Röportajlar

Bağımsız Sahne #88: Yeni teklisi “değişemedim”i dinleyicilerle buluşturan zehrenar ile bir röportaj…

Bağımsız Sahne köşesinin seksen sekizinci konuğu, çocukluğundan beri aldığı müzik eğitimlerini zamanla kendi şarkılarını oluşturma yolunda ilerleten zehrenar, akustik tınılı ilk teklisi “Düşerim Oyununa” ile dikkat çekmişken yeni teklisi “değişemedim”i dinleyicilerle buluşturan zehrenar oldu. zehrenar (Zehrenar Şenova) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Düşerim Oyununa’ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Düşerim Oyununa’dan önce yaklaşık 12 yıl piyano, solfej ve şan eğitimi aldım. Ama şarkımda ukulele kullanıyorum. Ukuleleyi de bir sene önce kendi kendime öğrenerek geliştirdim ve şu an şarkı yapabilecek kadar iyi çalabiliyorum.

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda “Düşerim Oyununa”nın oluşum süreci nasıl gelişti?

-Aslında şarkı yapmak benim küçüklüğümden beri hayalimdi ama bir türlü nasıl yapılır nasıl olur bilmiyordum ve bu yüzden çok yanaşmıyordum. Daha sonra bir arkadaşımın arkadaşının şarkısına denk geldim ve dedim ki “Ben bundan daha iyisini yaparım!” Bir nevi iddia gibi bir şey üstüne yapmaya karar verdim. İddianın üstünden anca bir yıl geçtikten sonra yapabildim gerçi orası ayrı.

Düşerim Oyununa ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Ben bu şarkıyı ilk en yakın arkadaşıma çaldım ve gerçekten bayıldı. Aslında beni bu kadar motive eden şey de onun gözlerindeki heyecanı ve gururu görmekti. Yayınladıktan sonra da tanıdığım veya tanımadığım herkesten gerçekten çok çok güzel geri dönüşler aldım. İnsanlar benim müzikle uğraştığımı bilmiyordu aslında ve o yüzden de çoğu kişiyi epey bir şaşırttım. Bu da ayrı bir tat verdi bana.

En son “değişemedim”i dinleyicilerle buluşturdunuz. “değişemedim”in oluşum süreci nasıl gelişti? 

-değişemedim’i birazcık depresif bir dönemimde yazdım. İnsanların sürekli beni eleştirdiği; istediğim desteği göremediğim, biraz yalnız hissettiğim bir dönemde karaladım. Şarkı ilk bakışta kendime yazmışım gibi dursa da aslında ben bu şarkıyı herkesin ağzından yazdım. Hepimizin çoğu zaman değişemedim’deki gibi hissettiğini ama bunu dile getiremediğini düşünüyorum. O yüzden başta bana da kişiselmiş ve özelimi paylaşıyormuş hissi verip tedirgin ettiyse de sonucunda bunun şahsi değil, herkesin sesi olduğuna karar vererek, kötü hissetmenin, değişmenin veya değişememenin çok normal olduğunu haykırmak istedim.

değişemedim ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-değişemedim bence Düşerim Oyununa’dan daha duygusal, derin yaralara hitap eden bir şarkı. Fark ettim ki benim yazarken hissettiklerimi herkes hissediyor. Biz bu karanlığa gömüldükçe sesimiz daha da boğuklaşıyor. değişemedim’de herkesin sesi oldum ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirdim bence. Ağlayanlar olmuş, bizi bu hale getirenlere sinirlenenler olmuş, aşırı kendiyle bağdaştıranlar olmuş. O yüzden değişemedim’in geri dönüşleri benim için çok özeldi.

Bununla birlikte müziğinizi hem kendiniz düzenleyip gitarınızla çalıp kaydediyor hem de bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturuyorsunuz. Müziğinizi düzenlemek ve ayrıca bağımsız olarak dinleyicilerle buluşturmak size yapmak istedikleriniz anlamında özgür bir alan sağlıyor mu?

-Müziğin vokaliyle, arka planıyla, enstrümanıyla, kapağıyla, sözüyle, notalarıyla her her şeyiyle tek başıma ilgilenmek çok çok yorucu öncelikle. Gerçekten bir şarkıyı oluşturup “Bu olmuş ya!” demem en az iki üç ayımı alıyor. Bu süreçte de hem fiziksel hem psikolojik olarak aşırı yoruluyorum. Ama bir yandan da tek başıma bu kadar işi halledip dönüp baktığımla kendimle duyduğum gurur paha biçilemez. Bence benim işimi eşsiz kılan da bu. Önemli olanın pahalı araçlar, tanıdık kişiler olmadığını gösterdiğimi düşünüyorum. Yalnız çalışmak ayrıca bana çok büyük özgürlük de sağlıyor. İşimi tek beğendirmem gereken kişi benim ki benim kendi işimi beğenmem çok çok zordur. Birilerine bağlı kalmadan, birileri için değişmeden özgün bir şekilde kendimi müziğime akıtabilmek eşsiz bir duygu benim için. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Müziği yapan kişi olarak yaptığım müziği tanımlamak benim için çok zor. Ben sadece kendimi, hissettiklerimi ve gördüklerimi yazıyorum. Şu ana kadar akustik gittim, daha slow gittim. Ama tarzımın tam olarak bu olduğunu söyleyemem çünkü ileride yapacağım tarzın bu olmadığını çok iyi biliyorum. Ama şu anlık diyebilirim ki daha bir süre bu tarz gidecek en azından kendimi geliştirene kadar.

değişemedim’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Yeni projeler kafamda var, biriktirdiğim ve yapılmayı bekleyen şarkılar var. Daha çok plan var yeterli zaman yok demek beni üzse de öyle maalesef. Çok büyük bir emek ve zaman isteyen bir iş müzik. O yüzden yavaş yavaş, içime sine sine yapıyorum. Yaza doğru yeni tekliler gelmeye devam edecek ama daha büyük işler için daha zamana ihtiyacım var gibi duruyor şimdilik.

zehrenar’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “değişemedim”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.