Müziğe çok sesli korolarla başlayan, ilerleyen zamanlarda Rap ve R&B tınıları takip eden ve teklilerinin yanı sıra O Ses Rap programındaki performansıyla da dinleyicilerin beğenisini kazanan ECE, şimdi ise kendi eseri yeni teklisi “Mola”yı Sony Music Türkiye etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. ECE (Ece Kayahan) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.


Öncelikle Sarmaşıklar’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda Karm ismiyle yayınladığınız ilk tekliniz “Sarmaşıklar”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Taner Yıldırım ve 3 Adım Müzik ile yollarınız nasıl kesişti? Sarmaşıklar ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Müzik, kendimi bildim bileli hayatımın çoğu yerinde vardı. Ailem de müziğin farklı türlerine çok düşkündür. Jazz, Rock, Türk Sanat ve Halk müziğiyle büyüdüm. Liseden beri profesyonel olarak çok sesli korolarda yer aldım. Yarışmalara katıldık, ödüller aldık. Kendimi o zaman bu şekilde besliyordum ve bu bana yetiyor sanıyordum. Üniversiteye geçtikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nin müzik kulübünde solo ve koro halinde performanslar sergiledim. O sıralar yabancı rap, R&B ve pop dinleyicisiydim. Ortaokuldan beri bir yanda Sehabe’nin melankolik şarkıları, diğer yandan Beyonce’nin sahne performanslarıyla büyümüş biri olarak Türkiye’de yeni bir soluk kazanan Hiphop kültürüne ben de kapılmaya başladım. İyi bir dinleyicilikten üreticiliğe geçiş, benim gibi şarkı söylemeyi ve beste yapmayı çok seven biri için kaçınılmaz bir sondu. Tanerman’la tanıştığımda beni bu konuda cesaretlendirdi ve ilk şarkımı yazdım. Nasıl çıkarabileceğimi düşünürken 3 Adım Müzik’le anlaştım. Çok heyecanlıydım. Şimdi bakıyorum da ne çocukluk! Ama kimse de bana “Kendini daha geliştirmen lazım!” demedi, ilginçtir ki herkes destekledi. O dönem Khontkar’la bir şekilde oturma fırsatımız olmuştu. Bende bir ışık görmüş olacak ki bir tek o, zamana ihtiyacım olduğunu söylemişti ve bana inanmıştı. Özellikle prodüktör olarak saygımın çok büyük olduğu Khont’un o gün bana yaptığı yorumları hala müzik yaparken kendime hatırlatırım. Sarmaşıklar ne oldu? Sonucu tabii ki hüsranla bitti. Kim yazdığı ilk şarkıyı bir heyecanla çıkarır ki? Ben yaptım. Belki çoğu kişi için büyük bir hata ama benim için herkese geldiğim noktayı gösterebileceğim bir motivasyon kaynağıydı. Ben o şarkıya bakarak her gün üstüne daha fazla koymam gerektiğini hatırladım. Daha çok çalıştım, daha çok istedim. O şarkıya yapılan yorumlar sayesinde, diğer insanların ne dediğini umursamadan kendi içime bakarak müzik yapmayı öğrendim. Sanırım linç yemeye karşı bağışıklık kazandım ben o arada! (gülüyor) Kedim Sarmaşık’ı klip çekiminin olduğu gün sokaktan aldım, 3 senedir benimle. Bu yüzden hiç pişman olmadım. Belki o şarkıyı yapmasam ne Sarmaşık ile tanışabilirdim ne de müzik yapmaya başlardım… Kim bilir!

2019’da yolunuza E.C.E olarak devam ettiniz. Bu bağlamda Aniden’in oluşum süreci nasıl gelişti? Besteyi-düzenlemeyi üstlenen Aspova ve Basemode Records / Sony Music Türkiye ile yollarınız nasıl kesişti? Aniden ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yoluma ECE olarak devam etmemin sebebi beni kendi adımdan daha iyi tanımlayabilen bir mahlas olmadığını anlamamdı. ECE olana kadar sürekli kendimi nasıl geliştirebilirimin üzerinde durdum. Flow matematiğini baştan öğrenmem gerekiyordu, sonuçta dinleyicilik dışında bir rap geçmişim yoktu. Bu süreçte R&B ve rap arasında çok gidip geldim. Ses rengimi ön plana çıkarıp daha melodik hareketler yapmalı mıydım yoksa rapin lirikalite ön planda tek düze ritmine sadık mı kalmalıydım? Ben Aniden’de bu ikisini birbirine harmanladığımı düşünüyorum. Aspova’yla ortak bir arkadaşım sayesinde tanışıyordum. Aniden’in temellerini ilk atmaya başladığım zaman ondan beat istedim. Aspova altyapıyı ve düzenlemeyi yaparak bana yardımcı oldu. Fakat beste de ne yazık ki ona yakıştırıldı çünkü onun beati onun ezgilerine sahipti. Kendisi inanılmaz bir müzisyen saygım sonsuz. Sadece yanlış bilinenin aksine söz de, beste de bana ait. Demoyu Sony’e gönderdikten sonra Basemode Records’la birlikte yürümeye başladık. Aniden’de yapmak istediğim şeyi tam olarak gösterdiğimi düişünüyorum. Geri dönüşler beklediğimden de iyi oldu. Ama üstünden bir süre geçtikten sonra yeni ECE’ye göre her şarkım yetersiz kalıyor. Bilmiyorum bu iyi mi kötü mü? İçimde bitmeyen bir gelişme arzusu var.

Üçüncü tekliniz “Seninle” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Beat sahibi Down ile yollarınız nasıl kesişti? Seninle ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-İlk günden beri asla korkmadan denemek istediği her şeyi deneyen ECE bu sefer de afro rap üzerine bir çalışma yapacaktı tabii ki! Down’la sanırım sosyal medya üzerinden tanıştık tam hatırlamıyorum. Çok yetenekli olduğunu düşündüğüm için ondan demolar istedim. Kısa bir süre sonra Seninle hazırdı. Seninle’nin çıktığı tarih bana göre yanlış olduğu için beklediğim dönüşü tam olarak alamadım. Seninle bir yaz şarkısıydı. Maalesef yaz sonunda çıktı. Hala dinlerken çok zevk aldığım bir proje. Hala da dinleniyor. İnanılmaz pozitif yorumlar da aldım. O dönem Aniden’den sonra, Basemode Records kitlesi benden daha flow akışı olan bir şarkı beklerken belki de, ben daha sound ağırlıklı lirikalite geri planda olan Seninle’yi çıkardım. O dönem aldığım negatif yorumlara rağmen şu anda Spotify Türkiye rap listelerinin hepsinin ilk 10 şarkısını afro rap, afro drill, pop rap gibi sound ağırlıklı popüler müzik şarkılar oluşuturuyor. Takdiri dinleyiciye bırakıyorum bu konuda. Belki de zamanla onlar da popüler müziğin rap oluşuna uyum sağlamaya başlamışlardır.

En son “Mola”yı yayınladınız. Mola’nın oluşumu nasıl gelişti? Beat ve düzenlemeyi üstlenen Berkay Duman ile yollarınız nasıl kesişti?
-Evet! Son olarak Mola var. Mola yarışma zamanında hazırladığım bir şarkıydı. Berkay Duman’la zaten O Ses Rap’te çalışma fırsatı bulmuştum. Sonrasında arkadaşlığımız devam etti. Mola’yı demolarım arasından Berkay seçti. Onun altyapı tarzına uygundu. Beste ve sözler hazırdı, bu yüzden müziği tamamen ona bıraktım. Bence birlikte çok iyi bir iş çıkardık.
Mola ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Mola daha çok yeni. Henüz geri dönüşler hakkında net bir yorum yapamam. Fakat şunu söyleyebilirim ki ne yazık ki bazı işlerde üretimden yayımlanmaya geçene kadar bazı şeylerin modası ve enerjisi kaçıyor. Ben Mola’yı yarışma zamanı yaptım ve yarışmadan hemen sonra çıksaydı tabii ki daha çok anlam ifade edecekti. Yine de trap konusunda kendimi ne kadar geliştirdiğimi gösterdiğimi ve emeği geçen herkesle birlikte Türkiye standartlarına göre üst düzey bir iş ortaya koyduğumuzu düşünüyorum.

Mola’nın klibini yöneten Ertuğrul Doğan ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Ertuğrul Doğan’la, Sony Music aracılığıyla tanıştık. Klibin oluşum sürecinde maalesef yaşanan aksilikler sebebiyle planlama kısmında gerginlik yaşansa da çekim süreci çok zevkli ve kolay geçti. Zaten her klip çekiminde mutlaka aksilik yaşanır. Önemli olan çözüm odaklı olmak ve hevesini kaybetmemek. Herkes işine çok hakimdi ve pozitifti. Çektiğim en içime sinen ve en eğlenceli geçen klibimdi gerçekten. Kliple alakalı bir tane kötü yorum görmedim daha!


Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Kendi müziğimi ben çok iyi tanımlayamayabilirim. Ama yakın çevremdeki arkadaşlarım çok güzel tanımlıyorlar. Kendi tınım olduğunu ve hangi tarzda şarkıyı söylersem söyleyeyim; afro rapten boom bape kadar, okuyuş tarzımla kendimi yansıttığımı söylerler. Sanırım tarz olarak kendimi bi kalıba sokamıyorum. Hiphoptan beslenen her tarza yakınım ve ilgi duyuyorum. Yapamadıklarımı da dinliyorum, Gazapizm gibi mesela. Yaşadıklarımdan beslenerek yazıyorum. Ruh halim çok değişken olduğu için bazen bileklere jilet, bazen evlere şenlik şarkılar çıkabiliyor! (gülüyor) Bundan sonra da benden birbirinden farklı birçok tarz göreceksiniz. Görmeyeceğiniz tek şey birinin tarzına benzeyen bir şey olacaktır!

Bununla birlikte O Ses Türkiye Rap’e de katıldınız. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz ve bu deneyiminiz size neler kattı?
-Yarışmaya katılma sürecim biraz yakın çevremin ısrarı üzerine oldu. Kendimi TV’de her zaman izlediğim o sahnede bulmak hayatımda yaşadığım en ama en heyecanlı tecrübelerden biriydi. İlk performansımdan sonra sahnede zıplarken sağ dizimi hissetmediğimi fark etmiştim. Kendinize ne kadar güvenseniz de orada hiçbir şeyden emin olamıyorsunuz ve performansım bittikten sonra 4 kişinin döndüğünü görmek gerçekten hayattaki birçok şeyden daha tatmin edici bir duyguydu. Tam bir Murda hayranıyım ve onun takımında yer almış olmaktan gurur duyuyorum. Kendisi inanılmaz bir insan, tam bir abi, tam bir baba… Prodüktörlerimizle birlikte nerdeyse 1 günde hazırlanan şarkıları ezber yapıp o sahnede okumak bile tecrübe olarak başka yerde edinemeyeceğim bir şeydi. Hem zordu hem de gurur vericiydi. O yarışmada 1. olsam da kazanamayacağım çok şey kazandım. Şu an burada merakta bırakmak istemem desem yalan olur biraz merakta kalın ama O Ses Rap’in bana kazandırdıkları henüz bitmedi diyebiliriz!
Mola’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Mola, arada uzun süreler bırakarak yayınladığım son teklim olacak umarım. Mola’da da dediğim gibi “Vermixsm mola yerimi kapar durduğum anda yeahhh” Bundan sonra hız kesmek yok. Seri üretime geçiyorum ve zaten yerimi de birine kaptırmaya niyetim yok! (gülüyor) İşin şakası bir yana dinleyici çok hızlı tüketiyor ve yenisini istiyor. Yenisini vermeyeni de unutuyor. Bundan sonra ürettiğim her şeyi nereden olursa olsun en hızlı şekilde yayınlamak istiyorum. 100’den fazla hazır şarkım var. İçinde R&B de var trap de afro da, pop-rap hatta drill bile var. Bunları ne sırayla, nereden ve nasıl çıkarcağımı düşünmek bana, sabırsızlıkla beklemek ve çıktığında hemen dinlemek de dinleyiciye kalıyor artık! Bana köşenizde yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim, yeni projelerde görüşmek üzere, müzikle kalın…
ECE’ye bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Mola”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle