Röportajlar

Yeni teklisi “Gelsin Bildiği Gibi”yi dinleyicilerle buluşturan Cemre Kıralioğlu ile bir röportaj…

Cemre Kıralioğlu… Mesleki anlamda müzik alanında ilerlemese de içindeki müzik tutkusuyla pek çok eğitim alan ve sahnelerde de tanınan bir isim haline gelen Kıralioğlu, EP ve tekli çalışmalarıyla da dinleyicilerin beğenisini kazandı. En son Akustikhane etiketiyle kendi eseri “Gelsin Bildiği Gibi”yi dinleyicilerle buluşturan Kıralioğlu ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle San Diego’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu doğrultuda Caz sahnesinde de bilinen bir sanatçı olarak Caz müzik ile nasıl tanıştınız ve bu alandaki tecrübelerinizi nasıl özetlersiniz? Bu bağlamda caz alanındaki sertifika eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Müziğe olan ilgimi küçük yaşlarda keşfetsem de profesyonel olarak içinde bulunmak epey yıllarımı aldı. Bu sürede Uluslararası Lojistik ve İşletme Yönetimi alanlarında lisans ve yüksek lisansımı bitirip 2020 yılına kadar çeşitli global firmalarda çalıştım. 2016-2017 yılları arasında Boğaziçi Caz Korosu’nda korist olarak müziğin içindeyken, sonrasında vokal eğitimleri alarak kendimi geliştirmeye karar verdim. 2018 yılında sosyal medya hesaplarımda cover videoları paylaşırken beni de farklı müzik sayfaları paylaşmaya başladı. Sonrasında ilk profesyonel EP teklifimi -San Diego- aldım. 2019 yılında ise Nardis Genç Caz yarışmasına katıldım ve burada NTV Caz Radyo ödülüne layık görüldüm. O sene de Bahçeşehir Üniversitesi’nin sertifika eğitimine katılmaya karar verip okula başvurdum. Açıkçası okula girdiğimde Caz müziği ile ilgili sudan çıkmış balığa dönsem de mezun olurken, bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede ne kadar çok şey öğrendiğimi farkettim. Şevket Akıncı ile müziğin felsefesi üzerine başlayan sohbetler sonrasında, derslerde, bir kayıtta çalan tüm enstrümanları detaylı dinlemeye, cazın tarihini belgesellerle birlikte keşfetmeye ve kulak egzersizlerini geliştirmeye evrildi. Baki Duyarlar ve Başak Yavuz hocamızın da keyifli ders anlatımıyla Caz teorisinin derya deniz bilgileriyle bu işi kavramaya çalıştım. Öncesinde sadece cazı zor bir müzik olarak tanımlarken sonrasında doğaçlama, teori ve armoni bilgisiyle cazın dünyanın en özgün ve bir o kadar değerli müziği olduğunu anladım diyebilirim. Okul devam ederken Sibel Köse ve Uraz Kıvaner ile vokal teknikleri (scat, varyasyon, ritim, kulak, sahne duruşu, nefes) ve ensemble derslerinden öğrendiklerimi sahneye taşımaya karar verdim. 2018 yılında kısa bir süre piyano eğitimi aldığım Piano House’da Ev Konserleri’ne başladım. Arada Badau ve Divine gibi Caz kulüplerinde sahne aldım. Bu sürede, yaklaşık 6 ay kadar da İstanbul’un çeşitli mekanlarında pop, soul, caz akustik sahnelerinde yer aldım.

İlk olarak İshak Şık ile “San Diego” EP’sini dinleyicilerle buluşturdunuz. İshak Şık ve 3 Adım Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? Çeşitli versiyonlardaki yorumlarınız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-2018 yılında sosyal medya hesabıma gelen bir teklif sonrası San Diego şarkısını kaydetmeye karar verdik. Sözleri Üstün Gurur Yılmaz’a, müziği ve aranjesi İshak Şık’a ait keyifli bir parça oldu. Yönetmenliğini Adem Doğan’ın üstlendiği güzel bir klip de çektik. Profesyonel olarak ilk ve son klibim diyebilirim! (gülüyor) İshak ile 3 Adım Müzik hali hazırda birçok projeyi beraber yaptıkları için bu şarkıyı da oradan çıkarttık. Yaklaşık 2 ay klibimiz Number One Tv’de yayınlandı. Akustik versiyonu da beğenildi.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda “Sar Beni”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyonunuzu ve düzenlemenizi üstlenen Sono Smano ile yollarınız nasıl kesişti? “Sar Beni” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-2018 yılında yağmurlu bir günde kafede otururken bir anda tüm sözleriyle kalemime akan bir şarkı Sar Beni. “Ne çok renk var karanlığında” sözü, dünyadaki aşka duyulan saflık yani sen karanlık olsan bile bana rengarenk görünüyorsun. İçinde bahsedilen iki aşk var. Biri dünyevi biri de her koşulda yine dönüp dolaştığımız ilahi aşk. “Çare ol şurama, sar beni” derken aslında orada Yaradan’dan bir teslimiyet ve sığınma var. Dünyevi aşka düşsek bile yine sonunda sığınıp teslim olduğumuz tek aşk. O dönem bir arkadaşım bu sözlerin mutlaka bir bestesi olması gerektiğini söyledi ve bir gitar eşliğinde o melodiler de yaklaşık 3 saat içerisinde çıktı. Sono Smano da benim Nardis Caz Yarışması’nda tanıştığım, üretimini ve sesini çok beğendiğim bir arkadaşım. “Birlikte bir şarkı yapalım!” dedi ve ben de bu şarkıyı dinletince hemen çalışmalara başladık. Bir dönem pandemi araya girse de 2021 Şubat ayında tüm dijital platformlarda bir şirkete bağlı kalmadan ilk çıkışımı yaptım. Bu sürede klip konusunda da bana destek olan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Şarkı çok sevildi ancak yeterli PR olmadığı için istediğim kitlelere ulaşamadım diyebilirim.

En son “Gelsin Bildiği Gibi”yi dinleyicilerle buluşturdunuz. “Gelsin Bildiği Gibi”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Akustikhane ile yollarınız nasıl kesişti?

-İlham gelen bir gecede dolunay ışığının yastığıma vurması ile sözler akmaya başladı. Aklıma gelen bir melodiyle de ertesi günü tamamlayıp ses kaydı aldım. Şarkının ana fikri akış. Bu yüzden bağıra çağıra gelsin bildiği gibi hayat diyorum. Sar Beni sonrası, 2021 Mart ayında Akustikhane yeni bir projede yer almam için beni davet etmişti. Açıkçası koca toplantı masasında şarkımı dinlemeleri beni çok duygulandırmıştı. Yeni Yerli projeleri için telefonumda ses kaydı olarak duran birkaç şarkıyı dinlettim. Akustikhane kurucusu Zafer Yılmaz ve değerli aranjör/prodüktör Cüneyt Yamaner’in ortak kararı ile bu şarkıya karar kıldık. Yaklaşık bir yıl sonra 2022 Nisan ayında tüm dijital platformlarda yerini aldı. Bu proje özelinde mini konser serilerine de önümüzdeki aylarda başlayacağız.

Gelsin Bildiği Gibi ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Özellikle sözlerin edebiyatı çok beğenildi. Müzik zaten Akustikhane ekibiyle bambaşka bir yere geldi. Genel olarak dönüşler güzel. 

Öte yandan YouTube’da çeşitli şarkıları yorumlayıp paylaşmaya nasıl karar verdiniz ve bu yorumlarınız ile ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

-YouTube’a ilk girişim 2012 yılında olmuştu ve çeşitli coverlar paylaşmıştım ancak şirkette çalışmaya başlayınca bu konu biraz gündeme geldi ve ben de rahatsız olup kapatma kararı aldım. O dönem devam etseymişim şu an bambaşka bir yerde olurmuş kanalım ancak günümüzde YouTube’dan ilerlemek çok zorlaştı. Yine de kanalımda kaliteli işler olması adına birkaç cover paylaştım. Dinleme imkanı olan herkes güzel geri dönüşler yaptı. Açıkçası olumsuz yorum alsam bile bana katma değeri olacak bir şeyse üstüne gider düzeltirim ancak o videoları kanalıma koymadan bu konularda profesyonel olan kişilere danışıp ilerliyorum. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Benim müziğim birden fazla tarz barındırıyor aslında ama genellemem gerekirse Alternatif pop diyebilirim. Dünya değişim halinde müzik de bir şekilde eviriliyor ve ben de kulağıma hoş gelen ya da aklıma düşen melodilere göre yazıyorum. Bir de bazı şarkıların renkleri var ona göre kafamda klip veya kapak görseli renkleri canlanıyor. Bunlara göre yön veriyorum.

Gelsin Bildiği Gibi’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Asla durmak yok daha yeni başlıyoruz! (gülüyor) Kısa bir süre sonra güzel bir işbirliği ile yine söz ve müziği bana ait, aranjesi İranlı prodüktör Shahin Yarali’ya ait modern pop tarzda bir şarkım tüm dijital platformlarda yerini alacak. Sonrasında arenjesini değerli müzisyen dostum Ömercan Özüaydın’ın üstlendiği alternatif slow iki şarkımı yayınlamayı düşünüyorum. Üretim devam ediyor ve iç dünyamı insanlarla buluşturmak için sabırsızlanıyorum.

Cemre Kıralioğlu’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Gelsin Bildiği Gibi”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.