Röportajlar

İlk teklisi “Düşünme Sen”i dinleyicilerle buluşturan Simay Özdaş ile bir röportaj…

Nisan bitmeden dinleyicilerle ilk teklisini buluşturan başarılı isimlerden birisi de, müzik tutkusunu hep taze tutan, eğitimler alan ve zamanla kendi şarkılarını Simay Özdaş oldu. İlk teklisi “Düşünme Sen”i Hazel Music Co. etiketiyle dinleyicilerle buluşturan Özdaş ile Bi’Kuble için, müzik yolculuğunu, teklisini, aldığı geri dönüşleri ve gelecek çalışmalarını konuştuk.

Öncelikle “Düşünme Sen”e kadar olan müzik yolculuğunuzda neler yaptınız?

-Hayatımın her bölümünde müzik vardı. Şarkı söylemek benim için hayatımın en vazgeçilmez eylemiydi. Hep aynanın karşısında dans ederek şarkılar söylediğimi hatırlıyorum. Aynı şekilde yazı yazmak da öyleydi. Her sıkıldığımda sayfalarca yazılar yazardım. Sonra hayatımın bir döneminde şarkı besteleyebildiğimi fark ettim ve sahip olduğum bir deftere sayfalarca söz yazdım. Her şeyi fark edişim lise zamanlarımdaydı. Öyle klasik bir keşfedilme hikayem yok. Kendi yeteneklerimi bilip hep onlar üzerine çalışmak istedim. Üniversiteyi ilk kazandığımda 17 yaşımdaydım. Fakat okumak için gittiğim bölüm beni hiç bir zaman yansıtmayacak bir bölümdü. İlk yılımı bitirdikten sonra hemen İzmir’e dönüp şan ve piyano dersleri almaya başladım. Yetenek sınavlarına katılmam için önümde bir yıllık bir süreç vardı. Bir yıl çalıştım fakat girdiğim yetenek sınavlarına yeterli  bir zaman olmadığını anladım. Sonuçlarım başarısız oldu. Ama hayatımda hiçbir şey şarkı yazmama engel olmadı. “Düşünme Sen” yetenek sınavlarımda başarısız olunca puanımla gittiğim üniversitede okurken yazdığım bir şarkımdı. Beni hep heyecanlandıran bir şarkı. Şu an herkesin dinleyebiliyor olması beni çok mutlu ediyor. 

Bir tekli yayınlamaya nasıl karar verdiniz? Bu bağlamda “Düşünme Sen”in oluşumu nasıl gelişti? Düzenlemeyi üstlenen Serhan Bülbül ile yollarınız nasıl kesişti?

-Eğer bir gün bir şarkım çıkacaksa defterimde yazılı olan birkaç favori şarkılarımdan biri olmalıydı. Hem beni tanıtabilecek hem de dönemin ritmine uygun. “Düşünme Sen” nakaratı tamamlanmış olan fakat giriş bölümleri eksik olan bir şarkıydı. İstanbul’a geldiğimde tanıdıklarım sayesinde Serhan Bülbül ile tanıştım. Gerçekten sektörel anlamda hiçbir şey bilmeyen biri olarak Serhan’la ilk konuştuğum günden itibaren tüm sorularım cevap bulmaya başlamıştı ve tabii ki güven kesinlikle çok önemli bu konuda. İçimden bir ses de artık zamanın geldiğini söylüyordu hep. Doğru zaman doğru adım doğru kişi-kişiler çok önemli bence. Artık aklımda her şey onaylandığında şarkı seçimine geldiğimizde Serhan ile bambaşka bir şarkıya çalışıyorduk. Yine benim yazmış olduğum bir şarkıydı, onun provalarını yapıyorduk. Sonra bir gün çalışma sırasında “Düşünme Sen” diye bir şarkımın olduğunu fakat giriş kısımlarının hazır olmadığını söyledim. Birden piyanoda bu şarkının nakaratını çalışırken bulduk kendimizi. Gerçekten doğru olanın bu şarkı olabileceğini düşündük ve tamamen Düşünme Sen şarkısı üzerine odaklandık. Ben şarkının giriş kısmalarını da tamamladıktan sonra hazır hale geldi ve tüm süreçleri geçerek dinleyicilerimizle buluştu. 

Firmanız Hazel Music Co. ile yollarınız nasıl kesişti? 

-Serhan Bülbül’ün stüdyosu, Hazel Music Co. çatısı altında bulunan bir stüdyo. Kapısından adım attığım ilk günden itibaren her zaman aynı samimiyetle karşıladılar beni. Hiçbir zaman çekineceğim bir taraf olmadı orada. Çok donanımlı bir stüdyo ve işlerinde çok iyi olan kişilerle çalışılıyor. Aynı zamanda şarkının mix-mastering çalışmasını yapan Emre Kıral da aynı stüdyo da bulunuyor. Şarkımın oluşum sürecinden çıkış tarihine kadar her şeyiyle büyük bir samimiyetle ilgilenildi. Sektörde yeni bir isim olmama rağmen Hazel Music Co. ile yola başlayıp devam etmek benim açımdan büyük bir şans. En büyük teşekkürüm ise her zaman tüm bilgisiyle yanımda olan Yıldız Hazel’e. 

Düşünme Sen ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Düşünme Sen ilk çıktığında heyecandan uyuyamamıştım. İlk paylaşım yapacağım yer sosyal medya olacağı için beni oradan takip eden çoğunluk, arkadaşlarımdan oluşuyor. Her zaman şarkı söylemeyi çok sevdiğimi ve bunu meslek haline getirebilme hayalimi bilen arkadaşlarım. Sağ olsunlar şarkı ilk çıktığı andan itibaren tüm desteklerini şarkımı paylaşarak veriyorlar. Hepsinin iyi niyetine ve destekleyici tarafına çok inanıyorum. İçlerinden gelerek, isteyerek yapıyorlar, biliyorum. Düşünme Sen şu anda YouTube’a da yüz üç bin izlenmeyi geride bıraktı. Kendi kanalımdan yirmi abonemle başladığım bu yolculuk yavaş yavaş katlanarak devam ediyor. İnşallah daha geniş kitleler izler ve dinler. Tüm izleyici ve dinleyicilerime, yorum yapan, beğenen ve paylaşan herkese tekrardan teşekkür ederim. 

Düşünme Sen’in klibini yöneten Oktay Bingöl ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin oluşum süreci nasıl gelişti ve klip ile ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

-Oktay Bingöl ile editörlüğümüzü yapan Yıldız Hazel tarafından tanıştırıldım. Oktay Bingöl çekimleri olsun , yaptığı işler olsun kalitesi ortada olan bir kişi. Tanıştığımızda da aklımda olan her şeyi ona anlattım. Mesela, su benim hayatım boyunca hep önemli olmuştur. Deniz kıyısında büyüyen biri olarak suyu hep önemserim ve bana hep iyi geldiğine inanırım. Klibimde de öyle bir görüntüye yer vermek istedim. Diğer kliplerimde de hep yer vereceğim bir madde olacak. Stüdyo ortamında gerçekleşen çekimlerimizde aklımızda olan ve istediğim her şeyi gerçekleştirdiğimiz içimize sinen bir klip oldu. Oktay Bingöl ve ekibine teşekkür ederim. 

Kendi müziğinizi nasıl tanımlarsınız?

-Hayatım boyunca kendi hisselerimin, düşüncelerimin yanı sıra hep karşımdaki- yanımdaki insanlarında düşüncelerini de anlamaya odaklandım. Empati yeteneğimin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden her zaman şarkı yazarken kendi hislerimin yanında başkalarının hisselerinden de yararlanabiliyorum. Yaşamadığım bir hissi başkasından hissedip kağıda dökebiliyorum. Anlamaya ve anlatmaya odaklanıyorum. Şöyle enteresan şeyler de olabiliyor mesela. Kendi içimde veya arkadaş ortamımda yaşadığım her hangi komik ya da üzüntülü bir olayı dinleyicilerin tam tersi hissedebileceği histe yazabiliyorum. Yani gülünç bir durumu daha duygulu bir şarkı olarak, üzüntü duyduğumuz bir olayı daha pop tarzında dinletebiliyoruz. Gerçekten bu işin sihri diyebiliriz bu olaya. Bazen de hiç ummadığım bir zamanda böyle aniden geliyor her şey, hemen ses kaydı alıyorum o zaman unutmamak adına. Tek bir cümleyle ifade etmem gerekirse de:  “Benim müziğim kesinlikle, yaşadığım ve hissettiğim tüm duyguların özgürlük alanı.“

Düşünme Sen’den sonra yapmayı düşündüğünüz çalışmalar var mı?

-Tabii ki var. Düşünme Sen’den sonra bir tane akustik cover gelecek YouTube’a. Daha sonrasında yaz için en başta çalıştığımız fakat sonra karar değiştirdiğimiz şarkımız var elimizde. Tam bir yaz şarkısı. Benim içimi ısıtan bir şarkı. Umarım o şarkımızı da yayınladığımızda herkes severek, beğenerek dinler.

Simay Özdaş’a bu güzel röportaj için teşekkür ediyorum. “Düşünme Sen”i tüm dijital platformlarda bulabilirsiniz.