Röportajlar

İlk teklisi “İnanma”yı dinleyicilerle buluşturan Duygu Güneş ile bir röportaj…

Duygu Güneş… Müziğin eğitiminden gelen bir isim olarak hem sahnede solo olarak hem de Zilli Perküsyon Topluluğu’nda yer alarak pek çok tecrübe kazanan Güneş, şimdi ise ilk teklisi “İnanma”yı geçtiğimiz günlerde Seyhan Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu. Güneş (Duygu Güneş Karagöz) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “İnanma”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-İnanma’ya kadar olan müzik yolculuğum aslında çok uzun. Küçüklüğümden beri şarkı söylemeyi severdim ve o yaşlar boyunca şarkıcı olmayı istedim. Gerçekten de bu konuda yeteneğim vardı. Bunu müzik öğretmenlerim, ailem, çevremdeki insanlar söylüyordu. Orta okuldan sonra liseyi Güzel Sanatlar Lisesi’nde okudum. Daha sonda da üniversitede müzik bölümünde eğitimimi tamamladım. Almış olduğum bu eğitimler müziksel anlamda tabii ki bana çok güzel şeyler kattı. Bir kere müzik adına profesyonel anlamda çok iyi yerlere geldim, eğitimler aldım. Piyano çalıyorum, çello çalıyorum, 8 yıl çello eğitimim oldu. Onun dışında çok değerli bir perküsyonist olan Engin Gürkey’den perküsyon eğitimi aldım. İyi de bir perküsyoncu olduğuma inanıyorum. 

Ayrıca Zilli Perküsyon Topluluğu’nda da yer alıyorsunuz. Topluluğa girişiniz nasıl gelişti? Buradaki deneyiminiz size neler kattı?

-Zilli Perküsyon Topluluğu’nda yer almamın çok enteresan ve güzel bir hikayesi var. Zilli Perküsyon Topluluğu’nun kurucusu ve sanat yönetmeni, aynı zamanda çok iyi bir perküsyonist, eğitimci ve değerli bir insan olan Engin Gürkey’dir. Ben seneler önce İstanbul’a geldiğimde hep vurmalı çalgılar çalmayı hayal ettim ve dedim ki “Madem İstanbul’a geldim, bu hayalimi gerçekleştireyim!” Engin Gürkey’i de biliyordum. Atölyesinde ders almaya başladım. Bu arada tabii eğitimimi tamamladıktan sonra hocama “Ben artık dönüyorum, İstanbul’da ablamın yanında yaşıyordum, ailemin yanına, memlekete dönmem lazım…” deyince Engin Gürkey dedi ki “Sen gitme, çünkü çok iyi bir müzisyensin. Seni aile olarak kaybetmek istemiyoruz. Seni hem Zilli Bayan Perküsyon Topluluğu’na hem de Engin Gürkey Perküsyon Topluluğu’na alacağım. Hem çalar, hem söylersin!” Böylece orkestraya girdim. Engin Gürkey gerçekten benim için hep bir dönüm noktası oldu. Belki kendisi bana o teklifle gelmeseydi, beni orkestrasına almasaydı şu an İstanbul’da olmayabilirdim… Gerçekten kısa sürede böyle güzel bir toplulukta profesyonel insanların içinde olduğum için öyle mutlu oldum ki… Zilli Perküsyon Topluluğu, 6-7-8 bayandan oluşan çok güzel bir topluluk ve orkestra deneyimimiz bana çok şey kattı… Ayrıca Kadın Perküsyon Topluluğu olarak da bir ilkti ülkemizde. Çoğu ülkede de hala kadınlardan oluşan perküsyon toplulukları yok. Çok güzel çalışmalar yaptık. Ayrıca Engin Gürkey ile çalışmak zaten onur vericiydi. Halen topluluktaki çalışmalarıma devam ediyorum. Çünkü bu, hiçbir zaman kaybetmek istemediğim bir yönüm. Enstrüman çalmayı da, şarkı söylemeyi de çok seviyorum. Özetle Zilli Perküsyon Topluluğu’nun benim için yeri çok ayrı. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda İnanma’nın sahibi Merve Ket ve düzenlemenizi üstlenen Ozan Sarıboğa ile yollarınız nasıl kesişti?

-Ben 10 yıldır özel bir okulda müzik öğretmenliği yapıyordum ve bu yıl işten ayrıldım, dedim ki “Herkes sahnede müzik yapıyor, ben de yapmalıyım!” Çünkü çok sahneye çıktım, çok çalıştım. Mikrofonun ve sahnenin tozunu çok yuttuğumu hatırlayınca özlediğimi hissettim; tabii ki öğretmenlik yapmak, öğrencilerimin olması çok özel bir duygu… Ancak öte yandan sahneyi ve sahne hayatını özleyince düşündüm; “Acaba hayallerimin peşinden gitmeli miyim?” Bir müzisyen arkadaşım bana bir gün bir arkadaşının çok güzel besteleri olduğundan bahsetti. Ben de dinlemek isteyince Merve’nin birkaç şarkısını dinletti ve ben de şarkılarının tam benlik olduğunu düşünerek onunla tanışmak istedim. O an içimden “Merve Ket’ten bir şarkı alırsam hayallerimin peşinden gideceğim!” dedim ve “İnanma” şarkısı, bilmiyorum ama o ilk dinlediğim zaman için çok ruhuma, kalbime dokundu ve beni çok farklı yerlere götürdü. Değişik bir duygu hissettim. Merve ile tanışınca onunla enerjimiz öyle güzel uydu ki! Çok güzel paylaşımlar yaptık birbirimizle. Dedik ki “Biz bu işi yapmalıyız!” ve yaptık. Gerçekten de çok güzel bir şarkı yapmış; kalemine, yüreğine sağlık Merve’nin… Ozan Sarıboğa’yı zaten önceden ablası Bahar Sarıboğa liseden sınıf arkadaşım olduğu için tanıyordum. O da bizim liseden mezun oldu ve ailecek çok iyi, profesyonel müzisyenler… Bu şarkı gündeme gelince şarkıyı zaten İstanbul’da hali hazırda başarılı çalışmalar yapmaya devam eden Ozan’a götürmeyi istedim. Ozan’a şarkıyı götürüp aranjesini yapmasını istediğimde ricamı hiç ikiletmedi ve ne dediysem yaptı. Çok güzel de bir iş çıktı. Merve’ye de Ozan’a da tekrar teşekkür ediyorum. 

Seyhan Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Seyhan Müzik ile yollarımı kesiştiren Merve Ket’tir. Merve’den şarkıyı aldıktan sonra şarkı bir geldi elimize, Ozan şarkıyı öyle güzel yapmış ki! Merve de bu şarkının piyasaya çıkması gerektiğini, sadece YouTube’da kalmamasını, herkesin dinlemesi gerektiğini söyledi. Ben de ne yapmamız gerektiğini sorduğumda Merve, Bülent Seyhan’ın çok değerli bir ağabeyi olduğunu ve onu arayıp şarkıyı dinleteceğini söyledi. Şarkıyı ona dinletti ve sonuç olarak bir gün Bülent Seyhan’ın ofisine gittik. Orada çok güzel bir enerji oluştu. Beni çok iyi karşıladılar, desteklediler. Daha sonra Bülent Seyhan’ın oğlu Utku Seyhan ile görüştük, derken azmimi ve kararlılığımı da görünce bana bu işte destek olacaklarını söylediler. Sağ olsunlar, her konuda destek oldular. Ben de Seyhan Müzik ailesinde olmaktan çok mutluyum. 

İnanma ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-İnanma ile ilgili çok güzel geri dönüşler aldım. Aslında Slow bir şarkı ve ilk çıkış olarak Slow bir şarkıyla çıkış yapmak bir riskti belki benim için, çünkü öte yandan yaz geliyordu… Biraz tedirgindim, ama şarkıya da inanmıştım… Ancak geri dönüşler çok güzel oldu. Yapılan yorumlar beni çok mutlu ediyor. Böylece tedirginliğim de ortadan kalktı. Umarım yine güzel geri dönüşler alırım. 

Bununla birlikte “İnanma”ya Ferhat Başer yönetiminde bir klip çektiniz. Kendisi ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Öncelikle benim her şeyimle özel olarak ilgilenen iletişim danışmanım Kurtuluş Buğday’a teşekkür etmek isterim. İlk görüştüğümüzde birbirimizden çok etkilendik, birlikte çok güzel şeyler yapabileceğimizi düşündük… İkimiz de birbirimize çok inandık. Klip çekimi söz konusu olunca Kurtuluş beni Ferhat Başer ile tanıştırdı. Kendisiyle bir toplantı yaptık. Bana nasıl bir klip istediğim sorulduğunda ise “Sade ama çok güzel çıktığım bir klip istiyorum, gerisini size bırakıyorum!” dedim. Gerçekten de benim önüme o kadar güzel bir klip sundular ki, “Tamamdır!” dedim. Ferhat Başer ve ekibiyle çalıştığım için de çok mutluyum. Klibin oluşum süreci kolay ve hızlı ilerledi. Kliple ilgili güzel geri dönüşler aldım. Herkes de klipte sade ve duru gözüktüğümü söyledi. Onun dışında benim ön planda olduğum güzel bir klip oldu. Çok mutluyum.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Kendi müziğimi, herkesin ruhuna ve kalbine hitap eden müzik olarak tanımlayabilirim. Çünkü, söylediğim şarkıların herkese bir yerden dokunmasını istiyorum. Bu şarkıyı söylerken içimden “Herkesin mutlaka kapanmayan bir yarası vardır ve ben kapanmayan yarası olan o insanlara dokunmak istiyorum!” dedim. Yaptığım müzikle herkese hitap eden ve herkesin dinleyebileceği bir müzik yapmak istiyorum. Şarkı söylemeyi, sahnede olmayı çok seviyorum ve umarım şarkılarımla herkese hitap edip, herkesin kalbine ve ruhuna dokunabilirim. 

İnanma’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tabii var… Seyhan Müzik ve iletişim danışmanım Kurtuluş Buğday ile pek çok projeyle ilgili görüşme halindeyiz. Çok güzel projelerimiz olacak. Bu arada Temmuz ayında yayınlanacak ikinci şarkım harika ve iddialı bir şarkı olacak. Bazen iddialı olmayı seviyorum. Çok güzel projelerde de yer alacağıma eminim. Beklemede kalın!

Duygu Güneş’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “İnanma”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.