Buse Karabay… İçindeki müzik tutkusuyla önce YouTube kanalındaki yorumlarını takip eden süreçte kendi alternatif tınılı çalışmalarını yapmaya başlayan Karabay, bu alanda özellikle BackToTheSound Music Festival’21’deki sahne performansıyla da pek çok dinleyici tarafından tanındı. En son “Uzaktayım”ı dinleyicilerle buluşturan Karabay ile Bi’Kuble için; müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Tanıttın Kendini, Dağıttın Zihnimi”ye kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda YouTube kanalınızda yorumladığınız şarkılardan kendi bestelerinize geçiş nasıl gelişti?
-Müziği ifade biçimi olarak görmeye üniversitede başladım. Anlatmak istediğim şeyler, duyulmak istediğim konular vardı ve müzik, kelimeleri çok akıcı bir şekilde dışarı vurabileceğim bir alandı. Başka sanatçıların şarkılarını akustik gitarımla cover’ladım bir süre, sonra kendimi daha iyi ifade edebilmek için yazmaya başladım. Akustik üretim sürecim 1-2 sene sürdü. Sonrasında Ableton’la müziğin dijital formunu keşfetmeye başladım. Akustik yazdığım şarkıları acaba prodüksiyonla nasıl dönüştürebilirim diye düşünürken, “Kaçalım” adlı şarkımın akorlarıyla Ableton’da uğraşmaya başladım. Sonra içime sinmedi ve yeni söz yazmaya karar verdim yaptığım altyapıya. “Tanıttın Kendini, Dağıttın Zihnimi” bu şekilde ortaya çıktı.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve “Tanıttın Kendini, Dağıttın Zihnimi”nin oluşumu nasıl gelişti? Tanıttın Kendini, Dağıttın Zihnimi ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-TKDZ’yi yazdıktan sonra arkadaşlarıma attım. Güzel tepkiler alınca, bu şarkıyı hiçbir yere bağlı olmadan ya da hiçbir kurala tam olarak uymadan nasıl yayınlayabilirim diye araştırmaya başladım. Gelişime değer veriyorum, ve tükettiğim sanatçıların nereden nereye geldiği bana hep ilham veriyor. Bu yüzden acemiliğimin de ortada olmasını istiyorum ki geçilen yollar görülebilir olsun. Herkesin yolu farklı ve herkesin yolu güzel, ben bu şarkıyı bu düşünceyle tekli olarak yayınlamaya karar verdim.
İkinci çalışmanız ise bir EP “RNX” oldu. EP’nin oluşumu nasıl gelişti? EP ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Tanıttın Kendini, Dağıttın Zihnimi” çıktıktan sonra inanılmaz büyük bir boşluğa düştüm ve hiçbir üretimim yeterli gelmemeye başladı. Bu zamana kadar biriktirdiğim akustik şarkılarımı bir şekilde yayınlamak istiyordum ama parçaları prodüksiyona döktüğümde duygu kayboluyordu, doğru formu tasarlamayı biraz ilerleyen zamanlara bıraktım ve şarkıları oldukları şekliyle yayınlama kararı aldım. Üretime devam etmek istiyordum ve geçmiş şarkılar elimden çıkmadan bunu yapamayacağıma inanmıştım. RNX de öyle bir dönemin ürünü. Aldığım tepkiler beklediğimden çok iyiydi, çünkü ben şarkıları sevsem de onları bu yayınladığım formun bir dinleyiciye benim yapmak istediğim müzik türünü iyi yansıttığını düşünmüyorum. Daha önce de dediğim gibi, gelişimimin gözlenebilir olması çok kıymetli benim için ve bu amaca hizmet eden bir EP olduğunu düşünüyorum.
En son “Uzaktayım”ı dinleyicilerle buluşturdunuz. “Uzaktayım”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda yapımı üstlenen Bragi Productions ile yollarınız nasıl kesişti?
-“Uzaktayım” RNX’i yayına verdikten 3-4 gün sonra ortaya çıkan bir şarkı. Gerçekten ferahladığımı hissediyordum, ve çözmem gereken konular 5 sene önce yazdığım başka insanların etrafında dönen hikayelerden çok başkalaşmıştı. Bunu yansıtmaya ihtiyacım vardı ve “Uzaktayım” tam zamanında geldi. İlk yazıldığı günden itibaren yeri başkaydı, hem benim için hem hayatımdaki insanlar için. RNX’ten sonra elimde şarkılar birikmeye başladı yine, ve bunlarla ne yapsam diye düşünüyorken Burçin Turna’dan danışmanlık almaya karar verdim. Sonra şarkıları paylaşınca Bragi Productions’la çalışmaya başladık. Yaptıkları iş çok kıymetli ve köklerinden büyüdükleri bir dönemde yollarımız kesiştiği için çok şanslı hissediyorum.
Uzaktayım ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-Uzaktayım’la beraber ilk defa yeni bir kitleye ulaşabildiğimi hissediyorum. Beni tanımayan insanlardan geri dönüşler, yorumlar almaya destek görmeye başladım. Beni çok sevindiriyor bu durum.
Bununla birlikte bütün düzenlemelerinizi kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum, müziğinizde yapmak istedikleriniz açısından size özgür bir alan sağlıyor mu?
-Kesinlikle. Özgür ve öğrenebildiğim, evrilebildiğim bir alan sağlıyor. Sınırlarımı zorlamama olanak yaratıyor.
Öte yandan BackToTheSound Music Festival’21’e katılma süreciniz nasıl gelişti? Buradaki performansınız ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız, ayrıca burada yer almak sizin için nasıl bir deneyim oldu?
-İşine de kendisine de çok saygı duyduğum müzisyen arkadaşım Nilgün Özer, BackToTheSound Festival’in line-up’ı hazırlanırken beni öneriyor, böylece sevgili Özgür ve Gamze’yle yollarımız kesişiyor. Ben üretime çok odaklandığım için performansı hesaba hiç katmamıştım o zamana kadar ama 1 ayım vardı, şarkılarım akustikti zaten bu yüzden olduğum yeri görmek için harika bir fırsattı. Hayalimdeki akustik sahneyi sunduğumu düşünüyorum, yine de ilerleyen dönemlerde sahnemin biraz başkalaşmasını bekleyebiliriz. Deneyim inanılmazdı; Cennet Bahçesi harikaydı, dinleyicilerle çok rahat bağ kurabildik, ekip çok sıcaktı. Çok sevdiğim insanlar yanımdalardı. İşlerine hayran olduğum insanlarla aynı sahneyi paylaştım. Olağanüstüydü tam anlamıyla.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Evrilmesini bu kadar istediğim bir şeyi, bir tanıma sığdırmak istemiyorum sanırım.
Uzaktayım’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Evet! Kendi çizgimi sürdürmek ve ilerletmek için çalışıyorum şu anda.
Daha yakın gelecekte ise prodüktör arkadaşım Oğulcan’la kurduğumuz grup “From Dust”ın şarkılarını dinleyeceğiz. İngilizce ağırlıklı şarkılarımız bambaşka genre’lara dokunuyor, gelecek tepkiler için çok heyecanlıyım.
Buse Karabay’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Uzaktayım”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle