Temmuz’un ikinci haftasıyla birlikte ilk solo teklisini yayınlayan isimlerden birisi de, çocuk yaştan beri müzisyen bir aileden gelen; Türk Sanat Müziği’nin duayenlerinden Arif Özgülüş’ün kızı olarak hem müzik hem de ilerleyen zamanlarda eğitimini aldığı tiyatro ve oyunculuk alanında ilerleyen, öte yandan Evrencan Gündüz ile yaptığı “Kesso” ile de dikkat çeken Naz oldu. Evrencan Gündüz’ün yeni bir eseri olan alternatif tınılı ilk solo teklisi “Kaçmasın Diye”yi kendi prodüksiyonu olarak dinleyicilerle buluşturan Naz (Özgülüş) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Kaçmasın Diye”ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda müzisyen bir aileden gelmeniz size müziksel anlamda neler kattı?
-Kesinlikle müzikle dolu bir aileden gelmemin, tiyatro okumamın, çocuk tiyatrosunda müzikli oyunlarda oynamamın, öğrenciyken Cihangir’de bir barda bi süre şarkı söylememin, bunların hepsinin müzikal anlamda katkısı oldu. Evrencan ile tanıştıktan sonra şarkı yazmanın bir şarkının yapım aşamasının nasıl olduğunu da deneyimlemiş oldum ve o da bana şarkı yapabileceğimi kanıtlamış oldu.
Tiyatro alanındaki konservatuvar eğitiminiz size sanatsal ve özellikle müziksel anlamda neler kattı?
-Konservatuvar benim hayalimdi ve kazandığımda benden mutlusu olmadı. Okulun bana kazandırdığı şeyleri saymakla bitiremem. Bize enstrüman çalmayı, şarkı söylemeyi, her koşulda performans yapabilmeyi layıkıyla öğrettiler. Ev arkadaşlarım müzik bölümündendi. Onlarla evde bol bol şarkı çalar söylerdik. Provalarımız bittiğinde sınıf arkadaşlarımızla gitarı alıp şarkılar söylerdik. Bunların hepsi tıpkı tiyatro gibi kalbimde yer etmiş ve beni destekleyen anılar.
Bununla birlikte Evrencan Gündüz ile “Kesso”yu seslendirdiniz. Uzun süredir birlikte müzik yaptığınız Evrencan Gündüz ile yollarınız nasıl kesişti? Kesso ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Evrencan ile yıllar önce bir arkadaşımın doğum gününde tanışmıştık. Albümü yeni çıkmıştı ve müziğini dinlediğimde çok etkilendim. Babam Arif Özgülüş, onun sevgili babası Asım Can Gündüz’ün çok iyi bir sanatçı olduğunu söylerdi hep. Yıllar sonra hayat bizi birlikte katıldığımız bir meditasyon dersinde tekrar karşılaştırdı ve bu kesinlikle tesadüf değildi. O noktadan sonra bir daha hiç kopmadık ve yol arkadaşlığımız başladı. Kesso bizim ilk bebeğimiz. Kalplere sevgi dolsun diyerek yazdığımız bir şarkı ve herkes severek söylüyor. Bu çok mutluluk verici.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve sözlerini yazdığınız Gündüz bestesi “Kaçmasın Diye”nin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Genco Arı ile yollarınız nasıl kesişti?
-Epey bir süredir “Ben disko-pop bir şarkı yapmak istiyorum!” diye Evrencan’ın kafasını ütülüyordum! (gülüyor) O kadar çok istedim ki en son dayanamadı “Tamam, yapalım!” dedi. Bir gün oturuyorduk “Bak yıllar önce şöyle bir melodim vardı bi dinlesene!” dedi.Söylediğim şey doğrudan şu oldu: “Şarkıyı bana veriyor musun?” O da aşırı sevindi “Ah; ilk kez biri şarkımı istiyor, verdim gitti!” dedi. Hemen sözlerini yazdım. Evren besteyi yeniden yaptı. Sonra Canım Genco’yu aradık. Çünkü bunun için de biraz kafa ütüledim “Aranjeyi kesin Genco’m yapmalı!” diye. Sağ olsun hemen sahiplendi o da şarkıyı. Bolca sevgi ve ilgi verdi. Sonunda da içimize sinen ve bizi mutlu eden hayalimdeki o şarkı oldu.
Kaçmasın Diye ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Spotify’da çıktığı ilk dakikalarda kapak olduk ve birçok listeye girdik. Bu benim için inanılmaz heyecan verici oldu. Şarkıma daha da inandım o an. Şu ana kadar yorumlar müthiş. Ben bu şarkıyı yeniden neşe heves mutluluk duygularını hatırlayıp bol bol dans edelim diye yaptım. Yorumlar da “Hep bizi ne kadar mutlu eden ne keyifli şarkı!” diye geliyor. Çok şükür, çok!
Kaçmasın Diye’nin klibini yöneten Emre Durmaz ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Emre ile yollarımız birkaç kez kesişmiş ama biz fark etmemişiz. Birbirimizi Instagram’dan bulduk. Aramızda çok iyi bir sinerji oluştu. Emre şarkıyı çok sevdi ve gönülden hem kapak fotoğrafımı hem de klibi çekmeyi kabul etti. Klipte en yakın arkadaşlarım oynadı. O yüzden de ortaya çok sempatik ve gerçek görüntüler çıktı. Herkes klibi çok içten buldu.
Öte yandan OneRPM disbrütörlüğünde kendi yapımınızı üstlendiniz. Bu bağlamda kendi yapımınızı üstlenmek size özgür bir alan sağlıyor mu?
-Kendi yapımını üstlenmek… Çok koşturmak, çok emek vermek gerekiyor. Bağımsız tüm sanatçılarımızı kutluyorum. Büyük bir emek ve mücadele… Ama bu tek başınalık tam da sizin dediğiniz gibi bana çok özgür hissettiriyor hem de bütün zorluklarına rağmen. Her şeyi kendin yapmanın verdiği müthiş bir haz var. Ayrıca OneRPM ile çalıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü onlar da çok emek veriyorlar ve sanatçılarıyla gerçekten çok ilgileniyorlar.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben Dünya’daki tüm canlara kendini çok iyi hissettirmek istiyorum. Benim müziğimi dinleyen herkes çok mutlu olsun. Güveni mi yok? Geri gelsin! Üzgün mü?Gülümsesin! Hevesi mi kaçtı? Tüm ilhamlar onun kucağına dolsun! Gülümsesin, dans etsin, haykıra haykıra söylesin, içine işlesin!
Kaçmasın Diye’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-İki şarkımız daha var gelmeye hazır tamamen onlara yoğunlaşmış durumdayım şu an. İkinci teklimi Eylül ayında yayınlayacağım. Çalışmaya devam ama şimdi Kaçmasın Diye!
Naz’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kaçmasın Diye”yi tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle