Röportajlar

Yeni teklisi “Kendime Not”u dinleyicilerle buluşturan Didem Atasoy ile bir röportaj…

Didem Atasoy… Müzisyen bir aile ile başlayan yolculuğu, müziğin eğitiminden gelmesi ve zamanla kendisini özellikle Caz konusunda geliştirip hem sahne tecrübesi kazanması hem de kendi bestelerini yapmasıyla devam etti. Öte yandan müzikal tiyatro ile de ilgilenen Atasoy, kendi eseri ilk teklisi “Yeni Bir Yol” ile dinleyicilerin beğenisini kazandı. Şimdi ise yine kendi eseri Caz tınılı ikinci teklisi “Kendime Not”u CT etiketiyle dinleyicilerle buluşturan, halen Londra’da yaşayan Atasoy ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, yeni teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle Yeni Bir Yol’a kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız? Bu bağlamda konservatuvar eğitiminiz size müziksel anlamda neler kattı?

-En baştan başlayayım… Öncelikle müzisyen bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldiğim için şanslı olduğumu düşünüyorum. Onların provalarını çalışmalarını izleyerek, dinleyerek büyüdüm ve bunun sanata olan ilgimin ve aşkımın şekillenmesinde büyük etkisi olduğu kesin. Asıl alanları opera olsa da, evde farklı müzikler de dinlenir söylenirdi, bunun da müzik ve sanata bakış açımı genişlettiğini düşünüyorum. Bu kısmı eğitimimin başlangıcı diye saymazsak, müzik eğitimine 8 yaşındayken Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı piyano bölümünde başladım. Uzun yıllar klasik piyano çaldıktan sonra üniversite eğitimimi de yine Mimar Sinan Üniversitesi’den okul birincisiolarak mezun olarak tamamladım. Sonra İstanbul Üniversitesi Müzikal Tiyatro Bölümü’nden mezun oldum. Yüksek lisansımı da Bahçeşehir Üniversitesi Caz Programı’nda yaptım. Yani klasik müzikle başlayıp, daha sonra müzikal tiyatro ve sonra da caz müzikle devam eden bir müzik yolculuğum oldu şimdiye dek. Konservatuvar eğitimi, farklı müziklere adapte olabilmemi, kendi müziğimi şekillendirirken kendimi nasıl ifade edeceğimi daha kolay bulmamı sağladı diyebilirim.

Öte yandan Caz sahnesinde de bilinen bir sanatçı olarak Caz müzik ile nasıl tanıştınız ve bu alandaki tecrübelerinizi nasıl özetlersiniz?

-Caz dinlemeyi her zaman severdim – Ella Fitzgerald, Sarah Vaughan, Nora Jones, dinlemeyi en sevdiğim isimlerden olmuştur – fakat bu konuda eğitim almamıştım. 2014 yılında bir Caz Yüksek Lisans programı açıldığını duyunca büyük bir hevesle seçmelere girdim ve müzik geçmişimin de etkisiyle okula kabul edildim. İyi ki de girmişim. Caz müzik, inanılmaz bir özgürlük, çok akışkan. Bir eseri her müzisyenin bambaşka yorumlayabilmesi, her konserde farklı sololar çalınabilmesi, müzisyenlerin o anda birbirlerini takip ederek bir şeyler üretiyor olması insanın ufkunu açıyor ve denemeye itiyor. Ve tabii hem birlikte çalıştığım eğitmenler, hem bir kısmı o dönem zaten aktif caz müzisyenleri olan sınıf arkadaşlarım bana çok şey kattı. Bu iki şarkımda birlikte çalıştığım Emre Tankal da sınıf arkadaşlarımdan biriydi hatta!

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz ve bu bağlamda “Yeni Bir Yol”un oluşum süreci nasıl gelişti? Prodüksiyonunuzu CT olarak üstlenen Cem Tuncer ile yollarınız nasıl kesişti? “Yeni Bir Yol” ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Uzun yıllar sahne üzerinde performans yapan bir sanatçı oldum. Caz üzerine eğitim almaya başlamadan önce, birçok müzikal projede ve konserde yer aldım. Sidikli Kasabası (İstanbul Devlet Tiyatrosu) ve Footloose (Sieur Duluth Festival, USA) bana en çok şey katan ve en keyifle yer aldığım projeler arasında. Yüksek lisans öncesi enstrümantal eserler veya sözsüz şarkılar yazmıştım fakat sözlü şarkı yazmaya yüksek lisans döneminde başladım ve kendimi bu şekilde ifade etmek çok hoşuma gitti. Yeni Bir Yol, hayatta farklı davranmayı, farklı bir yolu seçme şarkısı aslında. Bu şarkıyı Londra’ya taşınmaya karar verdiğim dönemde yazmış, ve eğer bir gün şarkılarımı yayınlamaya karar verirsem ilk şarkım bu olacak diye düşünmüştüm, ki oldu… Cem Tuncer’le, 2017 yılında Londra’ya taşındıktan kısa bir süre sonra ortak bir tanıdığımız aracılığıyla tanıştık. “İkiniz de müzisyensiniz, haydi tanışın!” dedi, iyi ki de demiş. Cem ile frekanslarımız hem arkadaş olarak hem de müzik anlamında çok uyuştu. Hep birlikte müzik yapalım diyorduk, ki pandemi döneminde, tam da canlı performanslar tamamen yok olmuş, herkes evde oturmak zorundayken, ben tam zamanı diye düşündüm ve Cem’e Yeni Bir Yol’u kaydedip yayınlamak istediğimden bahsettim. O da şarkıyı çok sevdi ve üzerine çalışmaya başladık. İçime çok sinen bir tekli oldu, ve hem dinleyicilerden hem de müzik dünyasındaki arkadaşlarımdan çok olumlu geri dönüşler aldık.

En son “Kendime Not”u dinleyicilerle buluşturdunuz. “Kendime Not”un oluşum süreci nasıl gelişti?

-Ben çoğu zaman koşturmaca içerisinde yaşayan biri oldum sanırım. Hayatımda her zaman birden fazla uğraş vardı. Piyano, dans, tiyatro, şarkıcılık, okul, performans, dil öğrenme vs. Bundan da çoğu zaman memnundum aslında, çünkü bence en güzel yatırım kendimize yaptığımız yatırım. Fakat bir süre sonra bu yaşam şekli beni yormaya başladı, tabii buna İstanbul gibi bir büyük şehirde yaşamanın getirdiği sürekli koşturma ve stres halini de ekleyince, oldukça bunalmış hissetiğim bir dönem oldu. Birçok şeyi aynı anda yapmaya çalışırken, kafamı kaldırıp gökyüzüne bile bakmadığımı, o tempo içinde günlük küçük güzellikleri kaçırdığımı fark ettim, ve tabii bu durumun uzun süreçte, hayattan asıl istediğim şeyleri ertelememe veya daha kötüsü unutmama neden olabileceğini… Kendime Not, tam da bu hisleri unutmamam, arada bir durup kendimi dinlemem için bir hatırlatma olsun istedim. Hem kendime, hem de böyle hisseden herkese…

Kendime Not ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Sanıyorum beni Kendime Not’u yazmaya iten bu duyguları, günümüzde çoğu insan yaşıyor. Yaşam artık çok hızlı, sürekli buna yetişmeye çalışmak, sürekli daha iyisi, daha güzeli, hep dahası gerekli diye düşünüyoruz ve bu, dönem dönem insanı yoruyor. Dolayısıyla birçok insan, benzer duyguları hissettiğini, şarkının onlara bu anlamda çok hitap ettiğini söyledi, ve bu beni çok mutlu etti.

Kendime Not’un klibini yöneten Gianni Gaudenzi ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşumu nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Gianni ile Londra’ya taşındıktan sonra hayatıma giren ve hayatımın baş kahramanlarından olan Enrico Vallicelli aracılığıyla tanıştık. Klibin çekildiği Ravenna, sık sık gittiğimiz ve doğasına, tatlı minik sokaklarına hayran olduğum bir yer. Oraya ne zaman gitsek bana bir nefes gibi gelmiştir. Klip hakkında beyin fırtınası yaparken klibi Ravenna’da çekme şansımız olur mu diye düşündüm ve bunun üzerine beni anlayabilecek bir yönetmen arayışına giriştik. Gianni Gaudenzi tam da aradığımız insandı. Çok başarılı ve yaratıcı bir yönetmen olmasının yanında tam bir sanat aşığı. Şarkıyı ona tercüme ettim, düşündüklerimi aktardım. Gianni’nin şarkımı çok iyi anlaması, bakış açısı, vizyonu ve profesyonelliği sayesinde çok güzel bir iş çıktı. Şarkıda bahsettiğim duyguları, klipte ağırlıklardan kurtulma ve doğaya dönüş hikayesi şeklinde sembolize ettik. İzleyenlerde de bu etkiyi yaratmayı başardık sanıyorum!

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-İnsanın yaptığı müziği net bir başlık altına koyması zor olabiliyor sanırım. Ama caz müzik çatısı altında, funk, soul gibi türlerin de etkilerinin hissedildiği bir müzik yapıyorum diyebilirim. Yazdığım şarkıları kısa bir film gibi düşünüyorum aslında. Bu anlamda da, özellikle müziğimin sözleri düşünülünce Müzikal Tiyatro gelebilir akla. Bir de sürprizleri çok seviyorum müzikte. Bazen gayet belirgin, bazen saklı sürprizler oluyor genelde şarkılarımda. Pek de beklenmeyen bir akor, ölçü veya groove değişimi gibi… Benim için önemli olan, bir hikaye anlatmak, bu bazen kendi hikayemi, bazen de başka bir hikayeyi kendi gözümden anlatmak olabilir. Bunu yaparken de farklı müzik türlerinde almış olduğum eğitimden ve tabii dinlediğim müzik türünden ilham alıyorum.

Bununla birlikte kendi düzenlemelerinizi kendiniz üstleniyorsunuz. Bu durum sizin müziğiniz adına yapmak istedikleriniz hakkında özgür bir alan sağlıyor mu?

-Kesinlikle… Zaten genelde piyano başında çalarak, bazen doğaçlamalardan yola çıkarak yazan bir müzisyenim. Dolayısıyla şarkı yazarken hayalimde düzenlemesiyle beraber oluşmaya başlıyor şarkılar. Nasıl bir sound istediğimi, enstrümanları, ben seçiyorum. Yarattığım akor dünyası zaten tamamen benim dünyam! Şarkıyı bir bütün olarak düşünüp her ayrıntısıyla ince ince işleyebilmek çok keyifli. Tabii müziğine ve fikrine güvendiğim müzisyenlerle çalışıyor olmanın büyük etkisi var. Müziğime onlarla paylaşıyorum, birlikte bakıyoruz, bazen beyin fırtınası yapıyoruz, daha iyi nasıl olur diye. İstediklerimi söylüyorum ve genellikle istediklerimin de fazlası bana geri dönüyor. 

Öte yandan yaşamakta olduğunuz Londra’da müzikal tiyatro konusunda da sanat hayatınıza devam ediyorsunuz. Bu alana eğilme ve Londra’da yaşamanız nasıl gelişti, bu alandaki tecrübelerinizi nasıl özetlersiniz ve bu alandaki performanslarınız hakkında nasıl geri dönüşler aldınız?

-Londra’ya geldikten sonra hem vokal ve piyano dersleri vermeye devam ettim, hem de birkaç projede yer aldım. Ama aklımda hep kendi projemi hayata geçirmek vardı. Hem yakın arkadaşım hem meslektaşım Barış Arman’la birlikte tek kişilik bir müzikal performans tasarladık, metnini birlikte yazdık. Provalar çok keyifli geçiyordu, motivasyonumuz yerindeydi ve projeye güveniyorduk, fakat prömiyerimizden hemen önce pandemi başladı, her yer kapandı ve her şey durdu maalesef. Ben de bu dönemde şarkı yazmaya ve şarkılarımı yayınlama yoluna yönelmeye karar verdim. Önümüzdeki aylar için planım bu şekilde devam etmek. Ama gelecek sene için aklımda küçük kadrolu bir oyun fikri mevcut. Şimdilik daha fazla ayrıntı vermeyeyim! (gülüyor)

Kendime Not’tan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Şu anda üzerine çalıştığım 4 şarkım var, önümüzdeki aylarda onları teker teker yayınlamak istiyorum. Kendime Not’u takiben yayınlamayı planladığım bu şarkılar İngilizce olacak. Bu şarkılarla, hem Türk hem yabancı dinleyicilere hitap edebilmek istiyorum. Bir yandan, hem Türkçe hem de İngilizce şarkılar yazmaya devam ediyorum. 

Didem Atasoy’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Kendime Not”u tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.