Mert Pamukçu… Kendini bildi bileli müzik tutkusunu yaşatan ve internette yayınlanan “Bulut” başta olmak üzere pek çok şarkısıyla tanınan, sahne performanslarıyla ve Red Bull Warm Up’ı 2017 yılında halk oylamasıyla Türkiye birincisi kazanan Pamukçu, aynı zamanda doğuştan yürüme engelli bir birey olarak da hem dört enstrüman çalması hem de sahne performansları ile engel tanımadan müziğini sürdürmesiyle de insanlara örnek bir duruş sergiliyor. En son kendi eseri “Yasemin Kokulu Kız”ı Pirana Music etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Mert Pamukçu ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklilerini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle sizi tanıdığımız “Bulut”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? İlk şarkınız “Bulut”u yayınlamaya nasıl karar verdiniz?
-İlk bestem Bulut’u yayınlamadan çok çok önce çocuk yaşlarda müzik ile tanışmıştım esasen ama profesyonel olarak 17-18 yaşlarımda sahneyle tanıştım. Yaklaşık 7 yıl çeşitli mekanlarda, Özel etkinliklerde, Belediye Konserlerinde sahne aldım. Hem artık Yarı-Profesyonel sahnelerin doyumuna ulaşmamız hem de kıyı da köşede kalmış karalamalarımızın çok fazla olmaya başlaması “e hadi bunları kayıt edelim unutulmasın” dedirtti. Bu kayıtların ilki “Bulut” oldu… Bulut’un gördüğü ilgi ve oluşan dinleyiciler bizleri üretime devam etmeye zorladı diyebilirim.
Sözlerini yazdığınız Bulut, Dünya, Yollar ve Düş bestelerinin Müziklerini birlikte yaptığınız Kürşat Türkel ile yollarınız nasıl kesişti?
-Kürşat ile çocukluk arkadaşıyız biz. Liseyi birlikte okuduk, İlk gitarını birlikte aldık, İlk bestelerimizi birlikte yaptık. İlk kez profesyonel stüdyolara birlikte girip kayıt aldık. İlk kez büyük sahnelere birlikte çıktık, kendini çok iyi geliştirmiş çok iyi bir müzisyendir ama hepsinden önce benim çok yakın arkadaşımdır. Artık özel sebeplerden dolayı müzikal anlamda birlikte çalışmıyor olsak da hala sürekli diyalog halindeyim onunla.
İlk yayınladığınız şarkı Bulut’un oluşum süreci nasıl gelişti ve Bulut ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Biz Bulut’u kaydederken büyük hedeflerimiz büyük hayallerimiz yoktu yalnızca “Unutulmasın, bir kenarda dursun isteyince açıp dinleyebilelim!” diye kaydetmeye karar vermiştik, o yüzden dürüst olmam gerekirse çok iyi bir düzenlemeye de sahip değil bu parça. Ama artık insanlar o amatör ruhu mu sevdi bestemizi mi beğendi bilemiyorum 100 binden fazla insan o besteyi dinledi, bizi bu yola soktu, bize festivallerde büyük sahnelerde yer alma fırsatı tanıdı.

2020’de bahsettiğimiz beş eseri “Bulut” EP’sinde toplamaya nasıl karar verdiniz ve şarkılarınızın EP’de toplanmasıyla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında bu EP beş şarkıdan oluşuyor evet, ama EP diyebilir miyiz bilmiyorum, çünkü aslında hepsi daha önce aralarında zaman farkı olarak yayınlanmış eserlerdi. Sdece Spotify, Deezer, Apple Müzik gibi platformlarda bulunmuyordu. Dinleyicilerimiz sürekli parçaların buralarda da olmasını istediği için buralara “Bulut” isminde bir EP ile toplu olarak yükledik. EP ismine Bulut deme sebebimiz daha önce de bahsettiğim gibi her şeyin Bulut ile başlamasından…

2020 ortasında bir başka Türkel bestesi Labirent’i dinleyicilerle buluşturdunuz. Şarkının oluşumu nasıl gelişti ve nasıl geri dönüşler aldınız?
-Labirent diğer bestelerimizin aksine sözü müziği tamamıyla Kürşat Türkel’e ait bir parça. Onun kendisi için belki ilerde çıkartmayı düşündüğü albümü için ayırdığı bir parça. Bana yorumlama şerefini verdi ben de seve seve okudum bu parçayı. Aslında biz bu parçayı 2018 yılında İstanbul’da bir müzik şirketi için kaydetmiştik daha sonra şartlarda anlaşamayıp karşılıklı feshettik bu sözleşmeyi. Labirent de kenarda kalmıştı. Pandemi döneminde hem üretimin durmaması hem dinleyiciyi fazla bekletmemek için kendimize sakladığımız bu besteyi yayınlama kararı aldık diyebilirim. Dönüşler her zamanki gibi olumlu oldu üstelik dürüst olmam gerekirse Labirent çok kült bir eser çok keskin çok güçlü her dinleyiciye hitap edemeyebilecek detaylar içeriyor o yüzden biraz korkuyordum dönüşlerden ama korktuğum gibi olmadı.

