Fatih Ünal… Eğitim anlamında farklı bir alandan; Siyaset Bilimi alanında yetişse de, içindeki müzik tutkusuyla eğitimler almaya ve kendi şarkılarını yapmaya başlayan Ünal, ilk teklisi “Bir Of” ile dinleyicilerin beğenisini kazanmıştı. Şimdi ise Ünal, 1.5 yıllık bir aradan sonra yeni teklisi “Eyvah”ı Avrupa Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Ünal ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Bir Of’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Çocukluğumda ilkokul yıllarıma kadar uzanıyor aslında müzik ile ilgili her şey. Çok öncesine dayanan bu serüvende müzikle iç içe olduğum zamanlarda kendimi farklı noktalarda geliştirme üzerine çok çeşitli eğitimler aldım. Mehmet Dolgunyürek hocamdan 2 seneye yakın Türk Sanat Müziği eğitimi aldım ve çeşitli korolarda faaliyet gösterdim. Üniversite yıllarımda farklı pop ve rock topluluklarında solist olarak albüm çalışmaları ve konserlerde yer aldım. Her ne kadar Siyaset Bilimi okumuş olsam da; (gülüyor) müzik, hayatımda her zaman ön planda ve hislerimi en iyi yansıttığım alan oldu. Müziğin hayatımda daha çok yer alacağını ve asıl yapmak istediklerimi müzikle duyuracağımı biliyordum. Sesimin performansı için çok sevgili hocam Hülya Kazan ile şan üzerine çalışmalarım devam ediyor. Bu süreçte benim söylemekten çok keyif aldığım şarkıların cover çalışmalarını akustik olarak yorumladım ve bunun üzerine çalıştım ve hali hazırda onlara hiç ara vermeden devam ettirmek de istiyorum. Çok güzel geri dönüşler alıyorum onlardan.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Bir Of’un oluşum süreci nasıl gelişti? Eseri birlikte yaptığınız Minas Ceylin, düzenlemeyi üstlenen Doğan Aşkıner & Deprem Gürdal ve Garaj Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? Bir Of ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bir gece tam uyku halindeyken Minas’ın bana Bir Of’un demosunu dinletmesiyle yerimden fırladım! (gülüyor) Sonra da şarkıda kendimin olması gerektiğini düşündüm. Minas benim müzik ile aktif bir şekilde ilgilenirken beraber yol aldığım ve her şeyi paylaştığım arkadaşımdır. Dolayısıyla Türkçe pop alanında yapmak istediklerimi bilen ve beni en iyi tanıyan kişilerdendir. Bu şarkıyla da bu paylaşımımız taçlanmış oldu ve daha yapacağımız ve eminim çok şaşıracağınız işler olacak! (gülüyor) Düzenlemede Doğan Aşkıner ve Deprem Gürdal benim Ankara’da birlikte müzik yapmaktan keyif aldığım arkadaşlarımdır ve onların yanında kendimi çok rahat hissediyorum. Doğan, Bir Of için yapmak istediklerimi biliyordu, bunun için beni çok yakınen tanımak istedi ve paylaştığımda düşüncelerimi her şey yoluna girmişti zaten. Bu süreçte de Deprem, şarkının gitarlarını ve masteringini tamamlarken Garaj Müzik ile iletişimdeydik ve onların da şarkıyı sahiplenmesi ile beraber yol almış olduk. Bir Of, ikili ilişkilerdeki hayal kırıklıkları ve üzüntüleri şehirli insanın dilinden anlatımını çok kuvvetlendiriyor ve gelen geri dönüşler de bu çerçevedeydi. Çok olumlu ve güzel tepkiler aldım. Herkesin kendinden bir şeyleri hissetmesi ve bulması beni çok mutlu etti, beraber hüzünleneceğimiz ve eğleneceğimiz işleri yapmalıyız zaten, eğer bu durum yerine oturursa bizim gibi üreten insanlardan keyiflisi de yok açıkçası!
En son “Eyvah”ı yayınladınız. Şarkının sahibi ve düzenlemesini üstlenen Ahmet Hatipoğlu ve Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Ahmet benim yakın bir arkadaşım ve onunla bir takım çalışmalarda bulunmak beni çok heyecanlandırıyor ve benim yapmak istediklerimi anlamak içinde muazzam bir zaman ayırıyor. Zaten kendi yaptığı çalışmaları ayrı beğeniyorum. Hep bir şeyler yapmak istiyorduk ve ara ara sürekli çalışmalarımız da oldu ancak “Eyvah”ı dinlediğimde şarkının nasıl olması gerektiği yolundaki bütün adımlar kafamda belirmişti ve çok heyecanlanmıştım. Vakit kaybetmeden biz de şarkının yaratım sürecinde bulunduk. Şarkının düzenlemesini basit ama aklımızdaki modern sound da tutmak istedik, daha fazlası bize çok kalabalık gelebilirdi, çünkü şarkı güzel! (gülüyor) Avrupa Müzik benim çok takip ettiğim ve çalışmalarını ve vizyonunu çok beğendiğim bir müzik şirketi. Şarkının oluşumu tamamlandıktan sonra benim bu sektörde tecrübesi ve emeğine şapka çıkardığım sevgili arkadaşım Habil Ceyhan ile iletişim noktasında Avrupa Müzik ailesi ile tanıştık. Kapılarını bana büyük bir sevecenlikle açtılar ve iyi ki kesişmiş ve onları tanıdığıma çok mutluyum. Onur (Kara) ve Büşra’nın (Yirmibeş) emekleri paha biçilemez. Yapacağımız çok farklı işler ve güzel gelişmeler olacağından şüphem yok.
Eyvah ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Eyvah ile ilgili gelen geri dönüşler için şöyle söyleyebilirim; şarkının düzenlemesinden klibine, kapak fotoğraflarından detaylarına kadar düşündüğümüz ve emek verdiğimiz konseptin dinleyiciye bu şekilde geçmesi beni çok mutlu etti. Şarkıyı dinleyen ve klibi izleyen herkes her şeyin çok uyumlu olduğunu söyledi. Bu anlamda şarkının vermek istediği hüznü iyi tasvirle anlattığımıza yönelik güzel geri bildirimler oldu. Açıkçası en çok bunlar beni mutlu etti. Ben 1990’lar çocuğuyum ve o dönemdeki müzik adına yapılanlarla büyüdüm ve Eyvah’ı da bunun içinde büyütmem gerekiyordu, bahsettiğimiz daha retro hava aslında buraya göndermedir.
Ayrıca Eyvah’ın klibini çeken Yiğit Zaffer ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yiğit benim Instagram’dan takip ettiğim fotoğrafçıydı ve yaptığı çalışmaları çok beğeniyordum. Bir sabah iletişimde olduk ve şarkımın klibinin yönetmeni olmasını çok istediğimi belirttim. Çünkü Yiğit’in kendine has imzasını fotoğraflarında ve kısa video çalışmalarında görüyordum ve benim de bu klipte görmek istediklerim de bu yöndeydi. Pandemi sürecinden dolayı dijital üzerinden toplantılar yaptık ve hemen hemen benim düşündüklerimi düşünmüş şarkıyı duyduğunda. Sonrasını zaten sadece Yiğit’e bıraktım ve bu muhteşem kareler ortaya çıktı. Bundan sonraki süreçlerde bu ikiliden farklı şeyler izleyebilirsiniz, benden söylemesi şimdiden! (gülüyor) Şaşırtıcı şeyler olabilir. Klip ile gelen geri bildirimler çok olumlu ve farklı olduğuna dair. Bir yandan şarkıyı anlatmak istiyoruz ancak bir yandan “ben”i de kendim olarak göstermek istiyorduk. Hepsinin uyumunu izleyicinin yakalaması benim için çok önemliydi.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben Türkçe Pop müziğini çok severim. Zaten dediğim gibi günümüzün tecrübeli starlarının şarkıları, tavırları ve tarzları ile büyüdüm. Onlardan çok şey kattım kendime. Ancak kendim olarak gözlemlediğim ve durmak istediğim noktalar daha fazla. Şehir hayatını seven birisiyimdir. Zor noktaları olsa da bu enerji ve dinamizm benim müzikte olmak istediğim yeri yansıtıyor. “Yüksek enerjiye sahip şehir müziği” olarak adlandırabiliriz. Çok fazla dinlediğim ve sevdiğim tarz vardır müzikte ancak hakikaten sadece şu diyemem yaptığım müziğe. Evet belli sınırları ve normları olan ama o sınırlar içerisinde beni tanımlıyorsa da bir o kadar serbest yanı vardır müziğimin. Şöyle söyleyebilirim; benden sadece bir bas gitarın etkin olduğu depresif ruh hali de duyabilirsiniz, ama belki hiç tahmin etmeyeceğiniz daha Ortadoğu darbuka ritimlerini de duyabilirsiniz, bir dans koreografisini içeren yüksek enerjili pop esintilerini de! Hepsi bahsetmiş olduğum heybemden çıkaracağım Fatih’tir Farklı olabilirler ama tavır olarak aynı olmalıdırlar.
Eyvah’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Olmaz mı? Şimdi onların planlamaları var aklımızda! (gülüyor) Ara vermeden onların derdine düşmek istiyorum. “Eyvah”ın akustik halini herkes çok istiyordu ve benim de bu süreçte hep aklımdaydı. Şimdi onun üzerine çalışmak istiyoruz ve onun da farklı bir enerjisi olacağını düşünüyorum. Daha sonra da üzerinde çalıştığımız parçalar var. 2021 ile bol üretimde olacağım zamanlar başlasın istiyorum açıkçası. Daha fazla zaman aralığı olsun istemiyorum. Ama tabii tüm bunların içimize sindiği aralıkta olmasını isterim. Ancak şunun ipucunu verebilirim enerjisi ve volümü çok daha yüksek bir şeyler duyabilirsiniz!
Fatih Ünal’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Eyvah”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle