Müzik

Okan’ın benzersiz yorumunu özleyenlere güzel bir hediye : Tanju Okan – Gizli Sandıktaki Türküler…

1996 yılında aramızdan ayrılan unutulmaz sanatçılardan Tanju Okan aramızdan ayrıldıktan sonra önce Odeon’daki kayıtları, sonra diğer firmalardaki pek çok albümü yeni baskılarla dinleyicilerle buluşmaya devam etti. Geçtiğimiz yıl, 1980 yapımı son long playi ‘Yorgunum’ yeni baskısıyla dinleyicilerle buluşmuşken, yılın sonuna doğru Eflatun Müzik / Bordo Müzik etiketi ve Medeni Uçar prodüksiyonuyla, yeni bir Tanju Okan derlemesi, ilk önce plak olarak dinleyicilerle buluştu ve 2019’un ilk günlerinde bu plak, CD formatıyla da raflarda yerini aldı : Gizli Sandıktaki Türküler…

İlk eser, 1980’lerin sonundan bir kayıt ‘Allı Turnam’ Grup Angora’nın eşlik ettiği eserde, esere caz tınıları katan üflemeliler ve piyano yer yer öne çıkarken, davul ve bas da altyapıyı tamamlıyor. Orta kısımda üflemeliler başarılı. Okan da güçlü yorumuyla eseri devleştiriyor. 

Sırada ‘Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme’ Okan ile özdeşleşen pek çok eseri seslendiren duayen sanatçı Recep Aktuğ’un yorumuyla geliyor, gitar ile akustik bir anlayış benimsenmiş. Ardından günümüz teknolojisi ile oluşturulmuş bir düet var: ‘Haydar Haydar’da Aktuğ, Okan’a eşlik ediyor. Klavye ve udun birlikteliğiyle başlayan günümüz altyapısına uyarlanmış eserde klarnet de öne çıkıyor ve bas da altyapıyı güçlendiriyor. Her iki sanatçının yorumu birbirine uyumlu şekilde ilerliyor.

Albüm, ‘İzmir’in Kavakları’ ile devam ediyor, yeni bir altyapıyla Okan’ın sesi günümüze uyarlanıyor. klarnet ve trompetin klavye ile ritmlerle dengelendiği yorum, dinleyiciyi Okan’ın 30’lu yaşlarındaki yorumuna götürüyor. Ardından 1973 yılından bir kayıt ‘Bir Dost Bulamadım’ geliyor. Tuşluların önde olduğu yorumda yaylı ve gitar eserin duygulu yapısını güçlendiriyor. Ritmler de eseri tamamlıyor. 

Sırada, 1970’lerden bir kayıt ‘Yemeni Bağlamış’ üflemelilerin ve davulun önde olduğu eser, Okan’ın kendine özgü tiyatral yorumuyla bütünleşiyor. Ardından, 1971 yılından bir kaydın günümüz altyapısıyla oluşturulmuş bir altyapısı ile ‘Gökte Yıldız Aymisun’ geliyor. Klavye ve üflemelilerin önde olduğu kayıtta Okan da esere kendi yorumunu başarılı bir şekilde katıyor, albümün bir önceki eserle hareketlenen yapısını devam ettiriyor. Son kısımda gitar ve davul öne çıkıyor.

Sıradaki eser, 1965 yılından bir kayıt ‘Kundurama Kum Doldu’ vokal grubu ve üflemelilerin ritmlerle ve piyanoyla uyumuyla ilerleyen eser, 1960’ların kendine özgü müziksel anlayışını yansıtıyor. Ardından yine aynı dönemlerden bir kayıt ‘Kızılcıklar Oldu Mu’ vokallerin de desteğiyle gitar ve ritmlerin öne çıkmasıyla albümün sevilen eserlerinden biri olacaktır.

Son iki eserden ilki ‘Pınar Başı Burma Burma’ 1970’lerde yapılan bir kayıt ve son olarak ‘Helvacı Helva’ 1981 yılından bir kayıt olarak (dönemin sevilen sanatçılarının da eşliğiyle) albümde yerini alıyor.

Albüm, hem Okan’ın müziksel yolculuğunda önemli yeri olan halk müziğinden de özel örnekleri dinleyicilerle buluştururken, hem de Okan’ın benzersiz yorumunu özleyenlere güzel bir hediye oluyor.

Emre Siyahoğlu

Her şey müzikle başladıysa da bir yandan sinema meraklısıydı, bir ara edebiyata yöneldi, sonra yine müziğe döndü ve şimdi her üç alanda da yazılarını Bi'Kuble'de paylaşıyor.

Yorum Ekle

Yorum Yap