Röportajlar

İlk albümü ‘Aşkı Iskalarsan Kendini Vurursun’u dinleyicilerle buluşturan Ömer Salman ile bir röportaj…

Müziğin eğitiminden gelen bir isim Ömer Salman. Geçtiğimiz haftalarda ilk albümü ‘Aşkı Iskalarsan Kendini Vurursun‘u Pervasız Müzik Yapım etiketiyle dijital platformlarda dinleyiciyle buluşturdu. Salman ile Bi’Kuble için müzik yolculuğunu, albümünü ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

 

Öncelikle albüme kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bununla birlikte Müjdat Gezen Sanat Merkezi Türk Halk Müziği bölümüne girmeye nasıl karar verdiniz ve eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-Çocuk oyunu müzikleri yaptım, çeşitli korolarda korist olarak yer aldım, müzisyen arkadaşlarımla grup kurup çeşitli mekanlarda sahne aldım, değerli dostum Cem Özkan’la beraber dizi müziği projelerinde çalışma şansı yakaladım.

Müjdat Gezen Sanat Merkezi Türk Halk Müziği bölümüne 1999 yılında burslu olarak girmeye hak kazandım. Türküleri çok seviyorum, ülkemizin kültür mozaiğini, gelenek ve göreneklerini her daim ayakta tutan mihenk taşları olarak görüyorum ve türküleri her zaman layıkıyla yaşatacak nesillerin daima var olacağına inanıyorum. THM bölümünü tercih etmemin sebebi; benim de bu uğurda bir nebze de olsa “kendime ne katabilirim” in keşif serüvenini başlatma isteğiydi diyebilirim. Türkiye’nin çok kıymetli THM duayenlerinden Seha Okuş ve Adnan Ataman’ın yanı sıra daha nice kıymetli öğretmenlerimizin eğitmenlik yaptıkları okulumuzda dört yıl süresince kendilerinden teknik eğitim almanın yanı sıra; emeğin, bizi biz yapan değerlere sahip çıkmanın ve paylaşmanın ne olduğunu, bunlar gibi daha nice manevi unsuru hayatıma katma ve yaşantımda harmanlama şansını yakaladım. Rahmetli Adnan Ataman hocamın ruhu şad olsun, Seha Okuş hocama da daha nice yıllar elinin üzerimizde olacağı nice sağlıklı huzurlu yıllar diliyorum. Halen daha kendisiyle görüşür, yaptığım çalışmaları kendisine dinletir ve telkinlerini, tavsiyelerini alırım.

Okulum bana bir anahtar hediye etti, sol anahtarı! Ne vakit sol yanım ağrısa o anahtarla gönlümün kapısını müziğe açtım, yaşamdan öğrendiklerimi kaleme döküp, ardından okulumdan aldığım müzik bilgisiyle harmanlayarak besteye dönüştürdüm. Benim her daim müzikle kalmama vesile oldu. Bu imkanı sağlayan tüm kıymetli öğretmenlerimize sevgi, saygı ve şükranlarımla…

 

Albümün oluşum süreci nasıl gelişti? Bu bağlamda Pervasız Yapım / İlker Ayrık ile yollarınız nasıl kesişti?

 -Öncelikle ikinci sorunuzu yanıtlamak isterim; İlker Ayrık’la yollarımız, her ikimizin de Balıkesir’de aynı mahallede evlerimizin olduğu o sokakta çok uzun yıllar evvel kesişti diyebilirim. Henüz çocukluk yıllarımızda aynı sokaklarda top koşturduğum, konservatuar sınavlarına aynı anda girip, okulu beraber kazandığım, aynı odayı paylaştığım, aslında çok uzun yıllardan bu yana hayatı paylaştığım kadim dostum yol arkadaşımdır. Türkiye’nin yetiştirdiği çok kıymetli oyunculardan biri olan sevgili İlker, aynı zamanda bu albümün Pervasız Müzik etiketiyle oluşturulup yayınlanmasına da öncülük eden isimdir.

Albümü kıymetli prodüktörüm Haluk Kurosman ve değerli dostum Tuna Velibaşoğlu ile yaklaşık bir yıl kadar süren çalışmalar sonucunda tamamladık. Öncelikle 50-60 eser arasından şarkıları zorlu bir eleme sürecinden geçirerek dokuza indirdik ve ardından trafik belirlemeleri, canlı enstrüman kayıtlarının ardından nihayetinde vokal kayıtları başladı. Tüm kayıtlar tamamlandıktan sonra prodüktörüm Haluk Kurosman tarafından eserlerin mix süreci gerçekleştirildi ve son aşama olan mastering aşaması için; Steve Fallonz & Sterling Sound’a şarkılar gönderilerek orada yapılan son dokunuşların ardından albüm yayına hazır hale gelmiş oldu.

Düzenlemenizi yapan Haluk Kurosman ile çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Haluk Kurosman’ı daha önceden yapmış olduğu işlerden dolayı biliyordum, henüz tanışmamıştık fakat yaptığı başarılı projelerle diğer müzik severler ve müzisyenler gibi benim de dikkatimi çeken bir isimdi. Aynı zamanda 2003 yılında Gece Yolcuları’nın “Neden” isimli albümlerinin 3. video klip çalışması olan sözü ve müziği bana ait olan “Zaman Geçse de” isimli eserin aranjesini de kendisi yapmış ve bu aranjesiyle de, albümün geneliyle de bende çok olumlu bir etki bırakmıştır. Tüm bunların dışında ve belki de en önemli unsur ise; kendisinin geçmişte çalışmış olduğu kişi ya da grupların özellikle ilk stüdyo çalışmalarında o albümlere yapmış olduğu dokunuşlarla o ilk işlerin ulaşmış olduğu başarılar diyebilirim. Örnek; Emre Aydın, Gripin, Kolpa, Manga, bu önemli isimlere yapmış olduğu çalışmalarla kazandırdığı sound benim de henüz ilk stüdyo çalışmasını yapan biri olarak kendisini tercih etmemdeki en önemli unsur oldu diyebilirim.

Albüm ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Gerek dinleyenler, gerek müzisyen dostlarım, gerekse kendi sosyal çevremden çok olumlu, motive edici, gururlandırıcı geri dönüşler alıyorum. Sosyal medya üzerinden çok yoğun ve mutlu eden yorumlar alıyorum. Dilerim artarak, büyüyerek devam eder ve yolculuğumuz daim olur.

 

Albümünüz sadece dijital olarak yayınlandı. CD olarak çıkarılması düşünülüyor mu?

-Malum, sektörün tamamen dijitale dönmüş olması sebebiyle CD satışları artık eskisi yapılamıyor ve tercih edilemiyor. Fakat ben doksanları, o bir birinden güzel albümlerle içi dolu dolu sözlerle müziklerle yapılmış şarkıların olduğu yılları yaşamış biri olarak, bir albüme manevi olarak dokunmanın yanı sıra fiziki olarak da dokunabilmenin nasıl keyif verdiğini iyi bilirim. Benzinlikten alınan bir CD ile yolculuğa devam etmenin keyfini bilen ve bu tarz dokunuşları, dokunulabilir bir hatırayı arşivde saklamayı sevenler için sınırlı sayıda da olsa albüm cd olarak da dijital yayınla beraber raflarda yerini aldı.

 

İlk klibinizin oluşum süreci nasıl gelişti? Nasıl geri dönüşler aldı?

Klibimiz İlker Ayrık yönetmenliğinde Baba Sahne’de yaklaşık 50 kişilik bir ekiple ve bir güne yakın süren çekimler sonrasında tamamlandı. Öncelikle Türkiye’nin kıymetli oyuncularından abi kavramının altını her anlamda dolduran değerli  Şevket Çoruh abime, ardından gerek albüme öncülük etmesi, gerekse klibimizin yönetmenliğini üstlenerek başarılı bir işe imza atan değerli dostum İlker Ayrık’a,  yarattığı kostümle o kıymetli imzasını bu projeye de atan ve değer katan Hatice Gökçe hanımefendiye, gerek klip, gerek fotoğraf çekimi ve diğer tüm mecralarda kullanılmak üzere bana yol gösteren kıyafetlerimi seçen çok kıymetli stil danışmanım Banu Ergenekon’a, tüm set ekibine ve baştan sona emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Çok iyi geri dönüşler almama vesile oldular; sağ olsunlar var olsunlar.

 

Albümden sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

Elimde çokça birikmiş başka eserlerim var, bunun dışında hiç dokunulmamış çeşitli cover fikirlerim var, tüm bunlarla beraber zaman içerisinde yapmayı dilediğim yeni eserleri sırasıyla yayınlamayı çok isterim. Bunların dışında ayrıca altı sanat müziği altı tane de halk müziğinden oluşan 12 eserlik bir albüm yapabilmeyi diliyorum.

 Ömer Salman’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. ‘Aşkı Iskalarsan Kendini Vurursun’ albümünü tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.