Üstün Çaba Yorulmaz… Çocukluğundan beri içindeki müzik ve şiir tutkusuyla eğitimler alan ve kendi eserlerini ortaya çıkarmaya başlayan Çaba, kendi eseri ilk teklisi “Nankörsün”den sonra yine kendi eseri “Alaçatı”yı ASC Prodüksiyon etiketiyle yeni teklisi olarak dinleyicilerle buluşturdu. Çaba ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve yeni çalışmalarını konuştuk.
“Öncelikle Nankörsün’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzik eğitimleriniz, koro tecrübeleriniz size müziksel anlamda neler kattı?
-Profesyonel müziğe adım atarken ilk piyano çalmaya ve ilk bestelerimi yapmaya 6 yaşında başladım. İlk konserimi TRT Sunucusu Bülent Özveren’in sunumuyla henüz 9 yaşındayken 3000 kişi karşısında verdim. Benden sonra değerli sanatçı Nilüfer sahne alacaktı. Mikrofon o kadar ağırdı ki iki elimle sımsıkı tutup ilk şarkımı söylemeye başlayınca heyecanımın yerini özgüven aldı. Alkışlarla şarkılarıma eşlik eden büyük bir kalabalık vardı. Bir saati aşkın bir süre sahnede kaldım ve ilk sahne tozunu o zaman yuttum diyebilirim. İlk sahnem ile birlikte artık müzik vazgeçilmezim olmuştu. Babamın Gazetecilik mesleğinden ötürü bir çok değerli kişi ile tanıştım. Edebiyatımıza ve Müziğimize yön veren; Ahmed Arif, Aşık Mahzuni Şerif, Ahmet Kaya, Barış Manço ve bir çok değerli sanatçıyla bir arada olarak müzik yolculuğumda ufkunu genişlettim. Sadece sahne önü değil sahne arkasını da görüyordum. Sanatçılar ile tanışmak onlarla sohbet etmek, anılarını kendilerinden dinlemek inanılmaz mutluluk veriyordu bana. Serbülent Yasun yönetimindeki Hamoy Derneği Halk Müziği Korosu ile bir çok konserde yer aldım. Hamoy Derneği ile birlikte ilk kez işin mutfağını öğrenmeye başladım diyebilirim. Notalar ile Halk Müziği eserlerini okuyorduk. Koro arkadaşlarım ile birlikte hareket ederek sahne almak çok güzel bir tecrübe oldu benim için. Yirmili yaşlarda TRT TV ve TRT radyolarında Canlı Yayınlara katıldım. Nankörsün eserimi çıkarmadan iki ayrı Opera Tenor hocasından Şan Eğitimi aldım. Müzik yolculuğumda her gün üzerine ekleyerek ilerliyorum. 300’ü aşkın sözüm ve müziğimle fark yaratacağıma inanıyorum.
Bununla birlikte şair olarak da şiir kitapları yayınlamaya devam ediyorsunuz. Bu bağlamda şiirlerinizi kitap olarak yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve şiir kitaplarınızla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Güfte halinde yazdığım eserlerim içerisinden seçtiğim şiirleri Lise zamanlarında çıkarmaya karar verdim. Eserleri tek tek noterletmek yerine bir kitapta toplamak daha mantıklı görünüyordu. “Yıldızlara Baktıkça Beni Anımsa” adlı kitabımı çıkardım. Okurlardan çok olumlu tepkiler aldım. Lise zamanıma kadar kaleme aldığım eserler çok beğenilmişti. Bir gün televizyon izlerken, tesadüfen popüler bir müzik televizyon kanalında bu kitabımın tanıtımına rastladım. Kitabın arkasındaki özgeçmişimden ve şiirlerimden bahsettiler inanılmaz bir duygu yoğunluğuydu benim için. İlk kitabımla büyük ilgiyle karşılaşınca Üniversite yıllarında çok geçmeden “Kalbimin Sessiz Çığlığı” adı altında ikinci kitabımı yayınladım. Daha sonraları iki kitabımdan da sözlerin alınıp bazı kısımlarının değiştirilerek şarkılarda yer aldığını görünce, üçüncü çıkaracağım kitabı yayınlamama kararı aldım.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Nankörsün’ün oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Ahmet Özgül ve yapımı üstlenen Özdemir Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? Nankörsün ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Söz ve müziğin tamamı Çaba’ya ait albüm, hayallerimden bir tanesiydi. Çok yönlü bir Sanatçıyım. Doğu Müziği, Batı Müziği, Arabesk, Pop, Halk Müziği, Karadeniz Müziği ve Sanat Müziği dallarında eserlerim var. Günümüzde albüm çıkarmanın yitirildiği bir dönemi yaşadığımızı gördüm. Görüştüğüm tüm değerli üstadlar tekli çıkarmam gerektiğini iletti. Nankörsün gecenin iki buçuğunda uykudan kalkarak yazdığım bir eserdir. Sözlerinin dilde kalıcılığı ve vurgulamalarının güçlü olmasıyla profesyonel müzik yaşantıma bu eserle başlamaya karar verdim. Altı ay boyunca Nankörsün’ü ben yaparım diyecek kişiyi aradım. Değerli ağabeyim Ahmet Özgül ile tanıştım. İlk görüşmemizdeki bende oluşturduğu intiba, doğru yerde olduğuma işaret ediyordu ve Nankörsün Ahmet Özgül ağabeyimin ellerinde emin ellerdeydi. Nankörsün’ün netd müzik gibi büyük bir platformdan yayınlanması benim adıma çok önemliydi. Değerli aranjörüm Ahmet Özgül ağabeyim, netd müzik ile anlaşması olan Özdemir Müziğin Temsilcisi Cafer Koçoğlu ile beni tanıştırdı. Beni benden dinleyen Cafer Bey, büyük bir içtenlikle karşıladı beni. Yıldız Tilbe ve bir çok değerli sanatçıyı bünyesinde bulunduran Özdemir Müzik ile başlama kararı verdik. Bir sanatçıyı mutlu eden en güzel olay ortaya çıkardığı şarkıların dinlenmesidir. İlk eserim Nankörsün 5. ayında 535 bin izlenme oranını aştı. Nankörsün’de emeği olan, izleyen ve beğenilerini dile getiren değerli kalplere bir bir teşekkür ediyorum. Alt yapısının zenginliğiyle, sözüyle, müziğiyle Nankörsün’ün yıllarca dinlenilebilecek bir eser olduğunu düşünüyorum.
En son bu sefer Özgül’ün firması ASC Prodüksiyon etiketiyle Özgül düzenlemesiyle “Alaçatı”yı yayınladınız. Şarkının oluşum süreci nasıl gelişti ve Alaçatı ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yaklaşık 28 yıldır Çeşme bölgesinin havasını soludum. Çeşme’de bulunduğum sırada bir anda sözler döküldü; “Gel biraz gözlerden kaybolalım, Eğlenceye gecelere akalım” diye. Alaçatı’da saatler saniyeye dönüşüyor. Tatile gelen kişilerin unutamayacağı, bir masal yerini yaşatan mistik bir yer. Alaçatı şarkısının sözleri de insana huzur veren bir söyleme sahip. Bu bölgenin yaşam tarzına yakışacak söz ve müzikle Alaçatı oluştu. Ege sokaklarında duymaya alıştığımız buzuki sazının da şarkının ruhunu oluşturduğunu düşünüyorum. Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte Dünya’nın her yerinden klipler rahatlıkla izlenebiliyor. Sanatçıların asli görevlerinden bir tanesinin de, bulunduğumuz bu harika coğrafyayı tanıtmak olduğunu düşünüyorum. Bu düşünce ile İzmir Çeşme’nin 7 ayrı bölgesinde klip çekimlerini gerçekleştirdik. Şarkı ile ilgili geri dönüşler çok olumlu oldu.
Ayrıca iki teklinize de klip çeken Metin Boyraz ile yollarınız nasıl kesişti? Kliplerinizin oluşum süreci nasıl gelişti ve kliplerinizi ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Klip yönetmeni olarak arayış içerisindeyken Metin Boyraz’ın profiline rastladım. Çekimlerini inceledim ve beğenerek takibe aldım. Yanına gidip bizzat tanışmak istiyordum ama tesadüf bizi bir araya getirdi. Nankörsün’ün kayıtları bittikten sonra Metin Boyraz ile görüştüm. Şarkıyı dinledikten sonra ben varım dedi. Nankörsün için martılar ve deniz feneri benim için olmazsa olmazımdı. Aklımda Ağva ve Amasra vardı ama Metin Boyraz klibe Filyos’un çok yakışacağını iletti. Filyos’a gittim ve hayran kaldım. Nankörsün Klibi için tam aradığım yerdi. Klip için çok emek verdik ve çok güzel bir klip olduğu kanaatindeyim. Klavyeden günümüzde iki satır yazarak eleştirmek dünyanın en kolay işi ama Allah’ıma şükürler olsun, ilk şarkım ve klibim ile ilgili geri dönüşler profesyonel müziğe başlangıç adına çok iyi. İzlenme, yorumlar ve beğenme oranları da bunu doğrular nitelikte. Alaçatı klibi için ben ve yönetmenim bölgeyi çok iyi biliyorduk. Çekim için düşündüğümüz yerleri gidip yerlerinde gördük. Daha sonra da klip aşamasında; Ilıca, Ildırı, Çeşme Marina, Alaçatı, Hacı Memiş Mahallesi, Yalı Mahallesi ve Butik Otel olmak üzere toplamda yedi ayrı yerde klibin çekimlerini tamamladık. Kliple ilgili geri dönüşler muhteşem oldu.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Çaba’yı Türkiye’nin bir mozaiği olarak görüyorum ve sözümle, müziğimle her zaman fark yaratacağımı düşünüyorum. Ben üretken bir sanatçıyım her tarzda eserlerim var. Kalbimden gelen sözlerin dinleyicinin kalbine gideceğine inanıyorum. Her eser dünyaya yeni gelmiş çocuğunuz gibi oluyor. Düşünün daha önce hiçbir yerde çalınmamış söylenmemiş sözlerle müzik piyasasına çıkıyorsunuz. Nice eserlerimi seyirciyle kavuşturacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Alaçatı’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Çaba, üstüne sürekli ekleyerek ilerleyecek. Yeni şarkımı Eylül-Ekim gibi çıkarmayı düşünüyorum. Hedefim 2021 senesini en az 4 şarkı ile taçlandırmak. Müzik hayatımda her şeyi programladım. Daha iyi bir eser yapamazsam eğer önümüzdeki senenin yaz şarkısını bile belirledim diyebilirim. Sözlerin anlamsızlaştığı müziklerin yabancılaştığı bu dönemde, eserlerim ortaya çıktıkça Çaba’nın farkının ortaya çıkacağı kanaatindeyim. Son olarak bu röportajı okuyan değerli okurlarımıza, PR danışmanım Sevtap Gül’e ve bana bu satırları yazma fırsatı veren Bi’Kuble ekibine sonsuz teşekkürlerimle.
Çaba’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Alaçatı”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle