Mata Yücel ismini çoğu dinleyici sahne performanslarının yanı sıra tekli ve EP çalışmalarıyla da duydu. En son kendi eseri “Nisan Günü”nü Soley Tunes etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Yücel ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “#1artıben”e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda sanat merkezi eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Yaklaşık 15 yıldır aktif sahne hayatım devam ediyor. Türkiye’nin birçok şehrinde, özellikle İstanbul ağırlıklı olarak sayısız sahne deneyimlerim oldu. Müzik yaşantımda çok değerli eğitmenlerle çalışma fırsatı yakaladım, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde aldığım eğitim bunlar içerisinde en değerli bulduğum, en çok fayda sağladığım ve müzik yaşantıma pozitif değer katan bir süreçti diyebilirim. Müzik öğrenmek asla bitmeyen bir süreç. Kimse ben artık çok iyi müzisyenim deyip bu yolculuğun bir son durağı olduğunu zannetmesin.

Bir EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “#1artıben”in oluşum süreci nasıl gelişti? Şarkıları birlikte yaptığınız Emrah Arıca ile yollarınız nasıl kesişti? #1artıben EP’si ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
–Emrah Arıca üretim aşamasında da benim birlikte yürüdüğüm kıymetli dostlarımdan biri, birlikte onlarca beste yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Ayrıca çok uzun süre birlikte sahne aldığımız için birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Aslında aktif sahne yaşamı işin mutfağında olmamı biraz erteledi diyebilirim. Bu sebeple ilk projem için bir hayli beklemiş oldum. 1 yıl stüdyoda yattık kalktık diyebileceğim bir dönem yaşadım ve çok güzel zamanlar geçirip üretim anlamındaki en verimli dönemi yaşadım. Akabinde #1artıben isimli EP çalışmam yayınlandı. Bu benim dinleyicelere ve kitlelere yüksek sesle söylediğim ilk şarkılarımdı diyebilirim. O yüzden benim için yeri hep özel kalacaktır.

İkinci çalışmanız Arıca ile ortak eseriniz “Kör Vakit”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi Arıca ile üstlenen Alper Anık ile yollarınız nasıl kesişti? Kör Vakit ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Kör Vakit isimli projem yayınladığım ilk tekli projemdi. Alper Anık işin düzenleme sürecinde Emrah Arıca ile birlikte çok güzel bir işe imzalarını attılar. Onların müzik yaşamındaki başarılarının bir parçası olabilmek benim için paha biçilmez. Kör Vakit çok özel şarkılarımdan biri oldu ve geri dönüp baktığımda asla sıkılmayacağım bir düzenlemesi var, çok da beğenildi, çok mutluyum…

En son yayınladığınız tekliniz “Nisan Günü”nün oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Buğra Celayir ile yollarınız nasıl kesişti?
-Nisan Günü sözü ve müziği sadece bana ait olan ve aynı zamanda benim seslendirdiğim ilk şarkım. Buğra Celayir stüdyo deneyimlerimin en başından beri birlikte çalıştığım çok değerli bir müzisyen arkadaşım. Nisan Günü, daha yeni bestelendiğinde şarkının demo kayıtlarını birlikte yapmıştık, yeni düzenlemede şarkının tüm duygusunu daha iyi hissedebilecek bir müzisyen aramama hiç gerek yoktu ve bir çırpıda şarkının düzenlemesini bitirdik. Nisan ayını bekleyip projeyi yayınladık. Buğra Celayir de benim yol arkadaşlarımdan biri ve onunla çalışmaktan çok keyif alıyorum…
Yapımı üstlenen Soley Tunes-Su Soley ile yollarınız nasıl kesişti?
-Su Soley… benim canım prodüktörüm! Su, sahnelerini hayranlıkla izlediğim müthiş bir kadın. Uzun süredir tanışıyoruz ve birbirimizi alkışlıyoruz. Onunla bir projede aynı masada oturmak belki de benim müzik hayatımda milat sayabileceğim bir sürecin başlangıcı. Hislerine sonsuz güvendiğim çok iyi bir müzisyenle kariyer planlamak çok kıymetli. Hatta benim böyle düşündüğümü şu an bilmiyor olabilir. Su Soley ve Soley Tunes ile başladığımız bu yolculuk uzun sürecek gibi görünüyor. En azından ben öyle hissediyorum. Hislerimde de hiç yanılmam!
Nisan Günü ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Klipsiz yayınladığım ilk projem oldu. Canım Alihan Dirgenali öyle bir kapak tasarladı ki hepimiz inanılmaz sevdik. Nisan Günü’nü yazarken ve bestelerken anlattığım hikayeyi herkes sevdi… Süreçten gayet memnunum. Dinledikçe daha çok sevecekler, eminim.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Şarkıların hikayeleri olduğuna inanırım, ben yaşamın bana sunduğu her anı kendi dilimden anlatıyorum. Kulaklıklarını takıp benim müziğimi ve hikayemi seven insanlarla kol kola, el ele bir yolculuk yapıyoruz. Müziği tanımlayamıyorum… Sevdalıyım…
Nisan Günü’nden sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Onlarca şarkım var, hepsini herkesle paylaşmak istiyorum. Sonbahara kadar iki teklim daha Soley Tunes etiketiyle yayınlanıyor olacak. Stüdyo aşamasındayız. Mutfaktayız, en güzel tarif neyse onu pişiriyoruz. İşine sevdalı müthiş bir ekiple çalışıyorum. Sabırsızım diyebilirim. Bizi henüz tanımayan herkesle umarım en kısa sürede tanışırız…
Mata Yücel’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Nisan Günü”nü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle