Nisan’ın son günlerinde dinleyicilerle buluşan ilk teklilerden birisi de, lisans eğitimi olarak Bilişim Sistemleri Mühendisliği alanında ilerlese de içindeki müzik aşkını taze tutarak kendi bestelerini yapıp akustik konserler veren, çeşitli korolarda korist olarak yer alırken koro şefliği deneyimi de yaşayan ve öte yandan kurduğu müzik gruplarıyla da tanınan Baran İmamoğlu’nun Avrupa Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşan alternatif rock tınılı kendi eseri ilk teklisi “Açsın Yapraklarım” oldu. İmamoğlu ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.
Öncelikle “Açsın Yapraklarım”a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?
-Hayatımda “İyi ki yapmışım!” diyebileceğim sayısız şeyler yaptım. Büyük bir müzikal süreç içerisinde sayısız tecrübe ve güzel dostluklar kazandım. Küçüklüğümden beri müzikle ilgilenmekte ve beste yapmaktayım. Ortaokul çağlarında gitar çalmaya başlayarak müzikal kariyerimi bir adım öne taşıdım ve ilerleyen zamanlarda piyano da hayatıma girmiş oldu. Birçok rock grubunda vokalist ve gitarist olarak çeşitli yerlerde sayısız sahneler aldım. 2011-2013 yılları arasında çok değerli İstanbul Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı Niyazi Ölmez’in kurduğu ve sanat yönetmenliğini yaptığı Sesler Hazinesi Gelişim Orkestra ve Korosu’nda solist ve korist olarak yer aldım. Bu toplulukla beraber özellikle Yeşilçam filmlerindeki besteleriyle tanıdığımız rahmetli besteci Attila Özdemiroğlu, opera sanatçısı Hakan Aysev, caz gitar virtüözü ve besteci Neşet Ruacan, Türk Sanat Müziği’nin çok değerli bestecilerinden Alaeddin Yavaşça ve ismini sayamadığım daha birçok sanatçıyla sahne alarak aralarında bir çocuk opereti dahil olmak üzere sayısız sahnelere imza attım. Bu topluluğun içerisinde başta Niyazi Hocam olmak üzere tüm hocalarım ve arkadaşlarım bana müzikal anlamda çok şey kattılar. Onlarla beraber çalıştığım için çok mutluyum. 2016 yılında Masis Aram Gözbek’in sanat yönetmenliğini ve şefliğini yaptığı Boğaziçi Caz Korosu’na katılarak yurtdışı ve yurtiçinde birçok şehirde aralarında ünlü sanatçıların da olduğu sayısız konserlerde yer aldım. Birçok farklı dilde bestelenen 32 parçalık koro repertuvarımızla Avrupa’ya giderek Belçika Neerpelt’de düzenlenen 64. Avrupa Genç Müzisyenler Festivali’nde 23 Avrupa ülkesi arasında Türkiye’yi temsil edip iki kategoride üstün başarı ünvanıyla birincilik ödülü kazandık. Hemen ardından İsviçre Basel’de düzenlenen 10. Avrupa Gençlik Koroları Festivali’ne katılarak birçok yerde konser verdik ve en prestijli korolar arasında yer aldık. 2018-2019-2021 yıllarında Boğaziçi Caz Korosu ailesine bağlı Magma Filarmoni Korosu’nda yer alarak Mor ve Ötesi, Avrasya Filarmoni Orkestrası ile beraber birçok kez “Mor ve Ötesi Senfonik” projelerinde yer aldım. 2016-2018 yılları arasında ise Doğuş Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nun sanat yönetmenliği ve şefliğini üstlenerek birçok mekanda koro şefi olarak sahne aldım. Bu topluluklarda yer alırken bir yandan “Baran İmamoğlu – Akustik” adı altında solo akustik projelerime devam ettim. Şu anda ise müzikal kariyerime tek başıma devam etmekteyim.
Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Açsın Yapraklarım”ın oluşum süreci nasıl gelişti? Düzenlemenizi üstlenen Mert Yücel ile yollarınız nasıl kesişti?
-Yıllardır kenarda köşede duran çeşitli temalarda bestelerim vardı. Bazıları çok eski bazıları yakın zamanda yaptığım şarkılardı. Bu parçaları insanlarla buluşturmayı çok istiyordum fakat yıllar boyunca çeşitli engeller yüzünden yayınlamaya imkan bulamamıştım. Hayatımdaki birçok engeli kaldırdıktan sonra bir tekli yayınlayarak dinleyicilerime bir “Merhaba” demek istedim ve bu şekilde tekli yayınlamaya karar verdim. İlk tekli olarak “Açsın Yapraklarım” adlı bestemi seçmemin sebebi manevi boyutunun bende çok büyük olması ve çevremdeki çoğu kişinin parçamı akustik konserlerimde dinleyerek aşina olmaları. Tam 9 yıl önce bir fecr vaktinde sabah yıldızından ilham alarak yazdım bu besteyi. Özellikle şarkıdaki “Ver bana gecelerini, yıldızın olayım. Belki fecre kadar gündüzünü saklarım.” cümleleri sabah yıldızından ilham alarak yazdığım cümleler. Unutamayacağım zamanlarda bu şarkıyı sahnede seslendirirken çok sevdiğim dostlarım bana çok eşlik ettiler. Şarkının çok anısı var. O yüzden özellikle “Açsın Yapraklarım”ın hakkını verip ilk tekli olarak yayınlamak istedim. Bu yola çıkarken ilk adımda şarkının düzenlemesini ve mix-mastering’ini üstlenen gitarist Mert Yücel ile tanıştım. Kendisini çok iyi bir gitar virtüözü olarak gördüğüm Mert Yücel, değerli sanatçıların konserlerinde ve kaydında yer almış bir hard rock ve blues gitaristidir. Sürekli severek dinlediğim özenle hazırladığı enstrümantal albümleri var. Parçanın yapım süreci boyunca Mert ile aramızda büyük bir dostluk oluştu. Onunla çalıştığım için gerçekten çok mutluyum.
Avrupa Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?
-“Açsın Yapraklarım”ın kaydı ve klibi bittikten sonra şarkıyı Avrupa Müzik’deki değerli A&R’ım Erdinç Tanrıverdi’ye gönderdim. Bir hafta sonra olumlu ve güzel bir dönüş aldım. Hemen ardından çalışmalara başladık ve 29 Nisan’da şarkım klibiyle beraber tüm dijital platformlarda yayınlandı. Erdinç Tanrıverdi bana bu parçanın dağıtım sürecinde çok destek oldu. Kendisi çok tecrübeli ve birikimli biri. Başta Avrupa Müzik’in değerli sahipleri Cengiz Erdem ve Deniz Erdem’e, değerli A&R’ım Erdinç Tanrıverdi’ye, basın danışmanım Büşra Yirmibeş’e, A&R ekibinin başındaki Onur Kara başta olmak üzere tüm A&R ekibine ve tüm Avrupa Müzik ekibine destekleri için çok teşekkür ederim. Böyle dinamik bir ekiple çalıştığım için de çok mutlu oldum.
Açsın Yapraklarım ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-“Açsın Yapraklarım” yayınlandıktan itibaren çok güzel geri dönüşler aldım. Çok fazla kişi tebrik etmek için aradı, yazdı ve herkes çevresiyle şarkıyı paylaştı. Bu beni gerçekten çok mutlu etti. Burdan destekleriyle yanımda olan tüm dinleyicilerime çok teşekkür ederim.
Klibinizi yöneten Ali Özcan ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?
-İlk şarkım için bir klip çekmeyi çok istiyordum. Bu doğrultuda Klibin yönetmenliğini ve montajını üstlenen sevgili Ali Özcan ile tanıştım ve Ali ile yollarımızın bu şekilde kesişmesi beni çok mutlu etti. Kendisi alternatif pop kariyeriyle ve güzel parçalarıyla bilinen çok değerli bir sanatçı. Bana klip konusunda çok yardımcı oldu. Klibi çekmeden önce buluşup beraber neler yapabileceğimizi konuştuk ve klibi bir günde Büyükada’nın en güzel yerlerinde çektik. Klipteki birçok güzel şey spontane gelişti ve ortaya çok güzel bir ürün çıktı. Onunla çalışmak benim için büyük bir zevk.
Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
-Her ne kadar müziğim rock müzik kategorisinde olsa da benim için benzersiz bir türe sahip. Bir nevi Baran İmamoğlu müziği diyebilirim. Ancak piyasada belli bir sınıfa dahil edersek alternatif rock türünde bir müzik.
Açsın Yapraklarım’dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?
-Elbette! Çok değişik zamanlarda, farklı duygularla yazdığım ve insanların ruhuna dokunabileceğini düşündüğüm bestelerim var. Bu besteleri insanlarla paylaşmak için sabırsızlanıyorum. O yüzden çalışmalara devam edeceğim.
Baran İmamoğlu’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Açsın Yapraklarım”ı tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Yorum Ekle