Dilayda… Son dönemin dikkat çeken başarılı Kadın MC’lerinden biri olan Dilayda, solo ve düet tekli çalışmalarına devam ederken, en son Dinç Müzik etiketiyle “Paranoia”yı dinleyicilerle buluşturdu. Hollanda’da yaşayan ve İngilizce öğretmenliğine devam eden Dilayda (Dilayda Göktaş) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Zalim’e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Müzikal bir ailede büyüdüm, babam da müzisyendi ve bu etrafımda her zaman müziğin var olmasına sebep oldu. Gitar, davul ve piyano gibi enstrümanları çalmayı kendi kendime öğrendim küçük yaştan itibaren. İki yıldır profesyonel düzeyde müzikle ilgileniyorum, bana mutluluk ve huzur getiriyor. Müziğimle uğraşırken farklı bir boyuttaymışım gibi hissediyorum.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda Zalim’in oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyonu üstlenen Artibeats ile yollarınız nasıl kesişti? Zalim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Üniversitede okumak bana çok stres veriyordu, bu yüzden hobimi bu şekilde yapmaya başladım, yani müzik yapmak. Artibeats’i Instagram sayesinde tanıdım, İsviçreli bir aranjör, beatleri hemen dikkatimi çekti. Zalim’in hala kalbimde özel bir yeri var, duygularımı ifade edebildiğim ilk şarkım.

İkinci tekliniz “Sen Benim Olsan” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Vebgosa ile yollarınız nasıl kesişti? Fully Charged Music Company ile yollarınız nasıl kesişti? Sen Benim Olsan ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Vebgosa’yı bir müzik derneği aracılığıyla tanıdıktan sonra aslında “Sen Benim Olsan” var oldu. onun plak şirketiydi Fully Charged… Aksi takdirde onlarla pek bir şey yaşamadım. Bu şarkıyı yazmak ve kaydetmek nispeten hızlı bir şekilde geçti, gerçekten doğal olarak gelmiş gibi hissettim, sanki hayırlısı böyleymiş gibi. “Sen Benim Olsan”, Hollanda’da kısa sürede popüler oldu, çünkü güzel bir yaz şarkısıydı, müziğimi dinleyenlerin “Sen Benim Olsan”ı çok beğendiğini daha halen sık sık duyarım.

Üçüncü tekliniz yine Vebgosa ile “İstemem” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? İstemem ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Öfkemi ifade edebildiğim ilk şarkım “İstemem”… İnsanların başkalarına umursamamalarını gerektiğini göstermek istediğim bir şarkı. Bu şarkı da iyi karşılandı, özellikle çalışmaya başladığım diğer sanatçılar tarafından. İnşallah bunun iki büyük Hollandalı/Türk sanatçılarla bir remixi gerçekleşir.

Dördüncü tekliniz Vebgosa ve Erdem ile “Barışamıyor” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Erdem ile yollarınız nasıl kesişti? Barışamıyor ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Barışamıyor” tek seferlik bir işbirliği olarak çıktı. gurur duyduğum ilk R&B parçam. Bu müzik türü aslında benim en sevdiğim tür. İnşallah R&B yönünde benden daha çok şey duyacaksınız. Birçok insan bunun gerçekten güzel bir aşk şarkısı olduğunu düşünüyor. İnsanlara sevgi duygusu verebildiğime sevindim.

Beşinci tekliniz Cbeey ile (Vebgosa düzenlemesiyle) “Yar” oldu. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Dinç Müzik Yapım ile yollarınız nasıl kesişti? Yar ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Cbeey’i iyi arkadaşlarım sayesinde tanıdım ve o da benim iyi bir arkadaşım oldu. Cbeey çok yetenekli, kendisine çok büyük başarılar diliyorum. Özellikle azınlıkta olduğumuz için müzik sektöründe kadınların birbirine destek olması gerektiğine her zaman inanmışımdır. Bu yüzden müzikte kadınların özgürleşmesinden yanayım ve şarkılarımda kadın birliğini de ortaya çıkarmak istiyorum.

En son, “Paranoia”yı yayınladınız. Teklinin oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen GNİ ile yollarınız nasıl kesişti?
-Daha önce de belirttiğim gibi müziğimde daha fazla “WOMEN POWER” ortaya çıkarmak istedim, ayrıca türkiye’de bu gerçekten gerekli olduğu için, kadınların benim gözümde daha fazla gücü olmalı gerektir.. Paranoia böyle ortaya çıktı. en çok gurur duyduğum şarkıdır. GNI, son iki yılda mükemmel bir rol model ve iyi bir arkadaşım oldu. Kendisi çok başarılıdır ve çalışma şekli ve dikkatciliği ile gerçek bir rol modeldir. Gerçekten örnek olarak alabileceğin biri. Onunla böyle güzel bir şarkı yapabildiğim için çok mutluyum ve onunla daha fazlasını yapmayı umuyorum. Çünkü benim gözümde müzik bir duygudur, özellikle birlikte çalıştığım kişiyle iyi bir duyguya sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Müzik dokunabileceğin bir şey değil, bir his, ve bu yüzden benim gözümde çok kırılgan olan bir şey.
Paranoia ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Paranoia” söz konusu olduğunda, çevremdeki insanlardan sadece olumlu tepkiler aldım. Müzik videosunun çok otoriter ve çok profesyonel göründüğünü düşündüler ki bu benim için çok önemli. Tabii birkaç olumsuz yorum da oldu ama Türkiye’de yeni olduğu için, şarkı söyleme şeklim ve klibin içindeki halim, bunu bekliyordum zaten. Yeni, her zaman korkutucudur. Ama umarım Türk toplumunda böyle kraliçelerle karşılaşmalarını daha fazla normalleştirmek istiyorum.

Paranoia’nın klibini yöneten Magnifique Productions ekibiyle yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Magnifique Productions ile de (Rohit, Kameraman) Instagram sayesinde tanıştım. işbirliği hemen iyi bi şekilde ilerleşti ve Rohit beni tamamen anladı. Video klibin fikirlerin hepsi tamamen benden çıktı, arkadaşlarımla aslında şakalaşırken düşündüğümüz fikirlerdi, ama aslında çok güzel olabildiğini çabık anladık, tam da aklımdaki gibi oldu ve buna çok sevindim. Bunu Rohit olmasaydı, gerçekten yapmazdım. Onun düzenlemeleri ve çekimleri, müzik videosunu bu hale getiren şeydir.

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Müziğim kendimden bir yansıma ve umarım hep öyle kalacaktır. Şeffaflığın önemli olduğunu düşünüyorum ve her zaman kendim olarak kalmayı umuyorum. Umarım insanlar beni ben olduğum için görür ve beni ben olduğum için sever. Hip-hop ve pop, ayrıca R&B ve diğer yönlerde daha fazla yapmayı umuyorum. Her türlü müziği severim, Spotify’daki playlistimin nasıl rock’tan klasik müziğe sıçrayabildiği gibi, kendimide farklı şekillerde ifade etmeyi de umuyorum. Sözlerime gelince, kendimi Türkçede geliştirmeyi umuyorum ama daha sonra benden İngilizce veya Hollandaca sözlerle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın! Her dil benim için farklı hisleri ifade eder, hepsinide kullanmak isterim müziğimde.

Paranoia’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Şu anda slow pop, aynı zamanda R&B ve hatta biraz rap yönünde farklı parçalar yazmak için farklı aranjörlerle çalışıyorum. Ben de gelecek parçalarımla çok mutluyum ve dinleyicilerimin de benim kadar heyecanlanacağını umuyorum. Beni destekleyen herkese özellikle çok teşekkür etmek istiyorum. Herkesi görüyorum ve duyuyorum ve etrafımda bu kadar pozitiflik olduğu için inanın çok mutluyum. umarım yeterince sabırlısınızdır ve daha fazlası için hazırsınızdır. Herkesi çok seviyorum.
Dilayda’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Paranoia”yı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle