2022 yazında duyduğumuz isimlerden birisi de Seray olmuştu. Müziğin eğitiminden gelen ve bu bağlamda kendi şarkılarını yazan Seray, ilk teklisi “Çok Geç” ile dinleyicilerin beğenisini kazanmış, ardından teklilerini dinleyicilerle buluşturmaya devam etmişti. En son 28RECORDS etiketiyle yeni teklisi “Yoksan Yanımda”yı dinleyicilerle buluşturan Seray (Seray Akyıldız) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Çok Geç”e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?
-Kariyerimin ilk adımlarını ortaokulda attım diyebilirim. Piyano eğitimi ile başlayan müzik yolculuğum, güzel sanatlar lisesi ile devam etti. Daha sonra lise son sınıfta yaklaşık 1 sene boyunca caz vokal eğitimi aldım. Ayrıca 2 sene boyunca da İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nda gençlik korosunda korist olarak yer aldım. Ardından da İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik bölümünde eğitim hayatıma devam ettim. Açıkçası hem klasik müzik, hem de çağdaş müzik ekollerini deneyimlemek, özellikle kendi müziğime olan bakış açımı yapıcı bir yönde değiştirmemi sağladı. Kullanmak istediklerimi aldım ve kendi özümle birleştirdim. Birbirinden uzak gibi duran farklı kültürlerin ve tekniklerin aslında bir o kadar da iç içe olduğunu öğrendim. Ayrıca ilk başta vokal olarak ilerlemek istediğim kariyerim, üniversite tecrübemle beraber müzik prodüksiyonuna doğru evrildi. Şu an kendi altyapılarımı yapıyorum. Hatta tüm prodüksiyonu üstlendiğim şarkılarım da var. Fakat hala öğrenmem gereken çok şey var tabii. Genel olarak müzik eğitimim üretme aşamasındaki düşünme şeklimi ve yaratıcılığımı oldukça zenginleştirdi, kim olduğum ve ne yapmak istediğim konusunda bana yol gösterdi ve en önemlisi işin hem sahne performansı kısmında, hem de müzik prodüksiyonu ve bestecilik alanı hakkında daha özgür ve tecrübeli olmamı sağladı.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Çok Geç”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenleme-prodüksiyonu üstlenen Merih Aroz ve 28RECORDS ile yollarınız nasıl kesişti? Çok Geç ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Aslında “Çok Geç” çıkış tarihinden 1 sene önce yazılmış bir şarkı. Bilgimi ve fikirlerimi toparlayıp ne yapmak istediğimi anladıktan sonra şarkıyı ekip arkadaşlarımla düzenledik ve çıkardık. Ayrıca süreç açısından icra ettiğim en hızlı parça da diyebilirim. İlk başta bir stüdyo dersimizde mikrofonlama teknikleri konusu için parçayı kayıt almıştık.Hatta ilk halinde Türkçe’den çok İngilizce sözler bulunuyordu. Merih benim okul kulübü aracılığı ile tanıştığım bir arkadaşımdı. Kendisi müzik prodüksiyonu ile uğraşıyordu ve bu konuda hem çalışma şekli hem de yeteneği benim açımdan oldukça etkileyiciydi. Hem birbirimizi geliştirmek hem de tarzlarımızı birleştirerek farklı işler yapmak adına beraber çalışmaya başladık. İlk tanıştığımızda ben R&B türde müzik icra ediyordum. Merih ise daha çok Tech House tarzında çalışıyordu. Fakat ikimiz de bu iki farklı müzik türüne çok hızlı adapte olduk. Çok geç için altyapı hazırlarken Merih o kadar hızlı ve özenli çalışıyordu ki şarkı çok kısa süre içerisinde tamamlandı. Zaten birbirimizin ne istediğini çok iyi anlıyoruz.Bundan dolayı beraber çalışırken büyük problemler yaşamıyoruz. Daha sonrasında liseden yakın arkadaşım olan Saygun Bölükbaşı (SaygunBk) sayesinde 28Records ile tanıştık. Bizle çalışmak istediklerini ve Çok Geç’i oldukça beğendiklerini söylediler. Biz de oturup konuştuk, gayet güzel anlaştık ve aynı yolda ilerlemek istediğimizden dolayı 28Records ile çalışmaya başladık. Çok Geç hakkında yakın çevrem ve dinleyicilerden aldığım yorumlar genelde olumluydu. Şarkıyı dinleyen çoğu kişi genelde şarkının farklı ve akılda kalıcı olduğu hakkında yorumlar yaptı. Birkaç yapıcı eleştiri dışından benim duyduğum kadarıyla kötü bir yorum almadım diyebilirim.
İkinci tekliniz “Hissetmek İstedim”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenleme-prodüksiyonu Aroz ile birlikte üstlenen Mustafa Ergun ile yollarınız nasıl kesişti? Hissetmek İstedim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-İkinci şarkımın prodüksiyonu çoğunlukla Mustafa’ya ait. Kendisi genre açısından bana daha yakın bir beatmaker. Özellikle çok sık dinlediğim bir tür olan trap/hiphop Mustafa’nın uzmanlık alanı diyebilirim. İlk teklim daha çok çağdaş R&B/Pop türündeydi. Benim bir türlü sevemediğim ve asla yapamayacağım şey belli bir genre’ya bağlı kalmak diyebilirim. Zaten R&B ve trap en çok hakim olduğumu düşündüğüm iki müzik türü. Bu yüzden şarkıyı yazdıktan sonra Mustafa ile bir planlama yaptık ve ortaya trap elementleri içeren bir altyapı çıktı. Altyapı hype olsa da benim için oldukça hassas bir şarkı aslında. Sözler tamamen kendi kaygılarımın ve soru işaretlerimin yüzeysel bir yansıması. Çoğu zaman yaşadığım olumsuzlukların hissettirdiği duyguları bastırmaya çalışmam ve bunun sonucunda tepki vermem gereken olaylara karşı bile hissizleştiğimi anlattığım bir şarkı. Bu durumu şarkı sözlerine yansıtırken olabildiğince açık ve net olmaya çalıştım. Mutluluk, korku, aşk, endişe gibi saf duyguların süslenmesinden ziyade, çiğ ve olduğu gibi aktarılmasından yana oldum hep. Ayrıca genellikle aşırı slow ve melankolik şarkılar dinlemeyi tercih eden biri değilim. Bu yüzden Mustafa ile daha hype, ama aynı zamanda sözlerdeki anlamı örtülemeyecek bir altyapı çıkarmaya çalıştık. Merih bu şarkıda kendi yorumunu kattı ve ortaya hepimizin içine sinen, kısa ama etkili bir altyapı çıktı. Mix-Mastering konusunda da yakın arkadaşım Cem Evrandır bize yardımcı oldu. “Hissetmek İstedim” ilk teklime kıyasla daha fazla dinlendi. Oldukça olumlu ve bir o kadar motive edici yorumlar aldık.
Üçüncü tekliniz “Kaç Kez”in oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenleme-prodüksiyonu üstlenen WOX & TVTO ikilisi ile yollarınız nasıl kesişti? Kaç Kez ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Kaç Kez kesinlikle en çok içime sinen şarkılarımdan birisi. Hem sözler, hem de beste açısından gayet akıcı bir şekilde çalıştım bu şarkıda. Oldukça hareketli ve eğlenceli bir şarkı yapmak istiyordum. Daha önce Kaç Kez için yazdığım sözleri daha slow bir altyapıda kullanmıştım fakat içime sinmemişti. Ben de “Neden bu tarz bir altyapı denemiyorum ki?” diye düşündüm. Yine müzik piyasasından arkadaşlarım aracılığıyla tanıdığım ve işlerini oldukça beğendiğim bir arkadaşım olan TVTO’ya yolladım. Kendisi şarkıyı beğendiğini ve altyapı için çalışabileceğimizi söyledi ve ortağı WOX ile tam kafamda hayal ettiğim gibi bir sound oluşturdular. Mix kısmını Vess, mastering kısmını ise Cem Evrandır üstlendi. Ayrıca 28Records ile güzel bir PR çalışması yaptığımızdan dolayı “Kaç Kez” ilk iki şarkıma göre daha çok dinlendi ve beni ilk defa dinleyen insanlardan çok güzel geri dönüşler aldım diyebilirim.
Bununla birlikte Merih Aroz ile “Over n Over”ı dinleyicilerle buluşturdunuz. “Over n Over”ın oluşum süreci nasıl gelişti? “Over n Over” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Over’n Over Merih ile çalıştığımız ilk house şarkımız. Kendisi daha çok bu tarzlarda altyapı yapıyordu ve ben de kendi tarzımın dışına çıkıp yeni şeyler denemeye çok hazırdım. Zaten kendi şarkılarımı üretmeye İngilizce sözler ile başlamıştım. İki dilde de yazmayı hatta birbiri ile karıştırmayı seviyorum. Merih bana altyapıyı gönderdiğinde de sözler çok akıcı bir şekilde çıktı kalemimden. Birkaç revize ile stüdyoda tek seferde şarkıyı tamamladık. Çok güzel geri dönüşler aldığımızı söyleyebilirim. Merih eleştiriye oldukça açık ve neyi dikkate alıp almaması gerektiğini çok iyi seçiyor. Bundan dolayı beraber çalışırken içimize sinmeyen durumları rahatça söylüyoruz. Over’n Over’da kendisine 30’dan fazla revize yaptırmışlığım bile var! (gülüyor) Kendisi de benim gibi detaycı olduğundan çok keyifli bir çalışma yaptık bu şarkıda.
Yeni tekliniz “Yoksan Yanımda”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenleme-prodüksiyonu Aroz ile üstlenen BUTTRFLY ile yollarınız nasıl kesişti? Yoksan Yanımda ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Yoksan Yanımda çıkmadan önce yurt dışında yeni yeni ünlenen ve henüz Türkiye’de duymadığım, Jersey Club tarzına oldukça sarmıştım. Sürekli bu tarzda altyapılara söz yazıp kendimi deniyordum. Daha sonra birkaç demoyu Mustafa ve Merih’e gönderdim. Normalde bambaşka bir tarzda yaptığım “Yoksan Yanımda” bir anda bu tarza evrildi. Merih ve Mustafa ile beraber altyapıyı oluşturduk. Daha sonra şarkıyı kaydettik. Şarkının yapım aşaması biraz uzun sürdü ve bu süreçte diğer sanatçılardan da bu tarz şarkılar duymaya başladık. Yeni bir akımın etkisinde olan bir şarkı olduğu için geri dönüşler de çok güzel ve destekleyiciydi. Hatta yakın çevremden anladığım kadarıyla en sevdikleri şarkım bu oldu!
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Kendi müziğimi de kendim gibi tahmin edilemez olarak görüyorum. Günlük yaşantımda izlediğim, dinlediğim ve yaptıklarımdan normalden daha fazla etkileniyorum. Genelde somut şeylerden ziyade, gittiğim yerlerde oluşturduğum enerji bana ilham veriyor. Bu yüzden başladığım bir proje, bitirdiğim zaman bambaşka bir şeye dönüşebiliyor. Farklı ve alışılmamış sound’ları çok seviyorum. Fakat sadece birkaç elementi alıp kendi tarzımla birleştiriyorum. Kısacası ruh halim ve enerjimin yönlendirmesi ile müziğim şekilleniyor. Bundan dolayı farklı müzik türlerinde çalışmayı ve sürekli kendimi yenilemeyi seviyorum. Sözler açısından da duygularımı en sade halinde ortaya koymaya bayılıyorum. Aşırı süslemek ya da imalı sözler çok da benlik değil açıkçası. Fakat bu yapacağım şarkıdan şarkıya da değişiklik gösteriyor. Müziğimi oluştururken genelde renkler bana çok yardımcı oluyor. Bir söz yazdığımda ya da bir melodi bulduğumda direkt olarak bir renk beliriyor aklımda. Mesela “Yoksan Yanımda” bana göre oldukça soğuk tonlarda, mor ve mavilerin hakim olduğu bir şarkı. Kısacası müziğim ben neredeysem, nasılsam ya da kimleysem, o durumun enerjisi ile besleniyor. Şu an müziğimi nasıl tanımlarsam 2 gün sonra bile değişebileceği için “tahmin edilemez” en iyi tanım olacaktır!
Yoksan Yanımda’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Tabii ki. Önümüzdeki günlerde Merih’in tüm prodüksiyonunu üstlendiği ve benim söz yazarlığı & vokalini yaptığım bir şarkımız yayınlanacak. İlerleyen zamanlarda da hem solo hem de ortak çalışılan birçok teklimi duyacaksınız diyebilirim.
Seray’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Yoksan Yanımda”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle