban solo başarılı. Aydınlar da güçlü yorumuyla eserin altından kalkıyor.

Albüm, 1989 yılında dinlediğimiz ‘Yıkılası Zulüm Seni’nin Mehmet Ekici yorumu ile devam ediyor.  Uğur Varol‘un yaylı tambur solosunun ön planda olduğu, gitar ve klavyenin de desteklediği esere, davul ve basın yanında Murat Bişgen’in saksafonu da güzel bir renk katıyor. Bu bakımdan da başarılı bir orkestrasyonu var. Eserin son kısmında elektro gitar eşliği başarılı. Son eser ise Melisa Şimşek yorumu ile geliyor ‘Bu Sene De Böyle Oldu’ bağlama ile başlayan esere perküsyon da ekleniyor ve alt kısımda klavye eşliği yer alıyor. Orta kısımda kavalın girişi esere güzel bir renk katıyor. Vokal de eseri güçlendiriyor ve albüme güzel bir final oluyor.

Albümde yer alan tüm sanatçılar, eserlere kendi söyleyiş ve çalış üsluplarını eserlere başarılı bir şekilde yansıtmış ve böylece hem sanatçıların hem de Diyar Müzik’in emekleriyle, Emekçi’nin yaşarken kıymetinin bilindiği, tüm dinleyicilere hitap eden başarılı bir saygı albümü ortaya çıkmış.