Röportajlar

İlk teklisi “Sarılınca Sana”yı dinleyicilerle buluşturan Funda ile bir röportaj…

Mayıs bitmeden dinleyicilerle buluşan ilk tekliler arasında bilinen şarkıların yeni yorumları da dikkat çekmekte. Bu yorumlardan biri de, mesleki anlamda hemşirelik alanında ilerlese de müzik tutkusuyla kendi şarkılarını yapan ve çeşitli şarkıları yorumlayıp paylaşan Funda’nın Garaj Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşturduğu; mesleği gereği tanıştığı usta sanatçı İlhan Şeşen’in “2000’ler klasiği” olarak anılmayı hak eden şarkılarından “Sarılınca Sana” yorumu oldu. Funda (Funda Bozkurt) ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Sarılınca Sana”ya kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-İlkokul 2. sınıfta iken Barış Manço’nun “Can Bedenden Çıkmayınca” şarkısını çocuk sesimle söylerken babam sesimin güzel olduğunu keşfetti. Akraba ziyaretlerinde “Haydi Funda söyle!” diyerek tüm akrabalarım şarkı söylemeye teşvik etti. O günden sonra okul korolarından hiç eksik olmadım. Lisede gitar ile tanıştım. Üniversitede okul şenliklerinde sahneye atlayarak İlhan Şeşen’in “Rüzgar” şarkısını söyledim. Tüm arkadaşlarım ayakta alkışladılar. Sahnede kendimi ait olduğum yerde hissettim. Gitarda çalmayı öğrendiğim ilk şarkı “Rüzgar”. İlk aşkımın kulaklarına fısıldadığım şarkı “Rüzgar”. Kim derdi ki bir gün bu muhteşem eserin sahibiyle tanışacaktım? Derken okul bitti ve severek yaptığım asıl mesleğim olan hemşireliğe başladım. Müziği hayatımdan hiç çıkaramadım, çeşitli şarkıları yorumlayıp sosyal medyada paylaştım. Sorumlu hemşirem hemşireler gününde hastalar için şarkı söylememi istedi. Hemşireler için “Beyaz Kanatlı Melekler” adında ilk şarkımı yazdım. Haberlere çıktı; tüm hemşire sayfaları yayınladı. Meslektaşlarım çok beğendiler.

Bir tekli yayımlamaya, bu bağlamda İlhan Şeşen klasiği “Sarılınca Sana”yı yorumlamaya nasıl karar verdiniz? İlhan Şeşen ile yollarınız nasıl kesişti?

-Başlangıçta bir tekli çıkarma düşüncem hiç yoktu. Yorumladığım şarkılara insanlardan gelen güzel geri dönüşler beni cesaretlendirdi. Sorumlu hemşirem müziğe olan ilgimi bildiği için beni İlhan Şeşen ile tanıştırdı. Kendisinin hastalığı dolayısıyla bir süre hemşireliğini yaptım ve zamanla aramızda baba-kız ilişkisi kuruldu. İlhan Amca onun bir şarkısını söylememi istedi. “Aşk Layık Olanda Kalmalı”yı yorumladım, çok beğendi. Utanarak onun bir şarkısını tekli yapmak için izin istedim ve bana, “Funda’cığım bütün şarkılarım senindir, hangisini istersen söyleyebilirsin!” diyerek beni onure etti. “Sarılınca Sana” şu an beni en çok anlatan şarkı olduğu için onu söylemek istedim.

Düzenlemeyi üstlenen Armin ile yollarınız nasıl kesişti?

-Armin’le uzun zamandır arkadaşız. Onu internette paylaştığı güzel şarkı yorumlarıyla tanıdım. Evde çeşitli şarkıları yorumlayıp sosyal medyada paylaşırken bana çok yardımcı oldu. Onun tarzını her zaman çok sevdim. “Sarılınca Sana” için hazırladığı demoya aşık oldum. “Bu şarkıyı kesinlikle Armin hazırlamalı!” diye düşündüm.

Garaj Müzik ile yollarınız nasıl kesişti?

-Garaj Müzik adını daha önce birçok sanatçı dolayısı ile biliyordum. İlhan Amca’nın aracılığı ile tanıştım.

“Sarılınca Sana” yorumunuz ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-“Sarılınca Sana”nın yeni yorumunu herkes çok sevdi. Tanıdığım tanımadığım herkesten çok güzel yorumlar aldım.

Klibi yöneten Fatih Kurut ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Fatih’i Instagram’da keşfet kısmında buldum. Çalışmalarını çok beğendim. “En iyi yönetmenler daima iyi fotoğrafçılardan çıkar!” sözünü artık ben de onaylıyorum. Fatih sadece yönetmenlik değil, klibin kurgu, edit, renk, drone gibi, tüm süreçlerini üstlendi. Tamamen doğaçlama yaptığımız bir çekim oldu. Fatih ile klip çekiminde çok iyi bir uyum yakaladık. Bundan sonra da onunla devam etmeyi planlıyorum. Klibi izleyen herkes çok beğendi. Benim de beklediğimden daha güzel bir sonuç oldu.

Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

-Ben sanat ruhlu bir insanım. Sanatın her türünü, müziğin de her halini çok severim. Sanat müziği, türkü, yerine göre arabesk, yerine göre yabancı müzik, pop, hepsini dinlemeyi de söylemeyi de çok severim. Fakat çoğunlukla pop dinliyorum, o yüzden ben popçuyum diyebilirim. Bence bir sanatçı ne tür besteler yapıyorsa tarzı o olmalıdır diye düşünüyorum.

“Sarılınca Sana”dan sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Elbette var. 2 yılda yazdığım 20 tane beste var. Daha da yazmaya devam edeceğim. Bundan sonraki müzik hayatıma kendi bestelerimi yayınlayarak devam etmeyi düşünüyorum. İkinci teklim “Yalanlarından Arınamazsın” çok yakında sizlerle olacak.

Funda’ya bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Sarılınca Sana”nın Funda yorumunu tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.