Dilsad… Çocukluğundan beri hem kemanı hem de vokaliyle müziğin içinde olan, zaman içinde kendi şarkılarını yazmaya ve bu çalışmaları zamanla yayınlamaya başlayan Dilsad, en son Avrupa Müzik etiketiyle sözlerini de yazdığı R&B tınılı “Süslen”i dinleyicilerle buluşturdu. Halen Bilkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünde eğitimine devam eden Dilsad (Dilşad Yüzbaşıoğlu) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Black Hope’a kadar olan müziksel yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Black Hope’tan önce, zaman zaman stüdyolarda pre-vokallik yapıyordum, Profesyonel anlamda adımlar attığımı o dönem için söyleyemem. Daha çok gözlemlemeye, dinlemeye ve kendi tarzımı bulmaya odaklıydım. Çocukluğumdan beri şarkı söylemekten çok şiir yazdığımı ve edebiyata olan ilgimin en az müzik kadar kuvvetli olduğunu söylemem mümkün. Bu yüzden de yazdığım şarkılarda kullandığım sözlerde melodiden çok anlamına yada nasıl bir mesaj verdiğine odaklanıyorum diyebilirim. Bu konuda kendimi eksik buluyorum, çünkü söz ve müziği dengede tutabilmek gerektiğine inanıyorum.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Black Hope’un oluşumu nasıl gelişti? Beati üstlenen CCBeatz ile yollarınız nasıl kesişti? Black Hope ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında ilk yaptığım şarkı, yeri bende çok ayrı olan “Yalvarıyorum” oldu. Black Hope ise yabancı bir şarkı olmasına rağmen edebi anlamda derinliği olduğuna inandığım bir şarkı. Yine hissederek yazdığım ve yaşamımdan birçok kesit barındıran bir şarkı olduğunu söylemem mümkün. CCBeatz ile Ankara’da yollarımız kesişti. Black Hope, Türkiye’de yapılan yabancı şarkılara göre farklı bir şarkı, altyapı olarak söyleyiş olarak herkese hitap edebileceğini söylemek büyük bir yanılgı olur. Black Hope’u çıkarmanın kendi açımdan yararı şu oldu; sesimi farklı aralıklarla kullanabildiğimi gösterdim ve yabancı bir şarkıyla daha global adımlar atabileceğimin sinyallerini dinleyicime vermiş oldum.
Berat Oz ile yaptığınız ikinci tekliniz Yalvarıyorum’un oluşumu nasıl gelişti? Berat Oz ve Ace Kings Music ile yollarınız nasıl kesişti? Yalvarıyorum ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yalvarıyorum, başta da bahsettiğim gibi en kıymetli şarkım diyebilirim. Aslında tarzı önce R&B idi. Fakat daha sonra Berat’ın eli değince farklı bir yöne doğru gitti. Berat ile uzun zamandır iletişimdeydik, şarkıyı beğendiği için değerlendirmek istedi ve çok da iyi oldu. Onun yeteneğiyle beraber daha önce yapılmamış tarzda bir şarkı ortaya koyduk diyebilirim. Ace Kings Music ile ise Berat’ın aracılığıyla tanıştım. Yalvarıyorum hem tarz hem de söz olarak dinleyici fazlasıyla etkiledi. Tutkunu çok…
En son “Süslen”i yayınladınız. Şarkının oluşumu nasıl gelişti? Düzenlemeyi-beati üstlenen Ediz Aksay ile yollarınız nasıl kesişti?
-Süslen, R&B tarzda bir şarkı. Öncelikle bu şarkı için şunu söyleyebilirim, herkese hitap edebilecek bir şarkı değil, dolayısıyla belli bir kitlesi var. Özellikle kadınları düşünerek yazdığım, benim de içinde bulunduğum sistemi traji-komik şekilde eleştiren mesajları olan bir şarkı. Altyapıyı üstlenen Ediz ile Instagram üzerinden iletişime geçtik.
Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Avrupa Müzik ile bir arkadaşım aracılığıyla tanıştım. Zaten bildiğim bir şirketti. Yeni yeteneklere verdiği değer yüzünden de içime sinen bir iş oldu diyebilirim.
Süslen ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Süslen’de kimi zaman insanlardan “Neyi anlatıyor?” gibi sorular alıyorum. Mesaj açık, süslen! Dediğim gibi eleştirel bir şarkı; herkese hitap edemeyeceğinin farkındayım, insanlar daha çok aşk şarkıları seviyor. Ama böyle şarkılara da ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, farkındalığa ihtiyacımız var.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben dinleyici olarak her tarzı dinlerim hatta özellikle arabeski… Dolayısıyla yaptığım işlerde de çeşitlilik var. Belli bir tarzla kendimi hiçbir zaman sınırlandırmak istemiyorum. Bence bir sanatçının yeniliklere açık olması gerekir. Kendimi R&B şarkılara yakın hissetsem de ileride sadece bu tarzda ilerlemem söz konusu değil. Tüketim çağında olduğumuz için de her seferinde daha farklı bir adım atmam gerektiğini düşünüyorum. Fakat popüler kültürün değil, farklılığın, özgünlüğün ve yeni olanın peşindeyim diyebilirim.
Süslen’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Açıkçası Süslen’den sonra çıkaracağım şarkılar daha çok herkesin dinleyebileceği sevebileceği şarkılar. Epey iddialı şarkılar geliyor diyebilirim. Örneğin, Süslen’den sonra yayınlayacağım aranjesini Neşet Kılıç’ın üstlendiği bir şarkım var, şok etkisi olacak, o şarkı için ayrıca sabırsızlanıyorum.
Dilsad’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Süslen”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle