Röportajlar

İlk EP çalışması ‘Bir Deli Rüzgar’ı dinleyicilerle buluşturan Özlem Dilaver ile bir röportaj…

Geçtiğimiz günlerde ilk EP çalışması ‘Bir Deli Rüzgar‘ ile dinleyicilerle buluşan ve uzun yıllardır müziğin içinde olan Özlem Dilaver ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, albümünü ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle Bir Deli Rüzgar’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
Müzikle tanışıklığım erken yaşlarda, babamın müziği sevmesinden ve dinlediği müzik yelpazesinin geniş olmasından dolayı başladı. Dolayısıyla kendimi bir anda konservatuarda buldum. Beni kemana yönlendirmeleri ve kemanın ağırlıklı olarak solo bir enstrüman olması, hayatta da söylemem gereken sözlere yol açmış oldu.
Söz yazmaya ve bestelemeye başladım. Öte yandan sahne ve stüdyo çalışmalarına başladım. Hayat karşıma hep iyi müzisyenler çıkardı ve bunlar birer tecrübe olarak bana yansıdı…
Solo çalışmalarımın yanında takip eden yıllarda Yonca Evcimik, Zerrin Özer, Deniz Arcak ve Işın Karaca’ya back vokal yaptım. Reklam jingleları ve dizi jeneriği seslendirdim. Daha sonra ENBE Orkestrası‘nda solistlik yapmaya başladım. Birkaç yıl sonra Engin Titiz’in Vals orkestrasına dahil oldum. Birlikte yurt içinde ve dışında çok güzel projelerde sahne aldık.Halen müzikle iç içe yaşıyorum.
Bir Deli Rüzgar EP’sinin oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-Müzikal yolculuğum devam ederken deneyimlerimi, müziğe bakış açımı ve birikimlerimi zaman içinde bir albüm olarak biçimlendirmeye ve dinleyicilerle buluşturmaya karar verdim. Bestelerimden ve yazdığım sözlerden kendime yakın bulduklarımı içlerinden eleyerek albümün bugünkü formunu oluşturduk. R&B ve Funky türlerini söylemeyi sevdiğim için soundumuzu da bu melodilerden ilham alarak gerçekleştirdik. Şimdiye kadar sahne aldığım değerli müzisyen arkadaşlarım da albümün kaydı sırasında destek verdiler. İstanbul hareketli bir şehir, bu hareketlilikten ilham aldım diyebilirim.
Geçmişte vokalistliğini yaptığım Yonca Evcimik’in desteği herzaman benimle oldu. Kendisi albümü dinlediğinde çok beğendi ve “Seni Avrupa Müzik ile buluşturalım!” dedi. Zaten gönlümdeki şirket de Avrupa Müzik‘ti. İlk toplantımız çok olumlu geçti ve Avrupa Müzik ile albüm yolculuğum başlamış oldu!
Düzenlemenizi yapan Yaşar Cenker Sarp ile yollarınız nasıl kesişti?
-Üniversiteyi yeni bitirmiştim.Yonca Evcimik’in “Panda” turnesi için vokalist aranıyordu. Müzisyen bir arkadaşım vasıtasıyla Yaşar Cenker Sarp ile tanıştık. Kendisi Yonca Evcimik’in orkestrasının şefiydi. Bu orkestrayla güzel bir turneye imza attık. Müzikal birlikteliğimiz bu şekilde başladı ve bugüne kadar çeşitli projelerde yer alarak günümüze kadar devam etti. Son olarak da albümümün müzik direktörlüğünü ve aranjörlüğünü yaptı.
Bir Deli Rüzgar ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Dijital platformlarda güzel ilerliyor listelerde. Albüm henüz çok yeni.. daha “bebek” diyebiliriz! Çevremden ve özellikle müzisyen arkadaşlarımdan albümün soundu ve parçaların samimiyeti ile ilgili çok iyi geri dönüşler aldık, tabii ki bu da bizi heyecanlandırıyor!

 

Bir Deli Rüzgar, sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak çıkarılması düşünülüyor mu?
-Günümüzde herşey çok hızlı ilerliyor. Dijital dünyanın bunun böyle olmasında payı büyük. Bu sayede istediğimiz herşeye bir ”tık” la erişmemiz mümkün. Her gün onlarca kişi müzik dünyasına “merhaba” diyor. Bu kadar albüme fiziki olarak yetişmek mümkün olamıyor. Bu bağlamda dijital platformlar daha efektif ve geniş kitlelere ulaşabilen sistemler.
Aynı zamanda geçtiğimiz aylarda aramızdan ayrılan duayen müzisyen Engin Titiz’in Vals orkestrasında da yer aldınız. Kendisiyle çalışmak nasıl bir duygu oldu sizin için? Bununla birlikte orkestra müziğinin ve orkestraların günümüz müzik endüstrisindeki yerini nasıl tanımlarsınız?
-Evet, maalesef kendisini çok erken kaybettik…”Engin Abi” demek istiyorum; çünkü kendisiyle tam 17 yıl aynı sahneyi paylaştık.. Kendisinin engin müzik bilgisinden ve orkestracılık anlayışından çok şey öğrendim. Birlikte o kadar çok anımız var ki… Zaten bir noktadan sonra aile oluyorsunuz.. Kendisi bana bir “abi”; bir “baba”oldu hep. Hakkını ödeyemem…
Orkestraların müziğe ve müzisyene katkısının büyük olduğunu düşünüyorum.
Eski müzisyenlerin söylediği gibi ”sahne tozu yutmak” çok önemli, tam anlamıyla kollektif bir birliktelik oluşuyor. Müzik bir duygu dünyasıdır ve orkestra müzisyeni bunu acısıyla tatlısıyla beraber paylaşır, yaşar. Tüm bunlar müzisyenin duygu dünyasını zenginleştirir; sonuç, bunu dinleyeni ile paylaşma döngüsüdür.
Bir Deli Rüzgar’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Şu an elimde bir çok bestem var, zaman içinde onları da dinleyenlerle paylaşmayı düşünüyorum. Hali hazırda sahne almaya devam ediyorum. Yine caz müzisyenlerinden oluşan bir ekibimiz var, bu ekiple kış sezonunda konserler vermeye devam edeceğiz.
Özlem Dilaver‘e bu güzel röportaj için teşekkür ederim. ‘Bir Deli Rüzgar‘ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.