Ayşegül Coşkun’u 2015 yılında “Gerçeğim Seninle” ile tanımıştık. Sonrasında Coşkun, art arda tekli ve versiyonlarla dinleyicilerden güzel geri dönüşler alırken, İran’da da yaptığı sanatsal çalışmalar, oynadığı filmler ile dikkat çekti. Bununla birlikte kendi prodüksiyonlarını da Ayor Müzik olarak üstlenen Coşkun, 2020’ye bir EP ve iki tekli ile merhaba demişken, yıl bitmeden sözlerini İlker İnan ile yazdığı, bestesini Eray Erdemli ile yaptığı yeni teklisi “Mahvola”yı dinleyicilerle buluşturdu. Coşkun ile Bi’Kuble için, 6 yılın kısa bir değerlendirmesini, 2020’deki çalışmalarını, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
İlk tekliniz “Gerçeğim Seninle” yayınlanalı 6 yıl geçti. Bu 6 yılı teklileriniz ve müzik endüstrisindeki değişimler üzerinden nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Büyük değişim yaşandı ve artık her şeyde olduğu gibi değişim süreci hep güncellenerek devam edecek. En son 3 yıl önce bir tarz 30 yıl sürüyorsa şimdi artık 6 ay ya da en fazla 2 sene sürüyor. O da soundlar sürekli yenilenerek ilerliyor. Böyle bir an düşündüğünüzde her şey üstünüze geliyor gibi hissedebilirsiniz ve karmaşıklaştığını da düşünebilirsiniz. Evet ama buna eski kafa bakarsanız bu şekilde hissedersiniz. Bakış açısı denen şeyi değiştirmeli insanlar. Ben öyle yapıyorum en azından. Eskiye oranla kalıplardan çıkmış daha özgür hissediyorum. Kitlemle dertleşiyor ve bazen görüşüyoruz, destekleşiyoruz, birçok şeyi paylaşıyor ve bazı şeylere birlikte karar veriyoruz. Gitgide büyüyor bu sevgi ve daha çok çoğalıyoruz senden bekleneni anladığınızda da kendinizi onlara teslim ediyor mutlulukla hayallerinizdeki işleri üretiyorsunuz.
2020’ye bir EP ile giriş yaptınız. “Söz Verdim” EP’nizin oluşumu nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Söz Verdim’i 3 yıl önce yapmıştım, ne güzel kaderdir ki “Behet Ghol Midam” adındaki Farsça şarkıya Türkçe sözler yazmıştım ve şarkının sahibi İranlı büyük sanatçı Mohsen Yeganeh ile İran’da oynadığım, İran tarihinin rekorunu kıran “Motreb” adındaki filmden sonra tanışabildik. Şarkıyı Mohsen Yeganeh bana hediye etti. Türkçesini çok beğendiğini ve bu şarkı için yıllardır beklediğimden sonra da sabrımdan bahsedip Türkçe yorum yazıp şarkımı sosyal medya hesaplarından paylaştı ve İngiltere Manoto kanalında ve Amerika’da BBC Persian kanalında büyük haber oldu. Derken albüme ismini veren şarkı oldu. Diğer şarkılar da “Motreb” filmi için yazdığım yine büyük ses getiren “Ah Benim Canım” şarkımın 2 versiyonu ve Gelevera Deresi oldu.
Bununla birlikte “Baksana Talihe”yi ve orijinal Farsça versiyonu “Kavir-E Del”i yorumlamaya nasıl karar verdiniz? Her iki yorumunuzla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Hem Türkçe’si Türkiye’den hem de Farsça’sı İran tarafından oldukça iyi tepkiler aldı. Takipçilerim hem oradan hem buardan olduğu için iki ülke arasında bilinen şarkıları araştırıyorduk ki karşımıza Baksana Talihe ve Farsça’sı “Kavir-e Del” çıktı. İyi ki de çıktı, çok güzel oldu.
En son “Mahvola”yı yayınladınız. Eserin sözlerini yazdığınız İlker İnan ile yollarınız nasıl kesişti?
-İlker’le yıllar önce YouNow diye bir uygulama vardı sohbet ediliyordu. Canlı yayın gibi platformdu. Orada bestelerimi canlı canlı dinletip konuşuyorum. Söz yazanlarla bir şeyler yapmak istediğimi söyledim ve ordan mailime sözler yağdı, bir baktım ki diğerleri 3 tane şiir gönderdiyse İlker 100 tane göndermişti. Öyle tanıştık kendisiyle. Adana’da yaşıyormuş bir işyerinde çalışıyor ama etrafında kimseye söz yazdığını söylemiyormuş. Geldi İstanbul’a, görüştük! Hala devam ediyoruz kendisiyle çalışmaya yani, bakalım ne zaman ortaya çıkacak?
Mahvola’da yine daha önce çalıştığınız Eray Erdemli ile çalıştınız. Kendisi ile yollarınız nasıl kesişti?
-Eray, Eray… bambaşka işler için karşılaştık aslında ama! (Gülüyor) Her işimizde desteğimiz beynimiz ve geliştiricimiz oldu. Yetenekli adam, yapacak bir şey yok!
Mahvola ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Güzel mi güzel, kıymetini bilene…
Bununla birlikte prodüksiyonlarınızı da kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum size özgür bir alan sağlıyor mu?
-İnanılmaz hürüm, anlatılacak gibi değil. Ne klibime karışan var, ne sounduma… “Yok burası böyle olmamalı, yok bu sound ne? piyasa bunu kabullenmez!” gibi… Hiç böyle bir dertlerim kalmadı şükür. Gönlümden ne geliyorsa her şey istediğim gibi gerçek, natural ve Ayşegül! Ürettiklerimi seven dinler, sevmeyen dinlemez. Saygı sonsuz bende ama artık taviz yok, ben artık gerçek benim! Çok bilmişler var ya camiada, herşeyi yorumluyorlar, sanki onlar üretiyor… Çok biliyorsanız oturun kendiniz üretin, anca car car konuşmayı ve el el üstünde bıdı bıdı yapmayı biliyorlar! Zırnık umrumda değiller artık, bundan sonra her şey istediğim gibi, hür ve essah! (gülüyor)
Mahvola’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Hem de neler neler! Yurtdışında başka ülkelerden sanatçılarla müzik ve film projeleri üretimler planındayız, oyunculuk eğitimleri de alıyorum, fena geliyorum yani, fena! (gülüyor)
Ayşegül Coşkun’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Mahvola”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle