Tunacan Tuna… Unutulmaz şarkıların söz yazarı Aşkın Tuna’nın oğlu olan ve içindeki müzik tutkusuyla DMC etiketli ilk teklisi “Suni Teneffüs”ü dinleyicilerle buluşturan Tuna, ilk teklisiyle gördüğü ilginin ardından yine DMC etiketiyle dinleyicilerle buluşturduğu yeni teklisi “Klarnet” ile ilgi görmeye devam ediyor… Tuna ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Suni Teneffüs’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Müzik, aile olarak yaşantımızın tam ortasında olmasına ve hatta yaşamımızın kaynağı olmasına rağmen lise dönemine kadar müzikle ilişkim iyi bir dinleyici olmaktan ibaretti. Hayatta iddialı bir duruşum olduğundan müzik sektöründe otorite kabul edilen bir insanla, sevgili babamla, ortak bir yaşam içindeyken sanatın bu kulvarını onun etki alanı olarak kabullenip müzikle ilgilenmeyi hiç düşünmedim. Spot ışıkları altında olmaktan hoşlandığımdan oyunculuğa yöneldim, bu konuda dersler aldım, okul tiyatrolarında, kliplerde rol aldım. Lisede, yaşadığım aşk heyecanları, peşinden gelen ayrılık ve hayal kırıklıklarına neredeyse birebir tercüman olan Oğuzhan Koç şarkıları, bu duygu ortaklığı sayesinde ilgili alanıma girmeye ve dilime dolanmaya başladı. Farkına varmadan bu şarkıları “mırıldanmaya” başlamışım. Belki de o yaşıma dek şarkı sesimi hiç duymamış olan babamın büyük bir şaşkınlık içinde “Aaa, ne güzel sesin varmış senin!” diye tepki vermesiyle, sanki yıllardır şarkı söylemek için babamın bu iltifatını bekliyormuşum gibi o günden sonra mırıltılarım bağıra bağıra şarkı söylemelere döndü ve o günden itibaren de şarkı söylemeyi hiç bırakmadım. Bana inandığını göstermek ve beni yüreklendirmek için babam bir tekli çıkarmayı önerdiğinde herhalde cahil cesaretiyle hemen kabul ettim. Ancak ilk teklimin öncesinde ve tekli çıktıktan sonra da kendimi bu alanda şan dersleri ile geliştirmek için çalıştım, çalışmaya da devam edeceğim.
Profesyonel bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda Suni Teneffüs’ün oluşum süreci nasıl gelişti? DMC ve besteci-düzenlemeci Emirhan Cengiz ile yollarınız nasıl kesişti?
-Tüm proje babama ait! Benim bu işi yapabileceğime inandığı anda teklif etti, bununla ilgili arzumu ve cesaretimi görünce de kolları sıvadı. Ne yapmak istediğini, kafasındaki çalışma için kimlerle çalışılması gerektiğini zaten biliyordu. Hiçbir şey tesadüf eseri gelişmedi. Bana yalnızca hazırladıkları parçayı seslendirmek düştü…
Suni Teneffüs ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-2000 doğumlu olmama rağmen ruhum 90’lara ait… O dönemlerin duygu ve yaşantılarını daha saf, daha samimi ve daha derin buluyorum. Fark ettiyseniz gerek şarkımın sözleri gerekse klip senaryomda 90’lar tadı ve motifleri var… O dönemin samimi tarzı ve dile çabuk takılan, kolay ezberlenen şarkı yapısını daha çok seviyorum. Sanırım son zamanlarda eski şarkıların günümüz altyapıları ile genç sanatçılar tarafından okunan versiyonlarının gördüğü ilgi büyük bir kitlenin 90’lar ruhuna olan özleminin bir işareti! Yani bu çalışmada özellikle hedeflediğim genç kitleden çok olumlu ve cesaret veren bir nabız aldığımı söyleyebilirim.
-En son “Klarnet”i yayınladınız. Bestenin sahibi Hatem Tutkus ile yollarınız nasıl kesişti? Klarnet ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Klarnet, Suni Teneffüs gibi benim için özel yazılmış bir şarkı değildi aslında… Babamla, kardeşi gibi sevdiği Hatem ağabeyin bir boş zamanlarında üretip kenara koydukları şarkılardan biriydi. Hatta ben sektöre girmeden çok önce hayat bulmuş bir şarkıydı. Bir gün babam elindeki şarkılardan bir soliste uygun olanları belirlemek üzere dinleme yaparken kulağıma ilişti bu şarkı… Defalarca dinledikten sonra şarkıya el koydum! Sanat müziği motifiyle bestelenmiş olan şarkıyı Emirhan ağabeyin marifetli soft-rock aranjesiyle mevcut halinde getirdik. Bence sözü ve müziğiyle yıllara meydan okuyacak cinsten bir şarkı oldu “Klarnet”. Klarnet ustalarından Göksun Çavdar’ın parçaya da ismini veren klarnetin hakkını fazlasıyla verdiği solo bölümler de çok konuşuldu. Dinleyiciden bu tarzı bana daha çok yakıştırdıklarıyla ilgili çokça yorum aldım. Pop müzikle başlayan müzik kariyerime soft-rock ile devam etmek yönünde bir karar almamda önemli bir dönüm noktası oldu bu şarkı…
Her iki teklinizin de sözlerini babanız usta söz yazarı Aşkın Tuna üstlendi. Babanızla çalışmak size ortak müziksel kararlarda özgür bir alan sağlıyor mu?
-Aşkın Tuna elbette önemli bir müzik otoritesi… Ancak benim için o her şey; baba, kanka, öğretmen, sırdaş, psikiyatr… Onun gibi bir babaya sahip olmak hayattaki en büyük şansım! Sektörde onun şarkılarıyla ilerlemek benim açımdan çok doğal; kendimi bir fabrikatörün oğlu gibi görüyorum, çoğu, halkın gönlünde taht kurmuş 1500’ü aşkın şarkıda imzası olan bir söz fabrikatörü Aşkın Tuna… Sermayeyi farklı yerlerde aramak zorunda olmamak büyük avantaj! Önceleri onun uygun gördüğü şarkıları kayıtsız şartsız okumam şeklinde başlayan ortaklığımız, zaman içinde beni ve benim hayat felsefemi konu eden “bana özel” şarkılar yazmak noktasına evrildi. Bana güvenmesi ve müzikte bana en uygun tarzın ne olduğu konusunda hemfikir olmamızın akabinde müzikte atacağımız sıradaki adımlarımızı birlikte belirliyoruz. Baba-oğul olarak son derece uyumlu bilinen ilişkimizin iş hayatında da aynı uyumu yakalaması benim açımdan büyük şans…
Klarnet’ten sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette! Ben müziği çok sevdim ve müziği bir meslek olarak edinmek istediğime karar verdim. Müzikte bana yakışan, ruhumu da yansıtan tarzın ne olduğunu netleştirdim. Şimdi sırada bu tarzda bomba gibi yeni şarkılara imza atmak var… Sürprizler çok yakında…
Tunacan Tuna’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Klarnet”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle