Aleyna Talınlı… Müziğin eğitiminden gelen ve zaman içinde Batu Akdeniz ile yaptığı düetlerle dinleyicilerin beğenisini kazanan Talınlı, şimdi ise ilk EP çalışması IIXXII’ı WOWME Records etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Talınlı ile müzik yolculuğunu, EP çalışmasını, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle IIXXII’ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda hem Türkiye’deki hem de yurtdışındaki konservatuvar eğitimleriniz size müziksel anlamda neler kattı?
-Aslında birçok farklı alanda kendimi geliştirmeye çalıştım. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Viyolonsel Bölümü mezunuyum. Mesleğim sayesinde yurtiçi ve yurtdışında, onlarca farklı salonda, orkestralar, oda müziği grupları ve solo olmak üzere konserler verebildim. Fryderyk Chopin University of Music’e Erasmus Programı ile giderek viyolonsel bölümünde 1 sene okuma hakkı kazandım. Bu okulda, teknik anlamda eksiklerimin üstüne gidebilmem için bir program hazırlandı. Sürecin beni enstrümanıma çok daha fazla bağladığını hissediyorum. Farklı hayat yolcuğundaki insanlarla, müziği paylaşabiliyor ve üstüne beraber düşünerek yeni bir fikir yaratabiliyor olmak müzikal anlamda çok geliştiriyor. Okurken, etrafımdaki insanların hepsiyle, günlük olarak, çaldığımız veya yeni bulduğumuz müzikler üzerine konuşmalar yapardık. Kesinlikle kafa açıcı deneyimlerdi. Etrafımızdaki insanlardan beslenebiliyor olmak ve kendi yaşantımızda da onların bizi düşünmeye itiyor olması, her alanda kişiyi, bir üst seviyeye taşıyor.
Sizi çoğu dinleyici Batu Akdeniz ile yaptığınız düetler ile tanıdı. Öncelikle Batu Akdeniz ile yollarınız nasıl kesişti? İlk çalışmanız “Yanlış Biriyle Doğru Hikaye”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Yanlış Biriyle Doğru Hikaye ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Batu ile ortak arkadaşlarımız sayesinde tanıştık. Kendi grubunu toplama yoluna çıkmıştı, biz de bu yolda buluştuk. Yanlış Biriyle Doğru Hikaye’nin söz-müziği Batu’ya ait ve daha öncesinde de ilk EP’sinde yayınlamış olduğu bir şarkıydı. Bizim yollarımız kesiştikten sonra, benimle bu şarkının akustik versiyonunu yapmak istedi. Aslında kendimiz için yaptığımız bir kaydın, bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştik. Hala bazı yerlerde bu şarkıyı duyuyorum, nostaljik hissettiriyor. ”Sen o kız mısın?” sorusu en çok karşılaştığım sorulardan bir tanesi! (gülüyor)
Akdeniz ile ikinci çalışmanız “Artık Bi’ Manyağın Var”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Artık Bi’ Manyağın Var ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Beraber çalışıyor olduğumuz, ve ”Yanlış Biriyle Doğru Hikaye” çok iyi geri dönüşler aldığı için, yeni akustik kayıtlar yapmak istedik. O zamanlarda çok kullandığımız bir stüdyo vardı. Orada 2 akustik video çektik. İnsanlar bizden yeni düetler bekliyordu, keza yayınlandıktan sonra, keyifle kayıtlarımızı dinleyen insanlarla karşılaştık.
Akdeniz ile üçüncü çalışmanıza Ne Jupiter de eklendi. Ne Jupiter ile yollarınız nasıl kesişti? “Bilinmez”in oluşum süreci nasıl gelişti? Bilinmez ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Benim Varşova’da okuduğum dönemde Ne Jüpiter benimle iletişime geçti. Bir şarkısı olduğunu ve bir kısmını da benim söylemek isteyip istemeyeceğimi sordu. Dünyanın birkaç köşesinden gerçekleştirilecek olan kayıt fikri çok heyecan vericiydi. O dönem Batu ile çalıştığımız için o da projeye dahil oldu. Nadir de olsa ”Bilinmez” şarkısından beni tanıyan insanlarla tanışıyorum.
Akdeniz ile en son yayınladığınız tekli “Elde Kaldı İki Yalnız”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Elde Kaldı İki Yalnız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Bu şarkı bizim birlikte son çalışmamızdı. Yine söz-müziği Batu’ya ait olan ”Elde Kaldı İki Yalnız” için Ankara’nın biraz dışına çıkarak, her tarafı çamur olan bir tarlaya girdik. Botlarımız çamura bata çıka one-shot müzik videosunu çektik. İnsanların beraber yaptığımız şarkılarda geri dönüşü her zaman muazzam oldu. Bu beni çok mutlu ediyor.
Bir solo EP yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda IIXXII’deki iki şarkınızın oluşum süreci nasıl gelişti? WOWME Records ve düzenlemeleri birlikte üstlendiğiniz Caner Anar ile yollarınız nasıl kesişti?
-Odamda, trende, parkta, vapurda.. tonlarca şarkı yazdım. Çoğunluğu korkunç olmakla birlikte, birkaç tanesi var.. İlk EP çalışmam da, çok yakın hissettiğim iki şarkımla oldu. Tül; Kendisi eski bir şarkı. Ankara-İstanbul trenindeyken, bir arkadaşımın bana söylediği, o an çok ağırıma giden bir cümle oldu. Beni çok iyi tanıdığını ve benden önce durumun farkında olduğunu görmüştüm. 4 saat boyunca ağladım. Bu satırları yazma ihtiyacı duydum. Her zaman defter-kalem ile gezerim. Bir ürün yaratmak için değil ama duygularımı kendime anlatabilmek için. Rüzgar; Çok daha yakın zamanda yazmış olduğum bir şarkıydı. İstanbul’a taşınmak verdiğim en iyi kararlardan biri olmakla beraber, en zoruydu. İlk defa gerçekten tekil olduğum ve kendi ayaklarım üzerinde durmak zorunda olduğum, çok hızlı akan bir şehrin içindeydim. Şarkının sonunda gelen umut dolu an ise, her şey ne kadar zor olursa olsun yine, yeni bir sabaha uyanacağımızın bir kanıtı gibi benim için. İlk yazdığımda şarkının düzeni, ritmi, akorları çok daha farklıydı. O halini de hala çok seviyorum, belki bir gün o da sizinle olur. Sanırım şu anki hali, hislerimle daha uyumlu. Caner ile sosyal medya üzerinden tanıştık. Bir gün, ‘’Haydi bir şeyler yapalım” diyip bunu gerçekleştirdiğimizde, uyumumuza inanamadık. Aklımdaki şeyleri genellikle Caner’e açıklamama gerek kalmıyor. O en başından beri benim dünyamı sahiplendi, kabul etti. Her gün çok şanslı hissediyorum onunla tanıştığım için. Aramızda hep rakamlara dair küçük atışmalar olur. Bazılarının şans getirdiğine ve enerjisel olarak bizi yönlendirdiğine inanıyoruz. ”IIXXII” de, ismini buradan aldı. WOWME Records, Caner ve Bora Çifterler’in müzisyenlere destek olmak amaçlı oluşturdukları bir yapım şirketi. İleriye dönük, kar amacı gütmeden, anlayarak ve destekleyerek müzisyenlerin yanında, öncelikle arkadaşları olarak duran bir ekip.
IIXXII ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Öncelikle ne kadar çok insanın ağlamış olduğunu. Bu, beni çok ”anlaşılmış” hissettiriyor. Bu şarkıları yazarken hislerim çok yoğundu ve, herkesin kendisinde bir pay bulması, zaman ayırarak kendilerini ben ve müziğimle paylaşmaları çok değerli. 2 şarkı olduğundan herkesin favorisi farklı. Tül’ün bende yarattığı hissiyatın geçebileceğini çok düşünmüyordum. Ama, özel olarak onu dinlerken yaşananların ne kadar yoğun olduğunu görebiliyorum.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Günümüzde tam tanımlayamıyorum. Çünkü herhangi bir müziği de bir janra içine oturtmak benim için zor. Özellikle kullanmayı seçtiğimiz enstrümanlar ve alışagelmişin dışındaki şarkı formları insanları şaşırtıyor. Sadece müzik açısından değil, bazı anların, rakamların, kişilerin hayatıma girmesinin bana bazı işaretler verdiğini düşünüyorum. Biraz kafama esen neyse onu yapmak, sonuçta çıkan maddeyi tamamen ”ben” yapıyor. Bu sebeple müziğimi tanımlamak da bir süreç olacak.
IIXXII’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Hayat düzenimde yakın zamanda çok büyük değişimler oldu. Onlara adapte olmaya çalışıyorum. Yeni şarkılar yazıyorum. Eskilere dönüp bakıyorum. Demolar yapmaya, farklı tip müzikler dinlemeye özen gösteriyorum. Birkaç şarkının çalışmalarına başladık. Sürecin bizi nereye götürdüğüne bağlı olarak yakın zamanda yeni şarkılar mutlaka gelecek.
Aleyna Talınlı’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “IIXXII”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle