Röportajlar

Yeni teklisi “Ayık Olmak İstemem”i dinleyicilerle buluşturan Nihan Belgin ile bir röportaj…

Nihan Belgin… Sanatın içinde halen var olan bir aileden yetişen Belgin, bu doğrultuda hem sinema hem de müzik ile iç içe geçen yolculuğunda hem yönetmenlik yapmaya hem de kendi film şirketi Kinema Film ile yeni tasarılara devam ediyor. Belgin’in hayatında bir süreden beri bu sanatsal dallardan birisi ayrı bir öne çıkıyor; müzik… Belgin, zaman içinde yazdığı-yazmaya devam ettiği şarkılarla kısa sürede teklileriyle alternatif müzik camiasında kendisine güzel bir yer edinmeyi başardı. Şimdi ise yeni teklisi “Ayık Olmak İstemem”i BBI Music Co. etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Belgin ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Zeus Çok Kızgın”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Müzikle çok küçük yaşlarda tanıştım. Hatta ilkokuldayken piyanist olmak istiyordum. O heyecanla okulda orkestraya girmiştim, kendimizce dinletiler yapıyorduk. Fakat ailemden kaynaklı olarak sinemanın/film yapmanın içine doğmuştum. Sinema zaten çok ilgimi çekiyordu ve profesyonel olarak önceliği o aldı. Böylece 20 yıllık bir sinema sektörü tecrübem oldu. Bu süreçte müzik benim için hep vardı. Pera Güzel Sanatlar’da klasik gitar eğitimi ve opera sanatçısı Yıldız Tunbul’dan şan eğitimi aldım. Sonraki yıllar ilk beste denemeleri ve çeşitli müzisyen arkadaşlarımla bir araya gelip nihayete erdiremediğimiz projelerle geçti. Bu sırada da “Zeus”un yalnızca verse kısımlarını yazmıştım. Yıllar sonra oturup şarkının nakaratını tamamladım ve artık müziğimi paylaşmanın zamanının geldiğini hissettim.

Öte yandan sanatın pek çok alanında var olan bir anne-baba (Biket İlhan & Metin Belgin) ile yetişmek size ilerleyen zamanlarda sanatın sinema ve çeşitli sanatsal çalışmalar içinde yer almanız bağlamında neler kattı?

-Sanatçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelince ister istemez hayatınızın büyük bir kısmı sanatla iç içe oluyor. Hem de çok gerçekçi bir biçimde. Demek istediğim bütün zorluklara ve süreçlere tanıklık ederek. Hatta üretilenlerin sonuçlarının hayatınıza yansımasıyla… Hal böyle olunca yıllar içinde sanat benim için bir yaşam şekline dönüştü. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Zeus Çok Kızgın”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Cihangir Aslan ve BBI Music Co. ile yollarınız nasıl kesişti? Zeus Çok Kızgın ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Bahsettiğim gibi belki 10 yıl kadar bir takım müzik projeleri denemelerim oldu. Ama hala devam ettiğim gibi yönetmenlik yapıyordum zaten. Sonuç vermeyen bütün bu denemelerin sonrasında yoluma solo devam edip müziği kendi adıma farklı bir platforma taşımaya karar verdim. “Zeus”un yıllar içinde birkaç farklı aranjesi oldu. İlk şarkım olduğu için yayınlamak benim için biraz zordu. Yeni bir prodüktör arayışındayken müzisyen dostum Deniz Bayrak imdadıma yetişti ve beni Cihangir’le bir araya getirdi. Şarkı bittikten sonra BBI Music’i keşfettim. Cihad Satıroğlu, Bir Baba İndie’den hep duyduğum bir isimdi. Cihad’la iletişime geçtim ve el sıkıştık. Nihayet içime sinen bir aranjeyle de ilk teklimi yayınlamış oldum. Geri dönüşler beni mutlu etti ve yeni şarkılar yazmaya başladım.

İkinci tekli “Jüpiter Fırtınası”nın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Yiğit Keven ile yollarınız nasıl kesişti? Jüpiter Fırtınası ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Jüpiter”i yaşadığım duygusal ilişkinin yansımalarından yola çıkarak pandemi zamanında yazmıştım. Yayınlama kararı alınca BBI beni Yiğit’le buluşturdu. “Jüpiter” yıllar içinde en sevilen şarkılarımdan oldu. Şarkının fanları var! (gülüyor)

Üçüncü tekliniz Keven düzenlemesi “Gece Oldu”nun oluşum süreci nasıl gelişti? Gece Oldu ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Gece Oldu”yu çalkantılı, depresif bir dönemimde yazmıştım. Bu duygular çoğu sanatçıda olduğu gibi beni de üretimlerimde tetikliyor. Yiğit’le hem güzel bir dostluk hem de iyi bir prodüktör-sanatçı ilişkisi kurduğumuz için tekrar bir araya geldik. Fakat maalesef şarkının yayını Maraş depremine denk geldi. Çok karanlık günlerdi… 

İlk üç teklinizi Hissin Uğultusu (Akustik) EP’sinde akustik olarak yorumlamaya nasıl karar verdiniz? Düzenlemeyi ve gitar icralarını üstlenen Cevdet Alanbay ile yollarınız nasıl kesişti? Akustik versiyonlar ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Cevdet’le tanışıklığımız çok eski. Bir dönem bahsettiğim müzik projelerinden birini denemek için kolları sıvamıştık ama olduramamıştık. Yıllar sonra bir araya gelince “Birlikte bir şeyler yapmalıyız!” dedik ve bu Akustik EP projesini gerçekleştirdik. Benim şarkıları tekrar gitarla çalmak çok keyifliydi. Şarkılarımın akustik versiyonlarını daha çok sevenler oldu.

Dördüncü tekliniz Keven ile ortak eseriniz “Kosmos”un oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Anıl Ulusoy ile yollarınız nasıl kesişti? Kozmos ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kozmos için aslında Yiğit’le yola çıktık ve bu sefer şarkıyı birlikte yazma fikri gelişti. Benim için de farklı bir deneyimdi. Fakat sonrasında sağlık sorunları sebebiyle Yiğit’le şarkıyı finale erdiremedik. Böylece Yiğit’in söz ve müziğe katkısı oldu. O sıralar Cihad beni Anıl’la tanıştırmıştı. Ben de onunla şarkının demosunu paylaştım ve prodüktör olarak Anıl’la ilk kez çalışmış oldum. Kozmos için iyi geri dönüşler aldım.

Yeni tekliniz Ulusoy düzenlemesi “Ayık Olmak İstemem”in oluşum süreci nasıl gelişti? Ayık Olmak İstemem ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Kozmos’taki çalışmamız gayet keyifli olduğundan yeni şarkıda da Anıl’la çalışmak istedim. İlk şarkıyı atlattığımız için beni çok daha iyi tanıyordu. O yüzden istediğim soundu oluştururken baya zevkli bir süreç geçirdik. Ayık Olmak İstemem Spotify’ın New Music Friday playlistine girerek, bugüne kadar en hızlı çıkış yapan şarkım oldu. Tepkiler de harika açıkçası.

Ayık Olmak İstemem’in klibinin oluşum süreci nasıl gelişti? Klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Ayık Olmak İstemem’in klip fikri de yine şarkıyı yazma sürecinde yavaş yavaş oluşmuştu. Rüya ve gerçeklik arasında sade bir görsel dünya hayal ettim. Daha çok yakın planlar kullanarak seyirciyi kendi evrenime yakınlaştırmak istedim. Kliple ilgili çok iyi yorumlar aldım, almaya da devam ediyorum…

Bununla birlikte tüm teklilerinizin kliplerini de yönettiniz. Bu bağlamda kendi şarkınızın klibini yönetmek size yapmak istedikleriniz anlamında özgür bir alan sağlıyor mu? Öte yandan bu kliplerin genel oluşum süreçleri nasıl gelişti ve en çok hangi klibiniz-klipleriniz ile ilgili geri dönüşler aldınız?

-Elbette benim için şartlar dahilinde özgür bir alan. Çoğu zaman şarkıyı henüz yazarken klip fikri de kafamda oluşmaya başlıyor. “Zeus” ilk şarkım olmasına rağmen yönetmen refleksiyle en prodüksiyonlu klibimi çektim ve baktığımızda en çok izlenen klibim olmuş. Lansmanda da kliple ilgili çok iyi tepkiler almıştım. Fakat sonrasında kliplerimi hep daha küçük ekiplerle yapmak durumunda kaldım. Açıkçası gerçekten çok yorucu bir süreç oluyor. Neyse ki sonunda ortaya çıkan işin tatmini yorgunluğu alıp götürüyor…  

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Keskin bir tanım yapmak kolay değil. Tercih ettiğim bir şey de değil. Bir yandan dinlediğim tarzlara yenilerini eklemeyi sevdiğim için haliyle benim müziğim de bir devinim içinde. İlla bir tanım yapacaksak synth pop, synthwave ve dreampop arasında geziniyor diyebiliriz.

Ayık Olmak İstemem’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Şu an Erkin Koray’la özdeşleşen “Çöpçüler” şarkısının coverı üzerine çalışıyorum. Ayrıca bitirmek üzere olduğum yeni şarkılar da sırada…

Nihan Belgin’e bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Ayık Olmak İstemem”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.