En son kendi eseriniz “Yasemin Kokulu Kız”ı yayınladınız. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Onur Karadaş ve Sadiq Hüsüyev ile yollarınız nasıl kesişti?
-Müzik hayatıma ağırlık vermek ve müzik kariyerime yoğunlaşmak için 2019 yazında doğduğum, büyüdüğüm, her şeyin başladığı şehir Mersin’den İstanbul’a taşındım. Burada yeni bir düzen, yeni bir ekip oluşturmalıydım. İnternet üzerinden birçok müzisyen arkadaşla tanıştım, birçok denemelerimiz oldu ancak maalesef istediğim, kafamdaki sound bir türlü oturmuyordu sonra Allah bir yerlerden karşıma Sadık ve Onur’u çıkarttı. İlk sohbetimizde bile yıllardır tanıyormuşum hissi oluştu içimde. Onlarda benim gibi şehirlerinden burada daha iyisini bulabileceğine inanıp gelmişti. Üretime birlikte devam etmeye karar verdik. Pandemi öncesi birlikte sahne yaptık gurbette birbirimize yoldaş olduk. Sonra birlikte oturup Yasemin Kokulu Kız’ı yaptık, bence çok da güzel yaptık, en içime sinen işlerimden birisi oldu.
Bununla birlikte Red Bull Warm Up’ta halk oylamasıyla Türkiye birincisi oldunuz. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz ve bu deneyim size müziksel anlamda neler kattı?
-Warm Up o yıl okuduğumuz üniversite olan Mersin Üniversitesi’ne gelmişti biz de Bulut’u henüz taze yayınlamış olumlu tepkilerle karşılaşmıştık. Görünce birşansımızı denemek istedik. Bestemiz “Bulut” o yarışmada Türkiye birincisi oldu. Müziksel anlamda bişey kattı diyemem ama daha fazla insana kendimizi duyurmamızı sağladı diyebilirim.

Pirana Music ile yollarınız nasıl kesişti?
-Aslında ben daha önce hep bağımsız olarak üretim sürecine dahil oldum çünkü bu işe ilk başladığımda Bulut yayınlandıktan sonra çok tanınan bir müzik şirketinden ciddi bir albüm teklifi almıştım ama maalesef iyi müziği üretmek için istediğim şartlar bana sağlanmamıştı bu yüzden müzik şirketlerinin hepsinin konuya ticari yaklaştığını düşünerek uzak durmaya gayret gösterdim. 3 yıl içinde çok fazla müzik şirketinden çok fazla teklif aldım ama hiçbirini değerlendirmeden bağımsız olarak devam ettim. Pirana Müzik teklifiyle geldiğinde şartlarını diğer şirketlere nazaran makul bulduk, Yeni kurulmuş bir şirkette, hevesli, çalışkan bir yapımcı İmajı verdi bize Özge Hanım. o sıra zaten Yasemin Kokulu Kız’ı bitirmek üzereydik. “Neden olmasın?” dedik ve bu parçayı birlikte yayınlama kararı aldık.
Yasemin Kokulu Kız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yasemin Kokulu Kız bildiğiniz gibi ilk gününde 100 bin dinlemeye ulaştı. Bu ne benim ne ekip arkadaşlarımın beklediği bir şey değildi. Bu durum oluşunca basının ilgisini çektik. Şu an ülkemizdeki çoğu radyo ve yurtdışı radyoları çalma listelerine almış durumda şarkımızı. Her şey çok hızlı ve çok güzel gelişiyor, umarım böyle devam eder.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben kendimi “Alafranga işler yapan alaturka bir adam” olarak tanımlıyorum. Çünkü gönlüm hep 70’lerde 80’lerde, Pink Floydlarda, Eric Clapton’larda, Cem Karaca’larda hatta Zeki Müren, Müslüm Gürses de var… ama insanlar değişti, alışkanlıklar değişti, müzik de değişti. Biz de insanların sevdiğine ve istediğine kulak vermek durumundayız, bu yüzden bestelerimizde hep yeniye uygun ama eskiyi andıran işler yapıyoruz. Bu yüzden açıkcası benim müziğim geçmiş ve gelecek arasında bir bağ diyebilirim.
Yasemin Kokulu Kız’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Tabi ki. Bundan sonra durmadan üretime devam edecek daha fazla insana ulaşacak müziğimizi daha iyi yerlere getirmeye çalışacağız. Hatta Yasemin Kokulu Kız yayınlanalı 1.5 hafta oldu ama biz diğer bestemizin düzenlemesine başladık bile. Bizi takip edenler lütfen devam etsinler. Bence daha yolun çok başındayız, hatta yeni başladık!
Mert Pamukçu’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yasemin Kokulu Kız”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle