Çetin Çetintaş’ı çoğu insan Yoga alanındaki başarılı çalışmaları ve kitapları ile bilirken, aslında pek bilinmeyen müzik ile köklü bağı da müzik ile yogayı birleştirdiği ilk albümü “Mantra”dan yayınlanan ilk tekli “Gayatri Mantra” ile daha çok bilinmeye başladı. Albüm hazırlıklarına devam ederken ikinci teklisi “Moola Mantra”yı yayınlayan Çetintaş ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri, yogayı, yeni kitabını ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Gayatri Mantra”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Müzikle çok uzun yıllardır ilgileniyorum. 2002 yılında enstrüman çalmaya başladım. 2004 yılında ise enstrüman yolculuğuma çello ile devam etme kararı aldım. 2005 yılında Taksim’de kayıt ve prova stüdyosu açtım. 2009 yılında yoga yolculuğumun hayatıma getirdiği yeni dinamiklerden dolayı bu mekanı devrettim. O yıllarda arada konserler verdiğimiz bir müzik grubum da vardı.
Aynı zamanda Yoga alanında başarılı bir kariyere sahipsiniz. Bu bağlamda Müzik ve Yoga alanları size yaşam bağlamında nasıl bir bakış açısı kattı?
-Yoga birleşmek, bütünleşmek demek. Müzik bence dünyada en bütünleştirici şeylerden biri. Dili, dini, ırkı olmadan milyonlarca insanı bir araya getirebilen muazzam bir şey. Benim için müzik, bir şey anlatmaktan fazlası… Tıpkı yoga gibi bir birleşme, bütünleşme aracı.
Bir albüm yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Mantra” albümünün tasarı süreci ve albümden yayınladığınız ilk tekli “Gayatri Mantra”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Beste sahibi Yunus Akbaş ve düzenlemenizi üstlenen Eliz Öncel ile yollarınız nasıl kesişti? Gayatri Mantra ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Mantra albümü çok uzun süredir aklımdaydı. Mantralarda genelde müzik oldukça geri plandadır. Öyle bir albüm hazırlamak istedim ki mantranın sahip olduğu müzikal altyapı da mantranın tüm o sözlerini daha da derinlere taşısın. Bu bağlamda film gibi bir albüm tasarladım. Eliz bir öğrencimin ablasıydı. Tanıştığımızda konu müzikten açıldı. Aranjörlük yaptığını söyledikten sonra ben daha ona mantra albümünden bahsetmeden, dinlemem için bana aranje ettiği bir parçayı yolladı. O an aradığım kişiyi bulduğumu anlamıştım. Eliz Öncel muazzam yetenekli bir aranjör. Ona sadece ne istediğimi anlatıyorum, o hissimi kelimesi kelimesine müziğe çeviriyor! Yunus Akbaş ile de Eliz aracılığı ile tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Yunus bu albümün olmazsa olmazıdır. Gerek besteleri, gerek verdiği fikirler, gerekse vokalleriyle albüme muazzam bir değer kattı. Albümde her şey o kadar istediğim gibi ve kolaylıklarla ilerledi ki, ikisine de ne kadar teşekkür etsem az. Gayatri Mantra ile ilgili muhteşem geri dönüşler aldık ve almaya da devam ediyoruz. Dinleyiciye vermek istediğim hissin geçmiş olması da yine bu muhteşem ekip çalışmasının bir ürünü.
Ayrıca Gayatri Mantra’ya Ceyda Saltadal yönetmenliğinde bir klip çektiniz. Kendisi ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Ceyda Saltadal benim uzun yıllardır öğrencim. Klibi Ceyda ile büyük bir heyecanla kurguladık. Müziği dinledikten sonra ikimizin de aklında bir şeyler oluşmuştu. Ardından birlikte bir senaryo hazırladık. Bu senaryoyu hazırlamak klibin uzun olmasından ötürü biraz zor oldu. Bu kadar uzun bir klibi bu kadar akıcı bir şekilde sunmamızı tabii ki Ceyda Saltadal’a borçluyuz. Klip, mantranın büyülü havasını oldukça iyi bir şekilde yansıtıyor. Kliple ilgili aldığımız geri dönüşler şahane!
En son “Moola Mantra”yı yayınladınız. Bu da Öncel & Akbaş beste-düzenlemesi. Eserin oluşum süreci nasıl nasıl gelişti? Moola Mantra ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Moola Mantra’yı hazırlamamız oldukça hızlı oldu. Bir gün stüdyoda buluştuk ve Eliz’e Moola Mantra’da nasıl bir niyet ve his aktarmak istediğimi anlattım. Bir dahaki bir araya gelişimizde Eliz’in aklında zaten tüm iskelet oluşmuştu. Bu iskelet üzerinden ufak tefek değişikliklerle Mantrayı çok hızlı şekillendirdik. Yunus da mantraya muhteşem dokunuşlar yaptı. Moola Mantra, Gayatri’den oldukça farklı bir sound’ta. Bu sebeple dinleyiciyi çok şaşırttığını söyleyebilirim. Moola Mantra albümdeki favori Mantralarımdan biri. Dinleyen herkesin de benimle aynı heyecanı paylaştığını gelen yorumlardan görüyorum. Bu mantraya herkes en az benim kadar heyecan duydu!
Moola Mantra’ya da yine Ceyda Saltadal yönetmenliğinde bir klip çektiniz. Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Gayatri ve Moola Mantra’nın kliplerini birlikte kurgulamıştık. İki klip birbirinin devamı niteliğinde. Gayatri’de bir yaradılış hikayesini anlatıyoruz. Moola Mantra ile de arayış ve kişinin kendi olma çabası başlıyor. Klibin sonundaysa kişi ışığa yani kendi özüne ulaşarak bitiyor. Klipte insanın kendi olma yolculuğunu anlattığımız için mantra ne kadar coşkulu da olsa, klip insanın içinde bir hüzün de ortaya çıkarıyor. Kendimiz olmak için ne kadar çok çaba sarf ediyoruz… Üstelik bu çaba başkalarına karşı değil, yine kendimize karşı… Klip de bunu hatırlatan birçok öğe içeriyor. Bu sebeple Moola Mantra’nın klibi bir başka sevildi ve çok güzel geri dönüşler aldık.
Ayrıca prodüksiyonunuzu Yogakioo ismiyle kendiniz üstleniyorsunuz. Kendi prodüksiyonunuzu yapıyor olmak size yapmak istedikleriniz anlamında daha özgür bir alan sağlıyor mu?
-Yaptığım hiçbir işi “Acaba insanlar beğenir mi?” Ya da “Bu şekilde ilgi görür mü?” Kaygısı ile yapmıyorum. İçimden öyle geldiği için yapıyorum. Bu sebeple, 3. Kişilerin maddi kaygıları ile bir iş ortaya çıkarmanın bu denli derin bir albümün ruhunu ve niyetini etkilememesi için prodüksiyonu kendim üstlendim.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Gizemli tınıları olan, sonsuz olasılıklar hissettiren bir müzik.
Bununla birlikte yoga alanında kullandığınız aktif bir YouTube kanalınız var. Sizce YouTube, çalışmalarınızı duyurmada etkili mi?
-YouTube günümüzde bir TV kanalından daha etkili. Bir klibin televizyonda yayınlanması artık eskisi gibi bir şey ifade etmiyor. Hepimiz telefonlarımızı açıp dilediğimiz zaman dinleyebilmek istiyoruz. Bu yüzden YouTube’un sağladığı kolaylık tartışılmaz.
Öte yandan, en son Hayvanlardan Destek Almanın Gizemli Sanatı isimli kitabınız yayınlandı. Kitabın oluşum süreci nasıl gelişti ve kitap ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bu kitapta hayvanların muazzam doğalarıyla, algılanabilir her şeyin temelini oluşturan elementlerin büyülü dünyası arasında sürükleyici bir yolculuğa çıkıyoruz. Elementler üzerine yazdığım 2019 yılında yayınlanan “Hayat Sana Ne Anlatıyor” kitabım büyük bir ilgi gördü. Birçok kişinin elementlerle ilgili bilgilere ve pratiklere ihtiyaç duyduğunu YouTube’ta hazırladığım elementler serimde de fark etmiştim. Geçtiğimiz iki yıl elementlerle ilgili o kadar çok soru aldım ki, elementler konusunu başka bir boyuttan daha işleme ihtiyacı doğdu. Sonuç olarak elementleri daha derinden anlatmak ve herkesin kafasında oluşan sorulara cevap olması niyetiyle bu kitabı hazırlamaya karar verdim. Bu sefer konuyu farklı bir açıdan işleyerek okuyucularımın yaşama yepyeni bir pencereden bakarmasını hedefledim. Hayvanlarla ilişkimiz birçok açıdan işlenmiş olsa da daha önce elementsel açıdan hiç işlenmemişti. Bu kitapla unutulmuş bir alanı yeniden aralamanın, böylesi zorlayıcı bir dönemde herkese iyi geleceğini düşünüyorum. Öyle ki kitap daha ön satışın 2. gününde 15. baskıya ulaşarak bir rekora imza attı.
Moola Mantra’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı? Bu bağlamda “Mantra” albümü ne zaman tamamlanacak?
-Mantra Albümü için çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Albümün tüm kayıtlarını Temmuz ayında tamamlayacağız. Mix & Mastering aşamasının da Temmuz sonu Ağustos başı gibi bitmesi planlanıyor. Albümün tamamını Eylül ayında yayınlamayı planlıyorum.
Çetin Çetintaş’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Moola Mantra”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle