Son dönemlerde dikkat çeken bir ilk solo tekli de, dinleyicilerin İshak Şık ile ortak çalışması “No Turn Back” ile duyduğu Ceren’in alternatif tınılı ilk teklisi “Kalbini Sarsam” oldu. Ceren (Ceren İşleyen) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Kalbini Sarsam”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Merhaba, ben Ebrar Ceren İşleyen, 22 yaşındayım ve hukuk fakültesi öğrencisiyim. Müzik, çocukluğumdan beri hayatımın merkezinde diyebilirim. Babam müzisyen olduğu için müzikle bağ kurmaktan başka bir şansım olmadı açıkçası. Çocukken her türlü etkinliğin içinde buluyordum kendimi, o zamanlar müzik benim için sadece bir eğlenceydi. Lisede ise müziğe biraz daha profesyonel bir adım atmak istedim ve kısa süreliğine bir konservatuvar deneyimim oldu. Ancak ailem, Türkiye’nin koşullarını düşünerek normal bir lisede eğitimime devam etmemin daha mantıklı olduğunu düşündü. O zamanlar buna epey kızmıştım ama bugün bakınca, aslında haklı olduklarını anlıyorum. Üniversiteye başladığımda, okul orkestrasında vokalistlik yapmaya başladım. Bu süreçte birkaç farklı grupla çalıştım ve sahne deneyimim oldu. Farklı türlerde şarkılar söylemek bana müzikal anlamda çok şey kattı. Yaklaşık üç yıllık bu süreçte sahne kondisyonum gelişti, uzun saatler sahnede durmayı ve dinleyiciyle iletişim kurmayı öğrendim. Ancak bir noktadan sonra aynı şarkıları tekrar etmek beni yormaya ve kendi şarkılarımı üretme ihtiyacını hissetmeme neden olmaya başladı. O noktada sahnelerde kendi şarkılarımı söyleme hayali benim için en büyük motivasyon oldu. Bu yolculukta, müziğin benim için ne kadar önemli bir özgürlük alanı olduğunu fark ettim. Hukuk ve müzik, hayatımda birbirinden tamamen farklı iki dünya gibi duruyor. Hukuk daha düzenli, kuralcı ve kesin çizgilerle tanımlanırken, müzik benim için tamamen özgürlük, yaratıcılık ve kendimi ifade etme alanı. Bazen bu iki dünya arasında sıkıştığımı hissediyorum; çevremdeki insanların “birini seçmek zorundasın” gibi baskıları ise bu sıkışıklığı daha da artırıyor. Henüz ikisinden birini seçmiş değilim, çünkü ikisi de ruhumun farklı yönlerini besliyor. Bu iki farklı dünyayı dengede tutmaya çalışıyorum, çünkü ikisi de hayatıma anlam katıyor. Ama sahneye çıktığımda ya da bir şarkı yazarken, gerçekten kim olduğumu hissettiğim an genelde işte o an oluyor.
Ayrıca sizi İshak Şık ile ortak çalışmanız “No Turn Back” ile tanıyoruz. O çalışmada yer almanız nasıl gelişti?
-Aslında şarkılar yazmaya uzun zaman önce başlamıştım. Ancak üretimlerimi daha profesyonel bir seviyeye taşımak için bir yol arayışına girdim ve çeşitli prodüksiyon şirketleriyle görüştüm. Fakat çoğunun beklentileri, benim müziğe bakış açımla uyuşmuyordu. Tam bu noktada, değerli bir arkadaşım beni Müzikalite Prodüksiyon ile tanıştırdı. Önce Müzikalite’ye back vokal kayıtları için gitmeye başladım. Daha sonra İshak Şık ile birlikte “No Turn Back” adlı bir elektronik temelli tekli kaydettik.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Kalbini Sarsam”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Şarkıyı birlikte yaptığınız ve düzenlemeyi üstlenen Fatih Şık-Müzikalite Prodüksiyon ile yollarınız nasıl kesişti?
-No Turn Back’ın kayıt sürecinde Fatih Şık ile tanıştım ve onun müzikal yaklaşımı benimle çok uyumlu geldi. “Kalbini Sarsam” bu uyum sayesinde hayat buldu diyebilirim. Bu süreç, benim için hem çok öğretici hem de ilham verici oldu.
“Kalbini Sarsam” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-İlk teklim olduğu için beklentilerim çok yüksek değildi ama geri dönüşler beni inanılmaz mutlu etti. Şarkıyı dinleyip bana destek veren, mesaj atan herkesin yorumları benim için çok değerli. Şarkının yolunun daha uzun olduğuna inanıyorum, ama bu yolculuğa başlamak bile benim için büyük bir heyecan.
Klibi yöneten Azad İlhan ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve kliple ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Azad, üniversiteden çok yakın bir arkadaşım. Daha önce de birkaç projede birlikte çalışmıştık. Onun işine olan bakış açısına ve yaratıcı tarzına her zaman güvenmişimdir. “Kalbini Sarsam” için çalışmaya başlarken, aramızdaki bu güven ve rahatlık işimizi çok kolaylaştırdı. Başta sadece kısa bir canvas video çekmeyi düşünmüştük. Ama çekim sırasında her şey o kadar güzel ilerledi ki, bunu bir sözlü video klibe dönüştürmeye karar verdik. Azad’ın sinematografik bakış açısı ve yakaladığı detaylar sayesinde klibin seyir zevki yüksek bir iş olduğunu düşünüyorum. Geri dönüşler de şimdilik gayet güzel, bu da bizi daha iyisini yapmak için motive ediyor.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Henüz ilk teklim olduğu için insanların müzik türüme dair fikirleri çok net olmayabilir. Ancak benim açımdan müziğim, müzikalitesi yüksek bir pop ile R&B’nin duygusal ve sıcak tonlarının harmanlandığı bir çizgide diyebilirim. Duygularımı müzikle açığa vurmak benim için çok önemli. Müziğimde çok yönlü bir bağ kurmaya çalışıyorum; hem kendimi ifade etmek hem de dinleyicinin hislerini tetiklemek önemli çünkü tam bu ikisinin kesiştiği noktada kolektif bir patlama etkisi yarattığına inanıyorum. Ayrıca müzik teorisinden ve armonilerden ilham almayı çok seviyorum. Bu, şarkılarımın teknik olarak zengin olmasını sağlarken aynı zamanda hislere dokunan bir derinlik katıyor. Modern, duygu yüklü ve özgün bir çizgide ilerlemeye çalışıyorum diyebilirim.
“Kalbini Sarsam”dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet, şu anda iki yeni tekli üzerinde çalışıyoruz. Bu teklilerle daha geniş bir konsept oluşturup bir EP yayımlamayı planlıyorum. EP, sadece şarkılardan oluşan bir proje değil, aynı zamanda bir hikaye anlatacak ve her şarkı, bu hikayenin bir parçasını oluşturacak diyebiliriz.
Ceren’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kalbini Sarsam”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle